Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Hafızamda Kalanlar – Söylenmeyen ‘O’ isim – Eylül 2021

Çerkes toplumunun ‘efsane’ kurallar manzumesi Xabze’nin, aile ve toplum ilişkilerinde ‘yüz göz’ olmamak adına milimetrik ayarlarla hayata geçirilmiş kurallarından biriydi. Küçük bir detay gibi görünse de, uymak için gösterilen çaba, bazen neden olduğu komik durumlar bana göre çok hoştu. Eşler, başkalarının yanında birbirlerine isimleriyle hitap etmez, başkalarının yanında eşlerinden söz etmek durumunda olduklarında isimlerini söylemezlerdi. ‘Çocukların babası’, ‘annemin gelini’, ‘….’ların (eşinin aile ismi) kızı’ gibi ifadeler kullanırlardı. Bugün de uygulamaya çalışılsa da, çocukluğumda çevremdeki hemen herkes bu kurala uyardı.

Bizim evde de, annemden babamın, babamdan annemin adını hiç duymazdık. Annem babamdan söz etmek durumunda kalırsa, babaanneme ‘oğlun’, halama ‘kardeşin’, bize ‘baban’, başkalarına ‘dayınız’, ‘amcanız’, ‘abiniz’ gibi kelimeler kullanırdı.

Hatta bize de ‘kızım’, ’oğlum’ diye seslenmezdi. Sokakta oynarken anneleri tarafından “Kızııım eve gel artık!” diye çağrılan arkadaşlarıma çok özenirdim. Çocukluğumun -neyse ki kısa süren- bir döneminde nedense bu durumu kafama takmıştım ve anneme bana da böyle seslenmesi için ısrar ederdim. Onun kibarca gülümsemesinden, hiç ikna olmadığını anlardım. Mahallede onu ayıplayacak bir Çerkes olmasa da, hem herkesin duyacağı şekilde ‘kızım’ diye seslenmesinin hem de sokakta bağırmasının anneme hiç uygun olmadığını da bilirdim aslında…

Babam da annem için ‘gelinin’, ‘yengeniz’, ‘halanız’ gibi ifadeler kullanırdı.

Yıllar boyunca birbirlerine isimleriyle hitap etmediler. Ama birinin diğerine kötü bir söz söylediğine, bağırdığına, birbirleri hakkında olumsuz konuştuklarına da hiç tanık olmadık. Anlaşamadıkları bir konu olmaması elbette mümkün değildi ama hiçbir anlaşmazlıklarına taraf olmak zorunda bırakılmadık.

Birbirlerine karşı sözlü sevgi gösterilerine de tanık olmadık ama bir evladın anne-babasında görmeyi en çok isteyeceği şeyleri; uyumu, sevgi ve saygıyı tavırlarında hep hissettik.

Her insanın, hayatının her döneminde aradığı huzurlu ev ortamını bize ve çevremizdeki herkese yaşattılar.

Yıllar hızla geçti, annem ve babam yaşlandılar, ne evde bir büyükleri ne de evlerine gelen kendilerinden yaşlı misafirleri kalmadı. Yavaş yavaş birbirlerine isimleriyle hitap ettiklerini duyar olduk. Sonra babamı kaybettik. Babamın kaybı, ailede herkes için ama özellikle annem için büyük bir travma oldu. Birkaç yıl daha sürecek yaşamının sonuna kadar matemi hiç bitmedi. Hızla demansa doğru ilerledi. Babamdan sonra, yaşadığı sürece, kendisini ziyarete gelen herkesin başsağlığı için geldiklerini düşündü.

Ve yıllarca annemden duymadığımız ‘O’ isim, kendisini yolcu ettiğimiz güne kadar dilinden hiç düşmedi.

Ailedeki tüm erkeklerin isimlerini unuttu, hepsinin adı İSMET oldu…

Yazarın Diğer Yazıları

Kurtuluş Savaşı’nda Çerkeslerin rolü üzerine – 2

Muhittin Ünal’ın çok detaylı ve büyük emek gerektiren bir araştırmanın sonucunda yazdığı ‘Kurtuluş Savaşı’nda Çerkeslerin Rolü’ kitabında, bu süreçte yer alan Çerkes kişilikleri ve...

Kurtuluş Savaşı’nda Çerkeslerin rolü üzerine -1

Benim için Türkiye’de yaşayan Çerkesler hakkında yazılan eserlerin en önemlisi, Muhittin Ünal’ın yazdığı “Kurtuluş Savaşı’nda Çerkeslerin Rolü” kitabıdır. Kitabı okurken, Osmanlı’nın son döneminde ve...

Göçmenler

Bu yıl 21 Mayıs Sürgün ve Soykırım Anma Programları, seçim gündeminin gölgesinde kaldı. Yine bazı siyasetçiler ve yazarlar sosyal medyada anma mesajları yayımladılar. Türk...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img