Şhaguashe ile Kıshey

0
1239

Birkaç yıldır küçük grubumuzla birlikte, Adigey’in güneyindeki doğal güzelliklere (Dereler, dağlar, nehirler) ilgi duyup geziler düzenlemeye başladık. Bunun birinci sebebi, Batı Kafkasya’nın doğal güzelliğinden, ikincisi ise o yörenin tarihi Adige yurdu olmasından kaynaklanıyordu.

Çerkeslerin (Adigelerin) tarihsel olarak yaşadıkları yerleri gezmemizin nedeninden kısaca söz etmek istiyorum.

Çerkes (Adige) yurdunu gezip görmek için çoktan beri özlem duyuyordum. Her şeyden önce, Karadeniz’e ulaşan Kafkas sıradağlarını aşan o yolu takip etmeyi…

O dağların öbür yakasında Shapsugh Adige toplumunun yaşadığını biliyordum. Ancak nerden başlayacağımı bilemiyordum. “Başlamadığın işte yılan var” dedikleri gibiydi.

Adigey’in başkenti Maykop’un güneyinde Ruslardan başka kimse yaşamıyor diye duymuştum. Bu nedenle, doğrusunu isterseniz biraz da çekiniyordum. Maykop’ta misafirlikteydik. Eşimle konuştum:

– Sen istersen gelme, ben gidiyorum.
– Ben de geliyorum senin gittiğin yere,
deyince ikinci günü sabahı Ğuazerıpl’e gitmek için otobüs terminaline gittik.

O küçük halk Şhaguashe (Belaya) nehrinin kıyısında oturuyor. Orası bizim cumhuriyetin (Kabardey Balkar Cum.) Terskol’u gibidir. Adigey Cumhuriyetinin sınırları içerisindeki en son köyüdür. Ondan sonra dağları aşana kadar başka bir yerleşim yeri bulunmamaktadır.

Ğuazeripl, Rusça “Гузерипль” (Guzeripl) olarak yazılıyor. Şhaguashe nehri 265 km. uzunluğundadır. Karlı dağlardan doğarak Psıj’e (Kuban) karışıyor. Ğuazeripl ile Maykop arasındaki mesafe 85 km.’dir.

Gittiğimiz otobüs terminalinde bekleyen insanlara sordum.

– Ğuazeripl köyü nasıl bir yer?
– Oraya turistlerden başka kimse gitmez,
diye cevap verdi yaşlı bir Rus kadın.

Kendisinin de yolculuğu o tarafa idi fakat daha güneyde bir yere gidiyordu.

Bindiğimiz otobüs tıklım tıklım doluydu. Hiçbir şey umurumda değildi. Daha henüz Maykop’tan çıkmadan ormanla kaplı dağları görünce kalbim yerinden fırlayacak gibi çarpmaya başlamış, heyecan basmıştı. Gittikçe manzara daha da güzelleşiyordu.
Beraber yolculuk eden eşler birbiriyle konuşmaz mı? Heyecanımız biraz geçmiş, kendimize gelmiştik. Adigece konuştuğumuzdan olmalı, bir gencin bize gülümsediğini fark ettim. Onunla konuşmaya başladım. Bjeduğ Adigesiydi, Ğuazerıpl‘de bulunan işyerine gidiyordu. Onun dışında Rus olan biri daha konuşmamıza katıldı. Her ikisinin de söylediklerine bakılırsa, Adigeler güneydeki köylere yerleşmeye başlamışlar.

Otobüs gideceği yere ulaşınca hepimiz indik. Adige gencin tavsiyesiyle iki günlük bir ev kiraladık. Eşyalarımızı yerleştirip evden çıkarken, dinlenebileceğimiz bir yer bulalım düşüncesiyle etrafa bakındım. Avluda ikimizden başka kimse yoktu. Avludaki üzüm asmasının altında ahşaptan dört köşe bir masa vardı. Eşimin dikkatlice bir yere baktığını fark ettim.

– Nereye bakıyorsun? diye sordum.

İşaret ettiği yere baktığımda ormanla kaplı dağın yamaçlarını güneş huzmesi, düzgün bir sıra halinde adeta boyuyordu.

Havanı kararmasına iki saat kadar zaman olduğundan, bunu değerlendirmek niyetindeyiz. Evden çıkıp, küçük Ğuazerıpl’ın tek caddesinde yürümeye başlıyoruz.

Ahşaptan yapılmış evlerin eğri büğrü duruşunu ilginç bularak yürüdük, çok fazla zaman geçmeden köyün sonuna geldik. Nehrin yön değiştirdiği yerde yol bitmiş oldu. Sağda “Enektur” Turizm Kompleksi’nin iki katlı binası duruyordu.

Nehir kıyısının olağanüstü doğal güzelliği insanı büyülüyordu. Kocaman çam ağaçların arasından baktığında, akan nehrin temiz ve duruluğunu fark ediyorsun. Nehrin her iki yakası da sık ormanlarla kaplı. Batan güneşin son ışıkları, kayalıklardan kıvrılarak akan suyun üzerine yansıyarak oynaşıyordu.

Küçük köyün içine girmeden, nehrin kıyısından yürüyerek geri döndük. Suyun görüntüsünün renk değiştirdiğini ilginç bularak eve döndüğümüzde hava kararmaya başlamıştı.

“Ğuazerıpl” (Гъуазэрыплъ) köyünün ismiyle ilgili birkaç görüş vardır. Onlardan biri, Kafkas savaşından önce Abzahler ile Wubıhleri birbirine bağlayan gizli bir patika yolu olarak bilinirdi. O patika yol şimdiki Dığamıs (Дыгъэмыс) köyünün bulunduğu yerden başlardı. Dağları aşarak Ğuazerıpl köyünün bulunduğu yere kadar gelirdi.

“Şhaguashe” (Щхьэгуащэ) isminin anlamı konusunda da birkaç görüş vardır. Ancak, Meretukua Kasım’ın da doğru bulduğu, daha çok kabul gören Geyiklerin Kraliçesi (щыхьхэм я гуащэ) anlamıdır. Anlatıldığına göre, Şhaguashe kıyılarındaki sık ormanlarında çok sayıda Shıh (щыхь) geyik yaşarmış.

İkinci günün sabahı, yaz sıcağı olmasına rağmen sabah serinliği hâkimdi. O gün Maykop yönüne doğru yaya olarak hareket edip, ХъымыщкIей (Hımıshkey) köyüne doğru gitme niyetindeyiz.

Şhaguashe ırmağı o kadar temiz, duruydu ki suyun anafor olduğu yerlerde, 2-3 metre derinlikteki yerlerde çakılları görebiliyorduk. Rüzgârın sarstığı ağaç yapraklarıyla akan suyun parıltısının birbirine eşlik etmesi gözümüzü kamaştırıyordu. Bir ara suyun kıyısından uzaklaşıp Maykop ile Ğuazerıpl’ı birbirine bağlayan asfalt yolda yürüyorduk. İlginçti; yolu temizlemekle görevli çalışanlar, erkenden yola çıkmış yolu temizliyorlardı.
Çok güzel bir yere ulaştık. Burası, Kıshey ile Şhaguashe ırmakların birbirine karıştığı yerdi. Bizim gittiğimiz yol Şhaguashe’nin solunda, Tuashe ormanlığından gelen Kıshey ırmağı da sağında kalıyordu.

Burada iki ırmağın birleştiği yerde, Şhaguashe yönünde büyük bir kaya parçası bulunuyordu. Bu kaya parçası Şhaguashe’yi öyle bir kızdırmıştı ki gürültü çıkararak ona çarpıyordu. Engellenince, korkunç kayanın yanlarından, aralarından derinlikler oluşturarak akıyordu. Anlatıldığına göre, yorulmuş bir insan burada biraz dinlenirse tekrar güç kazanıyormuş.

Yolumuza devam ediyoruz. Birkaç km. gittikten sonra, Hımıshkey köyüne ulaşıyoruz. 12 km.’den fazla yol almıştık, biraz da yorulmuştuk. Bir dükkân görünce oraya doğru yöneldik. Hava sıcak olduğundan dükkânı işleten genç bayan, dükkânın önündeki güzel gölgelikte oturuyordu.


Bizi görünce ayağa kalkarak önümüze düştü. Adigece konuşarak genç kızı takip edip dükkâna girerek, istediklerimizi Rusça söyledik. Kendisi Adige Kabardey lehçesiyle cevap verdi. Genç kız kendisinin daha iyi bulduğu yiyecekleri gösterdi, onları satın aldık. Adigecesi bizi sevindirmişti. Tarihi Adige toprağında, Rusların yaşadığı bu büyük köyde Adige gençlerin yaşaması memnuniyet vericiydi. Genç kız uzun süredir Hımıshkey’de yaşadığını söyledi. Annesi babası Khodz Adige köyündendi.

Gezimiz sırasında daha önce yol boyunca gördüklerimiz gözümüzde canlanarak, akşama doğru Ğuazerıpl’e giden iyi bir insanın arabasıyla geri döndük. Ertesi sabah Maykop’a dönmek için yola çıktık.
Bu yerlere tekrar döneceğimize hiç şüphe etmiyoruz.

KUMAHUE Aslan (Adige Psale gazetesi, 3 Ağustos 2010)

Çeviri: BEŞTO Yılmaz Beştepe

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz