2021 yılının sonunda başlayan döviz krizi sonrası tavan yapan enflasyon rakamları, Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı son verilere göre yüzde 48’i geçti.
AKP’li isimlerin Avrupa’daki enflasyon rakamları üzerinden Türkiye’deki ekonomik krizi önemsizleştirme çabaları sürerken; iktidara yanıt yine rakamlardan geldi.
Avrupa İstatistik Ofisi (EUROSAT)’nin açıkladığı ocak ayı verilerine göre, Avrupa’nın enflasyon ortalaması yüzde 5.1. Yani resmi rakamlarla yüzde 48.7 olan Türkiye’deki enflasyonun neredeyse 10’da biri.
Avrupa’da da artış gösteren enflasyon rakamları üzerinden Türkiye’nin ‘iyi’ durumda olduğunu öne süren AKP Grup Başkanvekili Muhammed Emin Akbaşoğlu olmuş, canlı yayında yaptığı enflasyon hesabıyla sosyal medyanın gündemine oturmuştu.
Türkiye’deki hayat pahalılığıyla Avrupa ülkelerini kıyaslayan Akbaşoğlu, “Sıkıntıları görmüyor değilim, sıkıntıları görüyorum, kabul ediyorum ve onun üzerine biz ne yapıyoruz onu anlatmaya çalışıyorum. Ancak Türkiye’de olanları, yaşadıklarımızı Avrupa’yla Amerika ile kıyas etmek gerektiğini söylüyorum. Sonuç itibariyle bunun sadece Türkiye’yi, Türk insanını etkileyen bir kriz olmadığını ve dolayısıyla bugün 150 euroya dolan bir poşet Fransa’da ve Almanya’da 750-800 euroya doluyor. Dolayısıyla orada da yüzde 6-7 oranında 6-7 kat artmış bir enflasyon var” ifadelerini kullanmıştı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan da enflasyon, pahalılık ve işsizlik konusunda Türkiye’yi Avrupa ve ABD ile kıyaslamış ve şöyle konuşmuştu:
“Avrupa’dan Amerika’ya kadar tüm gelişmiş ülkelerin ve gelişmekte olan ülkelerin çoğunun önümüzdeki döneme ilişkin en önemli sıkıntısı, sancısı, krizi işsizliktir. Bunun için Batı’daki merkez bankaları enflasyonları altı-yedi kat arttığı halde faizleri kayda değer oranlarda yükseltmekten ısrarla kaçınıyor, kendi ekonomi teorilerine yıllarca bize yaptıkları dayatmalara aykırı bir politika izliyorlar. Daha da önemlisi, bunların çoğunun zaten kırılgan olan siyasi ve sosyal yapılarının ortaya çıkacak işsizlik krizinin altından kalkıp-kalkamayacağı da meçhuldür. Hamdolsun, biz Türkiye ekonomi modeli diye ifade ettiğimiz, çerçevesini ve yönünü kendimizin belirlediği bir politikayla süreci tam tersine çevirmeyi başardık.” (Artı Gerçek)
