Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Oubykh Nal İzinde Ocak 2015

Bozaaaaaaaaaa!

Bozaaaaaaaaaa!

Eskiden sık sık yapardım…

Geç saatlerde ıssız bir sokaktan geçerken, muziplik yapmak için bağırırdım…

Bozaaaaaaaaa! Bozaaaaaaaaa! İstanbul’a taşınana kadar neredeyse hiç içemedim…

Vefa dışında ‘ vefa bozası’ olmazdı…

Kadıköy Altıyol’dan iskeleye doğru inerken sağ tarafta bir dükkanda olurdu…

Çoğu zaman kalmazdı…

Boza denince mermer gelir hemen akla…

Damarlı mermer tezgah…

Maksime Kıvamında…

Oubykh Mektupları…

Biraz mayhoş, fermente olmuş…

Köpük köpük…

Yoktu İstanbul dışında…

Bozaaaaaa! Bozaaaaaa! Bağıran çağıran yoktu bizim sokaklarda…

Burada da, ayı oynatıcıları kalmadı…

Taze süt satan kalmadı…

Sahur zamanı davul çaldığını zannedenler ise hala var…

Nadiren elinde bidonuyla sokaktan geçen bozacı var…

Leblebisi varsa güzel olur… Olmasa da olur…

Tarçın, az biraz dökülür üstüne…

Çok güzelse, hele bir de lezzetliyse, her nedense o yoğun kıvamdan bir miktar dibinde kalır cam bardağın…

Dilin yettiği kadar, bir yere kadar…

Alt-üst olmuş bardağın dibinden, ağır ağır ağzımıza aksın diye beklenir adabınca, o da bir yere kadar…

Keşke biraz daha alsaydık demek, işe yaramaz…

Valiz ile gidiliyor seyahatlere… Babasının valizi, annesinin sepeti…

Teşvikiye, Nişantaşı, Beşiktaş…

Yokuşu olan semtlerin sokaklarına alışık olan, düz yolda yürümeyi sevmez…

Kafasında ki bir tuhaflık, kafamızda bir tuhaflık olmuş sonunda…

Tuhaflık düz yolda ayrı, yokuşta ayrı…

Soğuk kış geceleri…

Satacak bozanız olmasa bile, bir defa benim için deneyin…

Bozaaaaaaaaa! Bozaaaaaaaaa! Çekinmeyin, kitabı okuyan olmadığı gibi, boza alacaklar da çıkmayacaktır karşınıza…

Önceki İçerik
Sonraki İçerik

Yazarın Diğer Yazıları

Çocuklar için masallar…

Çocuklar için masallar... Belki hiç bir çocuğa masal anlatmadı, belki anlattı ama biz bilmiyoruz... Sadece o zamanın değil, tüm zamanların anlattı masallar... Yasin ve Yaşar gibi... Hulusi’nin istediği...

Bir bardak esmer çay

Çayhane... Nuridin’i görüyorum, içeriye girelim diyorum ama vaktimiz yok... Akşam saatlerinde ancak vakit buluyoruz, içeri girdiğimde Nuridin’i göremiyorum... Dün sabah öğrendiğim şarkı sözü geliyor: ‘İki yüzlü olanlar...

Notadan notaya…

Dıjın Curey… Babası kadar kitabı yok henüz… ‘Diasporada Abhaz Adige Müzik Folkloru’ Sihirli Flüt ve Mozart ne kadar birlikte hatırlanıyorsa Dıjın ve Kafkasya da o kadar...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img