4321…
1984…
1864…
1972…
Tarihler çok karışık, doğumla başlıyor bir çoğu…
Venedik Tüccarı…
Venedik Maskesi…
Onlar bir yanda, tarihler bir başka yanda…
Kapı üç defa kilitleniyor, kilitlenen ve kilitleyen biliyor…
Kilit sesini duymayan deniyor açılana kadar…
Açıl susam açıl…
Eziliyor…
Feriye’de, Serencebey’de, Moda’da, Samsun’da, Şam’da…
Elbruz’da…
Nutuk bir yanda, anlattıkları bir yanda…
Ağır gelmiş olmalı, kahve kesmedi…
Uykudayız, hep birlikte…
Kapakta duran mahsun bakış…
Küçük bir kızın seslenişi…
Golan’a girebilmek, yüreğinin götürdüğü yere gitmek…
Tek yürek gidip, çift yürek dönmek…
Küçük kız sesleriyle büyümek…
Umut biraz geride kalsa da, Elbruz tek başına yetiyor, geride kalana…
Geride kalanlara…
Denizden gelen rüzgar, kumu savuruyor dört bir yana…
Taşlar yerinde, büyüdükçe daha güçlü yerinde, gidenler kum cam arası, bir yerde kalmış gibi…
Kaya öyleydi, taşımız oldu…
Daha çok vardır…
4321, 1984, 1864…
Sıfır yok, olmayan bir sayfa olmadığı için…
i
ii
iii
İlk sayfalar bağımsız mıdır ?
Sonra devam eder…
1
2
3
Sıfırın olmadığı sayfalar…
Tarihin başladığı gün…
2018…
Bugünün kitabı…
Birinci baskı…
Venedik Tüccarı…
Venedik Maskesi…
Biter mi anlatılacakları…
Su yükselene kadar devam edecek, su kumu götürdüğü zaman, geriye Venedik kalmadığı zaman bile, kalacak geriye Tüccarı, Maskesi…
O yüzden devam edecek, ikinci olacak, üçüncü olacak…
Arkası yarın, yarından daha yakın…
Duyan daha çok anlatacak, anlatılan yazılacak…
Sıfırdan başlayan sayfamız yok…
5778…
1439…
Daha ne kadar çok…
Pi girdi araya…
Kükredi sandalda…
Pi girdi araya, sonsuza giden sayılarla…
Virgülden sonra…
Gidecek, gittiği yere kadar…
Dağ, çift zirveli…
Kartal, çift başlı…
Geriye gittim…
Of’lu, Nazikeda, Kemikliçınar…
Daha olmadan okumuşum…
Yazmış bana, cevap yazmışım…
Tren yolculuğunda mektup yazmış…
Elbruz demiş;
‘Ve keşke falda çıkan akrep senin yerine beni soksaydı’
Sayı devam edecek…