Oubykh Nal İzinde Mayıs 2018

0
1039

Kapaktan başlamadım, Çınaraltı ile başlayayım dedim daha Çınaraltı ile devam edeyim darken aldı götürdü bir esnafın yanına…

Mektup yine sahibini buldu…

Kapaktayım şimdi…

Bir adım atan sırtı dönük adım atan var…

Gölge bu tarafta…

Güneşe doğru gidiyor…

Turnalar ne tarafa…

Alıp götürdü, onlarla gitti…

Esnaftır dükkanı bekleyen…

Müşteri dükkanı beklemez…

Her müşteri bir parça alarak dükkanı götürür ama dükkanı bekleyen esnaftır…

Bir simit, çayla…

Bir tepsi etrafında toplanan esnaftır dükkanı bekleyen…

Dükkana genç girip, genç çıkamayan esnaf…

Dükkana Çarşı kapısının açtığı zaman giren, kapanana kadar kalan esnaftır…

Kurbağa…

Bir su birikintisi içinde yüzen lavralar…

‘Nasıl öldüğünü görmediğiniz hiç kimse için iyi yaşadı demeyin!’

Bir tırnak açıldı, bir başka tırnak öncesinde…

İki defa kapatıldı tırnak…

İçinde, temiz mi temiz bir cümle oldu…

Hiçbir şey işlenmeden, emek verilmeden sofraya gelmezdi…

Bu güzel cümle, bir başka bir tırnak içinde…

Halikarnas Balıkçısı ile yola çıktık…

Mavi Sürgün değil sadece…

Kara Deniz…

Bizim Deniz…

Manevi oğlu dedi…

Elma düştü, üç tane…

Türkan Şoray duvarda…

Sevilmez mi hiç!

İrlanda’lı, Lady in Red demiş…

Geras, Çarşı esnafına hiç uğramamış…

Sofrada kullandığın kabı banyoda kullanacak olursan şartı bozulur.

Kalp gibi…

Yerinden kalktı turnalar bir kanat çırpmayla…

Nereye gideceklerini bir tek onlar biliyordu…

Görenler gördü, duyanlar duydu…

Uzaklaştıkça görülmediler, uzaklaştıkça duyulmadılar…

Şimdi görülmeseler şimdi duyulmasalar bile, geçtiler bir süre önce tam önümüzden üstelik…

Üstün, Esat…

Çok isim var sofrada…

Bildiğimiz ile bilmediklerimizi aynı sofraya getirmişler…

Ekmek ve tuz…

Birer lokma alınıyor…

Şarap sofrada hem var, hem yok…

Kış vakti, haftada bir iki otobüsün geldiği ve her defasında belki bir kişinin o otobüsten indiği, çoğu zaman hiç kimsenin inmediği, kışın yaşayanı olmadığı için kedilerin aç kaldığı yer değil artık o sahil kasabası…

Turna Fırtınası, durgun denizde okundu…

Durgun olmayan bir yürek her sayfasında bir başka attı…

Bitmesin dedi yürek…

Kanat çırpsın turnalar…