Böcek ısırması

0
2513

Merhabalar,

Ağustos ayında sıcaklar, pandemi derken fırsat bulan herkes kendini tatil beldelerine ve doğaya attı. Pandeminin de etkisiyle karavan ve kamp tatillerindeki artış bu ayki yazının konusunu belirlemiş oldu. Böcek ısırmaları / sokmalarını, havaların ısınmasıyla böcek sayısının artması ve insanların açık havada daha çok vakit geçirmesi nedeniyle bahar – yaz aylarında daha sık görüyoruz.

Böcekler iğneleri vasıtasıyla veya tükürük salgılarındaki alerjen maddeler yoluyla cildimizde tahriş, kızarıklık, alerjik reaksiyon gibi farklı durumlara yol açabilir. Böcek ısırması veya sokması olarak adlandırılan bu durum sıklıkla ısırma alanında bölgesel şişlik, kızarıklık, kaşıntı ile kendini gösterir.

Aslında çoğumuzun aşina olduğu ve pek de önemsemediği böcek sokmaları hafife alınmamalı, hatta bazı durumlarda doktora başvurulmalıdır. Bazen erken dönemde hiçbir semptom oluşmadan saatler hatta günler sonra ciddi sağlık sorunları gelişebilir veya anaflaktik şok dediğimiz acil müdahale gerektiren durumlara neden olabilir. Bu yüzden her böcek ısırması önemsenmelidir.

Sivrisinek ve diğer sinekler, arılar, pireler, karıncalar, tahtakuruları, akarlar, keneler, örümcekler, akrepler ve diğer birçok böcek türleri, böcek sokmasına neden olabilir.

Böcek ısırmalarında belirtiler, böceğin türüne ve kişiye göre farklılık gösterir. Çocuklar özellikle bebekler, yaşlılar, hamileler ve alerjik bünyeli bireylerde zehirlenme ve alerjik reaksiyon gibi daha sıkıntılı durumlar gelişebilir. Tropikal bölgelerde sıtma, sarıhumma gibi bulaşıcı hastalıkların yayılmasına neden olabilirler. Türkiye’de özellikle Tokat, Çorum, Amasya, Sivas, Yozgat, Samsun gibi Çerkes nüfusun da yoğun olduğu bölgelerde kene ısırmalarına bağlı gelişen Kırım Kongo Kanamalı Ateşi sık görülür.

 

Böcek sokmasında belirtiler

Isırma anında iğne batması tarzı hafif bir ağrı olabilir. Hemen sonra böceğin salgısına bağlı olarak ciltte alerjik reaksiyon gelişmeye başlar ve ısırılan bölgede ağrı, lokal kızarıklık, ciltte ısınma, şişlik, kaşıntı gelişir. Bazen iltihaplanma, tek veya küme şeklinde su kabarcıkları oluşabilir. Sıklıkla belirtiler azalarak 1-2 haftada kendiliğinden geçer.

Nadiren bulantı-kusma, karın ağrısı-ishal gibi zehirlenme benzeri bulgular gelişirse, ısırılan bölgede morarma gibi renk değişikliği olursa veya bulgular gerilemezse doktora başvurmak gerekir. Nefes darlığı-göğüste sıkışma hissi, hırıltılı solunum, göz-yüz veya dilde şişme gelişirse anaflaktik şok riski nedeniyle, kene ısırması ve akrep sokması durumunda vakit kaybetmeden hemen hastaneye gidilmelidir.

Böcek sokması türleri

Açık havada yapılan aktivitelerden sonra mutlaka ayna karşısında vücudunuzu kontrol edin. Kene ısırmaları başlangıçta hiçbir belirti vermeyebilir. Vücudunuzda kene fark ettiğiniz anda hiçbir müdahale yapmadan direkt hastaneye gidin.

Genel olarak tüm böcek ısırmalarında benzer bulgular görülse de bazı püf noktaları bilmek hastaneye ulaşmanın zor olduğu bölgelerde faydalı olabilir. Sıklıkla ısırılan bölgede gelişen belirtiler şu şekilde özetlenebilir:

* Sivrisinek ısırıkları, çoğunlukla el-yüz-kol-bacak gibi açık bölgelerde, ısırılan bölgede hafif kabarıklık-kızarıklık ve şiddetli kaşıntı şeklindedir. Şişlikler 15 gün kadar sürebilir.

* Atsineği ısırıkları oldukça ağrılı olabilir, ısırılan bölgede su toplanması ve şişme meydana gelebilir.

* Karınca ısırıklarında genellikle iltihaplı şişlikler görülür.

* Örümcek ısırıklarında bulgular örümceğin türüne göre değişmekle birlikte çok ağrılı olabilir, şiddetli kızarıklık ve şişlik, bazı örümcek türlerinde bulantı-kusma, karın ağrısı, terleme gibi tıbbi müdahale gerektiren reaksiyonlar gelişebilir.

* Tahtakurusu ısırıkları şişlik ve kaşıntı yapar, ağrı olmaz.

* Pire ısırıkları şişme-kızarıklık, kaşıntının yanı sıra kümeler veya çizgiler şeklinde ciltte iz bırakır.

* Kuş-tavuk gibi hayvanların üzerinde yaşayan minik böcekler, güvercin bitleri… Bu hayvanlara uzaktaysanız bile, rüzgârın etkisiyle, çok sayıda, 3-5 mm çaplı, kaşıntılı ısırıklara neden olabilir.

* Kedi-köpek-at-koyunlardaki uyuzlar da ısırıklara neden olabilir. Ancak bunlar insanlarda sürekli yaşayamadığı için bulgular 1 haftada geçer.

* Akar ısırıkları ciltte şiddetli kaşıntıya yol açar.

* Arı sokmalarında ani bir acı ve ısırılan bölgede kızarıklık-şişme görülür. Aynı anda çok sayıda arı sokması, yaşamı tehdit eden böbrek yetmezliği, yaygın damar içi pıhtılaşma gibi toksik reaksiyona neden olabilir.

* Kene ısırıkları başlangıçta belirti vermez, zamanla ciltte kaşıntı, kızarıklık, morarma ve şişme görülür. Kırım Kongo Kanamalı Ateşi gelişirse ateş, halsizlik, iştahsızlık, kas ağrısı, baş ağrısı, bulantı-kusma, ishal ve ağır vakalarda kanama gibi bulgular ile seyrederek ölümlere neden olabilir.

* Akrep sokmasında ciltte uyuşma, yanma, ağrı, kızarıklık ve şişkinliğin yanı sıra tıbbi tedavi gerektiren durumlar gelişebilir.

Bunların dışında tüm böcek ısırmalarında alerjik reaksiyon riskinin olduğunu da bilelim.

 


Böcek ısırması ne zaman tehlikelidir?

* Nefes sıkıntısı, hırıltı
* Kalp atışında düzensizlik veya hızlanma
* Bulantı-kusma, ishal
* Baş dönmesi, bayılma
* Tüm vücutta kaşıntı-döküntü
* Yutma güçlüğü, dil-dudak- göz çevresi-genital bölgede şişlik
* Isırılan bölgede apse gelişmiş ve bulgular 2 gün içinde azalmamışsa
* Aynı anda çok sayıda arı sokması


Böcek ısırmasında neler yapılmalı?

Isırığı fark ettiğinizde hemen öncesinde nerede olduğunuzu ve ne yaptığınızı bilmeniz, hangi böceğe yem olduğunuzu anlamanızı sağlar. Park veya ormandaysanız sivrisinek, kene, karınca; hayvanlarla temas sonrası geliştiyse pire bu durumdan sorumludur. Yukarıda yazdığımız özet bulgular da neyin sizi ısırdığını bulmanıza yardımcı olacaktır (umarım).

Alerjik reaksiyon söz konusu değilse aşağıdaki basit uygulamalar yeterli olacaktır:

* Öncelikle enfeksiyon gelişmesini önlemek amacıyla ısırılan bölgeyi sabunlu suyla yıkayın, kolonya veya antiseptik bir maddeyle bu alanı temizleyin.

* Yara bölgesini kaşımayın, sıkmayın.

* Isırık bölgesine buz uygulayarak ağrı ve kaşıntıyı azaltabilirsiniz (buzu sürekli şişlik üzerinde tutmak yerine biraz bastırıp biraz çekerek kompres yapın).

*Yara üzerine böcek ısırıkları için satılan jel ve kremlerden (antihistaminik içerikli) sürerek kaşıntıyı azaltabilirsiniz.

* Yara eliniz veya kolunuzdaysa bu bölgeleri yukarıda tutarak kan akışını yavaşlatın.

Bu müdahalelere rağmen belirtilerde azalma olmazsa doktora gidin. Sizi ısıran böcek, özellikle keneyi (kendiniz çıkarmaya uğraşmayın, oldu ki kene kendi düştü, bir kavanoza koyarak) yanınızda götürmeniz tedavi için önemlidir.

Böcek sokmalarında gelişecek reaksiyonun şiddeti, önceki olayda gelişen bulgularla öngörülebilir. Örneğin daha önce arı sokmasına bağlı alerjik reaksiyon gelişen bir kişide yine alerjik reaksiyon gelişme riski zamanla azalmasına rağmen asla kaybolmaz. Bu nedenle bir kez anaflaksi geçirenlerin açık havaya çıkarken reçete edilmiş olan ilaçlarını yanlarına almaları gerekir. Bununla birlikte aşı olmaları, yanlarında adrenalin oto-enjektör taşımaları ve kullanmayı bilmeleri hayat kurtarıcı olacaktır (lütfen doktorunuza da danışın).

 

Böcek ısırmalarından korunmak için

Özellikle ağaçlık alanlara giderken mümkün olduğunda uzun kollu ve paçalı giyinmek, yakası geniş kıyafetlerden ve parfüm sıkmaktan kaçınmak, böcek-sinek kovucu jel-kremler, uçucu yağ karışımları kullanmak faydalı olabilir. Benim bildiğim %50 kekik hidrosolü, %50 mayıs papatyası hidrosolü ile hazırlayacağınız lavanta-ıtır-okaliptüs-citronella-çay ağacı-paçuli-sedir gibi uçucu yağlar sinek-böcek kovucu etkilidir. Lütfen kullanmadan önce doktorunuza da danışın.

Böcek ısırmalarının bölmeyeceği bol keyifli, neşeli ve huzur dolu tatiller diliyorum.

 

Kaynaklar:

https://turkderm.org.tr/menu/49/bocek-ısiriklari

https://www.aid.org.tr/hastaliklar/alerji-ve-bagisiklik-sistemi-hastaliklari/bocek-alerjileri/

Önceki İçerikFelçli hastanın aklından geçenler yazıya döküldü
Sonraki İçerikZorava Çayı tehlike altında
Dr. Hajbeviko Fatma Yılmaz
20 Ocak 1977’de Kayseri Pınarbaşı’nda doğdum. İlkokulu Kayseri Ahmet Paşa İlkokulu’nda, orta-lise eğitimimi Kayseri Nuh Mehmet Küçükçalık Anadolu Lisesi’nde aldım. Tıp eğitimimi 2000 yılında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tamamladım. Uzmanlık eğitimimi, İÜ İstanbul Tıp Fakültesi Radyoloji Anabilim Dalı’nda 2014’te tamamladım. 2019 yılında Türk Nöroloji Derneği Nöroradyoloji Diploması’nı aldım. Türk Tabipler Birliği, Türk Nöroradyoloji Derneği ve KAHEV üyesiyim.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz