21 Mayıs Kuzey Kafkas Sürgünleri ve Osetler

0
1068

Kafkasyalıların Ruslarla 300 yıl savaşları 1864’te bitmiş ve talihsiz sürgünler başlamıştır. Kafkasyalılar 1820’den 1920’ye kadar aralıklarla ülkelerini terk etmiş veya terke zorlanmışlardır. Sürgün en çok da Osmanlı topraklarına olmuştur. Rusların Çariçe Katerina döneminden beri sıcak denizlere inme çabaları vardı. Bunun için de Kafkasya’nın fethedilmesi gerekiyordu. Ruslar Kafkasya’da Osmanlılarla sürekli kavga ediyor, toprakları kâğıt üzerinde birbirlerine devrediyorlardı. Ruslar Kırım’ı Osmanlı’dan aldıktan sonra tüm güçleriyle Kuzey Kafkasya üzerine yüklendiler. 1859’da Şamil’in silah bırakmasıyla, son nokta olan batıda devam eden direniş de 1864’te kırıldı ve hazin Kafkas sürgünleri başladı.
Çerkesler aslında 1850’lerden itibaren ülkelerinden uzaklaştırılmaya başlamışlardı. 1864’te de 1 milyondan fazla insan zorla ülkelerinden sürülerek dünyanın çeşitli yerlerine dağıtıldılar. Karadeniz sahillerine yığınlar halinde toplanan halk, zor şartlar altında aç ve susuz bekletilerek perişan edildi. Gemiler kapasitelerinin üzerinde yolcu alınca ya yolda battılar ya da yoğunluktan insanların ölümüne neden oldular.
Modern dünyanın kitlesel en büyük nüfus hareketlerinden biri olan Çerkes sürgünü esnasında Rusların raporlarına göre 30 binin üzerinde insan açlık ve hastalıktan öldü. Çerkes sürgünlerine şahit olan Oset, Çeçen ve Dağıstanlılar “Sıra bize de gelir” düşüncesiyle göç etmeyi düşünmeye başladılar. Bir yandan da “Din elden gidiyor”, “Zorla Hıristiyan yapılacaksınız”, “Rus ordusuna asker olacaksınız” gibi propagandalar vardı. Nitekim Çeçenlerin göç ettirilmesi talimatını alan Oset asıllı general Musa Kunduk, Çeçenleri göçe hazırladı. Propagandalar sonucu Çeçenlerle birlikte Osetler de hazırlanmaya başladılar. Musa Paşa, Osmanlı’ya gelerek yönetimle de anlaştı ve yarısı Çeçenlerden, diğer yarısı da Osetlerden oluşan 5 bin kişilik grupla 25 Mayıs 1865’te Osetya’dan hareket edip 22 Temmuz 1865 günü Kars sınırına geldiler. Musa Paşa göç sonrası Rus ordusundan istifa ederek Osmanlı ordusunda albay rütbesiyle göreve başladı, daha sonra da generalliğe yükseltildi.
Abhaz ve Adigelerin zorla sürülmelerine karşın Oset ve Çeçenler kendi istekleriyle göç ettiler. 1877-78 Osmanlı-Rus savaşında Rusların Doğu Anadolu’yu işgal edip Erzincan’a kadar girmeleri sonucu, Kars ve Erzurum’da iskân edilen Osetler ve Çeçenler, Sivas ve Yozgat bölgelerine gönderildiler. Önemli bir bölümü Osmanlı’da karşılaştıkları olumsuzluklar sonucu tekrar Kafkasya’ya dönmek istese de Rusların engeliyle karşılaştı. Türkiye’de 40 civarında köyde yaşamlarını sürdüren Osetlerin bugün Türkiye’deki nüfusları 30 bindir. Bir o kadar da Çeçen olduğu tahmin edilmektedir.
Adige ve Abhazların çilesi Osmanlı topraklarında da bitmedi; Batı’da ve Balkanlar’daki Çerkesler tekrar sürgüne tabi tutulup Anadolu’nun çeşitli yerlerine ve Suriye, Ürdün, Filistin, Kıbrıs gibi Osmanlı topraklarına dağıtıldılar. Günümüzde Türkiye’de yaşayan Çerkeslerin nüfusu 5 milyon civarında olup, asimilasyon ve yok oluş problemiyle karşı karşıyadırlar.

Alan Kültür ve Yardım Vakfı

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz