Mezbjen hem fantastik hem de çok matrak bir grup. Dışarıya saçtığından daha fazla ışığı bünyesinde barındırıyor. Asla mikro milliyetçi değil. Kimi Adige, kimi Abhaz, kimi Çeçen, kimi Oset, kimi de Dağıstanlı. Kim Ubıh, kim Şapsığ, kim Kabardey çok umurlarında değil. Hangi boydan olduklarını birbirlerine hiç sormuyorlar. Hepsi okumuş çocuklar. Pırıl pırıl. Tek eleştirimiz ve sıkıntımız kimi grup üyelerinin aşırı zeki olması. Eğlenceli, açık görüşlü ve dünyalı. En önemli vasıfları; içinde yaşadığımız dünyaya çok fazla uyumlu olmaları, çağdaş ve ilerici bir yönlerinin olması. Grup üyeleri birbirlerine karşı sonsuz bir hoşgörü içerisinde iken aynı zamanda sert fikri münakaşaları da yapabiliyorlar. Aaaa unuttuk! Onların en önemli özellikleri “dağ keçisi” olmaları. Yaz kış demeden yürüyor, dağları taşları aşıyorlar. Kıta ötesinden üyeleri de var, kimi zaman yılda bir defa katılabilen ama kalpten bağlı çok önemli katılımcıları da.
Grubun en yeni üyelerinden biri olan Elif’in Kayaüstü Yaylası’nda söylediklerinden başlayalım hemen; kahkahalarla ve keyifle diyor ki Elif: “Benim Mezbjen’de ilk yürüyüşümdü, güzergâh zor olsa da keyifli ve eğlenceliydi. Doğada olmak, tırmanmak ve karla savaşarak yükseklere yürümek çok keyifliydi, bir dahaki gezide yedek ayakkabı ile geleceğim.”
Hemen ardından grubun yürüyüş şefi Janberk Hoca’ya mikrofonu uzatıyoruz ve rota hakkında bilgi alıyoruz “Burası İzmit, Tepecik Köyü. Tepecik Köyü’nden başladık; hemen üstünde Kayaüstü Yaylası var, oraya çıktık, yaklaşık 70-80 cm kar vardı, o yüzden bir daire yaptık ve Tepecik Köyü’ne geri döndük. Kar yürüyüşü her zaman iki kat zorluk demektir. Yürüdüğümüz mesafe bugün 14-15 kilometreydi. Ben grubun performansına hayran oldum, çok memnun kaldım, beni şaşırttılar. Karda yürümek gerçekten zordur; hem kondisyon hem de ona göre donanım ister, arkadaşlar çok güzel gayret gösterdiler, kendilerini kutluyorum.”
Land Rower cipinin konforunu yolun kenarına bırakıp yürüyüşe katılan Yasin, mikrofonu kapıyor: “Parkur çok güzeldi, yoğun kar olduğu için biraz zor geldi ama temiz havayı almadan olmaz, böyle keyifli gün yaşamadım.”
Grubun sadece yürüyüş yaptığını sanmayın. Kimi zaman gece saat 04.00’lere kadar felsefe, modern sanat, sinema ve feminizm de konuşabiliyorlar. Dünyanın dört bir yanından katılımcılarla zenginliklerine zenginlik katmaya devam ediyorlar.
Kayaüstü yürüyüşü dönüşündeki enerjiyi yansıtmaya devam edelim…
Yola başlandığında ve bittiğinde ne düşünüyordu? Söz Hülya’da: “Bu kadar güzel bir kar hayal etmiyordum gerçekten, harika bir gündü, çok mutlu oldum.”
Grubun filozofu ve anarşisti Ayfer söze giriyor: “Uzun zamandır yürüyüş yapmamıştım, Etiler’de, Bebek’lerde gezmekten fırsat bulamamıştım, zor olacağını düşünmüştüm. Ama karın yoğun olmasına ve oldukça sert bir yokuş tırmanmamıza rağmen keyifli bir yürüyüş oldu ve çok da yorulmadım. Birlikte güzel vakit geçirmek en harika duyguydu.”
Ayfer’in zor yürüyüşlerde en önde gitmesi ve zor meselelerde kısa ve net çözümler önermesini biz önemseyeduralım Aslı, kahkahalarıyla grubu fişekliyor. Yozgat’ın soğuk ikliminden gelmiş olmasının verdiği cesareti her zaman bize aksettiriyor. Hem hayata gülümsüyor, yogaya vurgu yapıyor hem de zorluklara işaret ediyor: “Doğadaki zorluklarla mücadele etme gücünü kentte ve iş hayatında da yaşıyoruz. Büyük bir dağa çıktık, zirveye ulaştık, elimizden geleni yaptık, vazgeçmedik, yılmadık, pes etmedik, bir hedef koyup oraya ulaşmak bir devrimdir.”
İş hayatında herkesi zor testlere sokan bankacı Aslı’yı sıkıştırdık ancak yine de çok açık vermedi ve politik konuştu: “Direkt yokuş çıkmaya başladık, başaramayacağımızı düşündüm ama üstesinden geldik. Yeni başkanımızı kutluyorum, Mezbjen’le yeni sezona bomba gibi girdik. Soydaşlarımla beraber olmak, aidiyet duygusunu tatmak harika. Nefes aldığımızı hissettik. Ekstra beklentiler içinde olmamız da yadırganmamalı.”
Kar yürüyüşünden korkunç bir deneyim bekleyenler de vardı.
Söz Kübra’da: “Benim beklentim daha korkunç bir parkurdu, ancak nispeten daha ferah ve kolay bir yürüyüş yaptık, çok güzeldi, arkadaşlıklar da güzeldi, koşullar bizi zorlamış olsa da keyifli bir sona ulaştık. Bir pazar günü çok daha fazla alternatif etkinlikler mümkün iken farklılığı buradaki arkadaşlarımızla hissetmek harika bir duygu.”
Zewar daha şimdiden sonraki tırmanışları hayal ediyor: “Hazırlıksız yakalandım ama sonuna kadar yürüyüşü tamamladım. Enerjisi harika, bir sonraki yürüyüşü heyecanla bekliyorum.”
Tam bu noktada Ersan Başar ile soru-cevap başlıyor ve onu susturmak mümkün olmuyor, şov yapmasına izin vermeyeceğiz ama yine de birkaç cümle alalım: “Yürüyüşe başlangıçtan başladık. Yokuşa doğru başladık. Mükemmel bir gezi sonrası yorgunluğa rağmen hâlâ enerjimiz yerinde. Arazi şartlarına rağmen beklentimizin üstünde bir performans sergiledik. Geçmiş dönem başkanlarımıza şükranlarımızı sunuyorum, yeni dönem başkanımız Şamil hızlı başladı. Daha güzel günler bizi bekliyor. Bu aşikâr. Bu sadece bir yürüyüş değildir, bu bir an’ı paylaşmaktır. Ayrıca siz basın mensuplarına yürekten teşekkür ediyorum.”
Yeni başkanı çok umursamıyoruz. Çünkü seçimde büyük hile yapıldı. Onu pas geçip eski başkana mikrofonu uzatıyoruz.
Sabık başkan Gürkan, mikrofona yapışıyor:
“Mezbjen’de bu işler sırayla ve disiplinle yürüyecektir. Bu konuda bir değerlendirme yapmayı zorunlu görüyorum. Mezbjen dernek faaliyetlerine katkı sunmak üzere ortaya çıkan bir faaliyettir. Derneğe çok fazla gelmeyen üyeler için planlanmış ve aşağı yukarı 7-8 yıldır devam eden bir etkinliktir. Belirli periyotlarla faaliyetler düzenliyoruz. İnsanlarımızı doğa ile buluşturuyoruz. Burada çok güzel dostluklar kuruluyor, aile kuran arkadaşlarımız bile oldu. Derneğe gelemeyen arkadaşlarımız derneğin etkinliklerine katılır oldu. Ayfer Hocamız Mezbjen’den bize katıldı ve dernekte dil eğitimi vermeye devam ediyor. Doğa ile iç içe olmayı seviyoruz. Doğa faaliyetleri bize büyük güç katıyor. 100 km koşuya başlayan arkadaşlarımız bile var. Çok faydalı bir etkinlik. Bu sadece bir eğlence ve gezi değil. Derin Çerkes kültürünü yaşatma adına büyük bir katkısı olduğunu düşünüyorum.”
Gürkan Başkan tam sözlerini bitirirken grubun 2022 yılına hızlı bir giriş yapan yeni dönem başkanı Navjan Şamil, tatlı bir muzırlıkla bölüyor: “Biz aileyiz. Mezbjen aile ve dostluktur. Haydin haluj’a! Bol yürüyüş, bol sucuk vaat ediyorum.”
İnsan düşünmeden edemiyor, bundan 100-150 yıl yıl önce bu matrak grubun tamamının nineleri, dedeleri göçmendi. Büyük bir trajedinin kurbanları idi. Adına ister mülteci deyin isterseniz muhacir! Acıları deşip yeni trajediler yaratmak yerine keyif, neşe, umut ve bilinç hâkim Mezbjen’e.
İnsanlığın savaştan, ırkçılıktan ve bencillikten kurtularak en büyük varlık olan doğayı korumaya odaklanmasını diliyoruz.