Marmara Denizi’ni adeta boğan müsilaj hakkında “Marmara Denizi, 1989’da öldü; gördüğümüz, bir cesedin çürümesidir” değerlendirmesini yapan ‘Marmara Denizi’nin Değişen Oşinografik Şartlarının İzlenmesi Projesi’nin (MAREM) başkanı hidrobiyolog Levent Artüz, Sputnik Radyo’daki konuşmasında, “Her şey kusursuz hale getirildikten 50 yıl sonra Marmara normale dönebilir” dedi. Artüz ayrıca Karadeniz ve Kuzey Ege için uyarılarda bulundu.
Artüz şu değerlendirmeleri yaptı: “Şu anda ortaya çıkan müsilajın sebebini, dünyanın en kirli nehri olan Ergene’nin kirletici unsurlarının Tekirdağ civarından Marmara Denizi’ne basılıyor olması olarak görebiliriz. Bunu durdurmanın imkânı var. İstanbul, Bursa, Çanakkale’nin derin deniz deşarjlarını bir anda durdurmanın imkânı yok ama Ergene’nin var. Bunun acilen yapılması gerekir. Tek maddelik bir eylem planı gerekiyor. Denizlerimiz alıcı ortam değildir. Bu kadar yeterli.
Sihirli bir değnekle bugün itibariyle Marmara’ya yapılan tüm deşarjları ortadan kaldırdığımız takdirde bile eski Marmara’ya hiçbir zaman kavuşamayız; öldü gitti, minimum düzeydeki bir Marmara Denizi’ni herhalde torunumuzun torunu belki görebilir. Biz şu anda Marmara Denizi’ni bir arıtma tesisinin önündeki çökeltme havuzu olarak kullanıyoruz. Minimum düzeyde bir Marmara’ya kavuşmamız için alt sınırı 50 sene olarak koyun.”
Karadeniz ve Kuzey Ege’nin de kirlendiğine vurgu yapan Artüz, “Kuzey Ege ve Karadeniz’de 2 tane olgu var. Karadeniz de kirleniyor, orada da derin deniz deşarjı yapılıyor. Karadeniz şu anda Marmara Denizi’nin 15 sene önceki hali. Bu uygulamalar devam ederse 15 sene sonra Marmara gibi olacak.
Bir de Marmara Denizi’nden kopup az bir miktarda Karadeniz’e giden kütle var. İkisini birbirine karıştırmamak lazım. Aynı durum Kuzey Ege için de geçerli, kopan kütleler oraya da gidiyor. Bu uygulamalar devam ederse Kuzey Ege de 20 sene sonra Marmara’ya dönüşecektir” diye konuştu.
Artüz ayrıca müsilajın deniz üzerinden toplanmasının hiçbir şekilde mümkün olmadığını belirtti ve bakanlık tarafından açıklanan eylem planının ana başlıklarının, ancak altı doldurulursa etkili olabileceğini sözlerine ekledi.