Xase ile birleş Xabze ile özgürleş

0
3508

Guban (Kuban), şairin dediği gibi daha küçücük bir derecikti, ak sakallı Nart yiğitleri bir adımda aşıp geçiyorlardı “kalbin anası” adını verdikleri nehirden. Binlerce yıl akıp durdu Guban. O aktı, Kafkasya can buldu. Halk onunla bütünleşip, yaşamını ona göre düzenledi.

O topraklarda bir kültür, halkıyla, suyuyla, havasıyla ve en önemlisi o toprağın insanının verdiği emekle kendine has olarak şekillendi; Maykop kültürü.

O süzülüp gelen kültürü, yaşamı şekillendiren, oluşturan bir omurga, yapı var: Xase + Xabze.Çağdaşı olan, Anadolu topraklarında oluşan kültürle büyük benzerlikler barındırıyor.

Xase (Xiase), kutsal paylaşım demek.

Xabze (Xiabze), kutsal söz demek.

Xase: bizim paylaşımımız; Meclis.

Xabze: bizim sözümüz; Anayasa.

Bunun adı kısa, öz; ben kendi mi kendim yönetirim; Demokrasi.

Bir Xase Nasıl oluşurdu?

Her köyün bir Xase’si vardı. Bu Xase’ye o köyde bulunan bütün insanlar katılırdı; Herkesin söz söyleme ve fikrini beyan etme, yeni bir kural önerme hakkı vardı. Kararlar oy birliği ile alınırdı. Birkaç köyden oluşan bölge Xaseleri ise her köy Xase’sinin seçerek gönderdiği temsilcilerden oluşuyordu. Ülke genel Xase’si ise bölgelerin seçerek gönderdiği temsilcilerden oluşturuluyordu.

Pşı/Ah köy yöneticisi idi. Xase çerçevesinde Xabze’ye göre, o köyde sosyal yaşamın aksamadan yürümesini sağlamakla yükümlüydü. Pşı /Ah’lar düzenin kontrolünü Work/Amısta’larla denetliyorlardı. Köy Pşı/Ah’ı, bölge Pşı/Ah’ı tarafından denetime tabi tutuluyordu. Tüm pşı/ah’lar ise Ülke büyük Xase’si tarafından pşı/ah’lar arasından seçilen Pşımyapş (Pışılarpışısı)/Apısha’a (baş yönetici) bağlıydılar, onun tarafından denetime tabi tutuluyorlardı. Xase’ye karşı sorumlu olan Pşı/Ah’lar, Xabze kurallarını ihlal ederlerse Ülke Xase’si tarafından yargılanır ve görevine son verilerek yerine yenisi atanırdı.

Tüm kararlar ülke genel meclisi -Xase- tarafından oluşturulan genel kurallara uygun olmak durumundaydı. Köy ve Bölge Xaseleri, Ülke Xase’sinin kararlarına aykırı karar alamazdı, oluşturacağı kurallarda Ülke Xase kararına uyma zorunluluğu vardı. Her kural, köy bölge ve ülke Xaseleri tarafından uzun uzun tartışıldıktan sonra genel kural olarak kabul edilir, duyurucular tarafından her bölge ve köye ulaştırılır, ilan edilirdi.

Kişi, köy, bölge, yönetici anlaşmazlıklarında, nerede olmuşsa oranın Xase’si tarafından bağımsız mahkeme oluşturulur, davalı ve davacıya mahkemede, yerlerine kendilerinin seçtikleri vekiller tayin edilirdi. Dava sonundataraflar alınan karara uymakla yükümlüydüler. Verilen kararlara uyulup uyulmadığını sorumlu pşı/ah, yardımcıları olan work/amısta’larla denetlerdi.

Yaşamın her alanı sosyal, hukuki, örf-adet, her şey Xase tarafından Xabze kurallarına uygun şekillendirilmişti. Bir Çerkes attığı her adımda bu kuralları gözetmek ve onlara uymakla yükümlüydü; çünkü kuraları kendisinin de içinde bulunduğu kendi toplumu yapmıştı. Bu,kendisine saygı duyduğu kadar karşısındakine de saygı duymasını gerektiriyordu.

Yerinden yönetim, adem-i merkeziyet dedikleri bundan başka ne olabilir ki?

Demokrasi, halkın kendi kendini yönetmesi denilen şey bundan başka ne olabilir ki?

Yetkini devretmeden her aşamada bizatihi kendin kullanıyorsun. Sen söylüyorsun fikrini, sen şekillendiriyorsun yönetileceğin kuralları: Anayasa’yı.

Beğenmedin, çağı geçti, zamanaşımına uğradı, topluyorsun Xase’yi halkla birlikte zamanın şartlarına uygun yeni yasa yapıyorsun. Yaşam alanının kurallarını sen belirliyorsun. Nasıl yaşayacağını, nelere uyup nelere uymayacağını, özgürlük veya kısıtlılık alanlarını, o bölgede seninle beraber yaşayanlarla birlikte sen belirliyorsun.

Bize uzaktan bakanlar şöyle diyorlardı; Devletleri yok!

Xase ve Xabze, meclis, anayasa, yönetici ve deneticiler olduğuna göre, bal gibi bir devlet örgütü mekanizması idi.

Dışardan bakanlar o kendilerinin ceberrut merkezi, otoriter devletini arıyorlardı. O, şükür ki Kafkasya’da yoktu.

Biz Çerkesler demokrasiyi binlerce yıl, yaşamış, yaşayagelmişiz.

Yüzlerce halk bu yapı içinde kendi içinde bağımsız, kendi içinde birbirlerine karşı sorumlu, merkezi yönetime karşılıklı sorumluluklar içinde bağımlı, gevşek konfederal yapıda bir devlet olarak varlıklarını sürdüre gelmişlerdir.

Şimdi herkesin hayran olduğu ama bir türlü de içine sindiremediği, esas olarak sermayenin şekillendirdiği “Batı tipi demokrasi” ile vekaletimizi hiç tanımadığımız birisine veriyoruz ve vekaleten demokrasi yaşıyoruz. Biz kendi kendimizi değil birileri bizi yönetiyor: İstediği gibi!

Guban nehri ne kadar yaşlı ise Xase ve Xabze o kadar eski, halkın kendini yönettiği bir demokrasi geleneğidir.

Çerkesler, var olabilmek için kendi varlıklarına sahip çıkmak zorundadır; Xase ile birleş, Xabze ile özgürleş.

Önceki İçerikSemerkov Eylül 2013
Sonraki İçerikSemerkov Ekim 2013
Jiy Zafer Süren
1951’de Samsun’da doğdu. Üniversite’yi terk etmiş ve muhasebeci olarak çalışarak emekli olmuştur. Çeşitli dergilerde şiir ve araştırma yazıları yayınlandı. Kafkasya üzerine yayın yapan, As Yayın’ın kurucuları arasında yer aldı. “Çipxe, Kafkas Aile Armaları” (derleme) ve “Tama Bahar Gelmeyecek” (şiir) isimli iki kitabı vardır. Nisan 2008 itibariyle Jıneps gazetesi yazarları arasında yer aldı, Ocak 2011 tarihinden bu yana yayın kurulu üyesidir.