400 Yıllık Oset-Gürcü Anlaşmazlığının Nedenleri
SSCB’nin dağılmasından sonra bağımsızlığını alan Gürcistan, Osetya ve Abhazya’ya karşı baskı ve zulüm senaryolarını arttırarak devam ettirdi. Şaakaşvili’nin başkanlığı dönemindeki son savaşa kadar saldırılarını sürdüren Gürcistan, bu son saldırıda dersini aldı ve şimdilik köşesine çekildi. 400 yıl boyunca Osetleri ve yaşadıkları toprakları Gürcistan’a katamayan Gürcülere göre Güney Osetya’da Osetin halkı yok. Gürcüler; Güney Osetya adının ilk 1922’de Gürcistan Sovyet Cumhuriyeti içinde Güney Osetya otonom bölgesi adıyla ortaya çıktığını ve bunun Bolşeviklerce tasarlanmış ve Gürcistan’a sokulmuş Asetin hançeri olduğunu iddia ettiler. Bu bölgede Oset diye bir halkın olmadığını kanıtlamaya çalıştılar. Ne yazık ki Gürcü asıllı olup, tarafsız, adil ve objektif bilimadamları ve tarihçiler tarafından bu çarpıtılmış; yalan ve mesnetsiz görüşler çürütülmüştür.
Gürcistan’da 200 yıl öncesine kadar feodal beyliklerce yönetilen 12 bölgenin varlığı bilinirken nasıl oluyor da Osetya ve Abhazya bu 12 bölgeden çıkarılıp inkâr edilebiliyor. Bu bölgeler; Kartliya, Kahetiya, İmeretiya, Mesketiya, Guriya, Kevşuretya, Pşavid, Megreliya, Mıtiuletya, Svanetya, Abhazya ve Güney Osetya’dır.
Avrupalı birçok araştırmacı (V.F. Miller ve V.B. Pfaf gibi), Osetlerden ve bugünkü topraklarından bahsederken, Gürcülerin bu bölgedeki varlıkları kadar Osetlerin de eski olduklarını yazarlar. Yüzyıllardır Rus bilimadamları bu bölgeden bahsederken Osetya’yı doğanın ikiye böldüğünü, Osetya’nın Güney ve Kuzey Osetya olarak ikiye ayrıldığını yazarlar.
SSCB döneminde oluşturulan birlik cumhuriyetler statüsü için, toprağı ve nüfusu yetmeyen Gürcistan’a ayrıcalık yapılmış, Osetya ile Abhazya dâhil edilmişti. Osetleri inkâr etmeye devam eden Gürcü tezlerini çürüten onlarca Avrupalı ve Asyalı tarihçi ve bilimadamı var. Tüm bu tarihçiler Osetlerin 2700 yıldır bu bölgede yaşadıklarından bahseder.
Gürcüler uzun yıllar (1400’lerden 1700’lere kadar) İran’ın egemenliğinde kaldılar ve İranlılarla her başları derde girdiğinde Güney Osetyalı savaşçılardan yardım aldıklarını nasıl unuttular?
Ünlü Gürcü kraliçesi Tamara’nın annesi Asetin’di. Diğer yandan ikinci kocası da Soslan David isimli bir Asetin aristokrattı. Bu yetenekli devlet adamı ve komutan Gürcü ordusunu zaferden zafere taşımıştır. Gürcü ve Oset idareciler arasında hanedan evlilikleri yapılarak ilişkiler güçlendirilmekteydi. Ne yazık ki 20. yüzyılın sonuna gelinceye dek yüzlerce yıldır Gürcülerle komşu olarak yaşamak zorunda kalan Osetlerin, faşist ve şoven Gürcü idarecilerden çekmediği kalmamıştı.
1991 yılında SSCB’nin dağılmasından sonra küçük nüfuslu halklar daha büyük, güçlü komşuların siyasi oyunlarında koz haline geldi. Rusya Federasyonu yönetimi eskiden yaptığı gibi Gürcü şovenizmiyle yaptığı pazarlıkta küçük halkları yine bozuk para gibi kullandı. Oysa yapılması gereken en doğru şey şuydu; 1774’ten beri Osetya güney ve kuzeyiyle tek halk olarak Çarlık Rusyasına ilhak olmuştu; bu gerçekten hareketle Güney Osetya’nın Kuzey Osetya ile birleşerek Rusya Federasyonu içinde tek bir Cumhuriyet olması gerekirdi. Gönül ister ki Güney Osetya bağımsız kalsın ama ekonomisi son derece kötü ve kendi yağıyla kavrulamaz. Güney kuzeyle birleşip bağımsız dahi olsalar rahat bırakılmazlar. Dilerim bütün Kuzey Kafkas halkları birleşerek 1918 Dağlı Halklar Cumhuriyeti gibi bir birliktelikle el ele, omuz omuza yaşamlarını sürdürürler.
Güney Asetinlerinin yaşadığı topraklar hiçbir zaman Gürcü toprağı değildi, olmamıştır. Güney ve Kuzeyi ile Osetler her zaman tek halk, tek bölge ve tek ülkeydiler.
Osetya’nın Rusya’ya ilhak olduğu 1774 yılından itibaren, Doğu Gürcistan’daki feodal Gürcü prensliklerin Rusya’ya ilhak oldukları 1801 yılına kadar, 27 yıl birlikte ve tek halk olarak Rusya yönetiminde kaldılar. Bunun dışında Osetya hiçbir zaman Gürcistan’ın bir parçası olmamıştır. 1924 ve 1925 yıllarında parçalanmış Osetya’nın birleştirilmesi için Gürcü, Rus ve Oset yetkililerin konuyu ele alıp tartışmaları bir sonuç vermemişti.
(Devam edecek)
Kaynakça:
-Osetya ve Asetinler-Yılmaz Konak-2007
– Gürcü Saldırıları-Tutanaklar (1988-1992)/Der: B. Çoçiev-M. Dzoev – Alan Vakfı-1996/Çeviri: Sami Yılal-Ahmet Yılal (Şılonate)
-Güney Osetya Katliamı-Fatih Atan
