Kriz ve emekçiler!

0
705

Kriz, emeğiyle geçinenlerin yaşamını derinden etkiliyor.  

Krizin sorumlusu kim? Bu sorunun yanıtı çok net aslında. 

Sorumlu belli, krizden kazanan belli, krizin bedelini ödeyen belli. 

Bütün bunlara karşın siyasi iktidara karşı görünür tepkinin olmaması anlaşılır değil. Krizin bedelini kimin ödediğini halk yaşayarak görüyor. Krizi fırsata çevirenleri halka doğru anlatamazsak, krizden medet umanlar halkı yanıltmaya devam ederler/ediyorlar da. Siyasi iktidar, ekonomik kriz başta olmak üzere, iç ve dış politikada yaşadığı sıkışmışlıktan kurtulmak için, elinde tuttuğu yandaş/candaş medyasıyla krizi örtmeye çalışıyor. Bu ülkenin işçileri, işsizleri, kadınları, gençleri, gazetecileri ve aydınları olarak işsizliğin, yoksulluğun, pahalılığın, özcesi ekonomik krizin nedenlerinin farkındayız, sonuçlarını kestiriyoruz. Ülkenin asıl sahipleri olarak, sesimize, rengimize, düşümüze, barış ısrarımıza, eşitlik şiarımıza, çocuklarımızın yarınına, yurttaşlık haklarımıza, demokrasi talebimize sahip çıkmak için geniş halk kitlelerine gerçekleri, sadece gerçekleri bıkmadan, usanmadan, yılmadan anlatmak zorundayız!  

İktidarların yıllardır savaşa karşı barışı, despotizme karşı demokrasiyi, yalana/talana karşı eşitliği, baskılara karşı özgürlüğü savunanları “hain” olarak tanımlaması ve baskı altına almasına karşın demokrasinin, barışın, eşitliğin kararlı savunucuları zulme karşı çıkmaktan yılmadılar. 

Ülkemizin temel sorunu; hukukun, demokrasinin ve adaletin yıkımıdır. 

Ülkemizin temel sorunu; her geçen gün artan işsizliktir, yaşamı yaşanamaz hale getiren zamlardır, yoksullaşan milyonlardır. 

Artan baskılardır.  

Amasız/fakatsız; zamlara, işsizliğe, yoksulluğa karşı güçlerimizi birleştirmek zorundayız. Emeğin özgürleşmesi ve demokrasinin inşası güçlerimizi birleştirmeden olanaklı değildir. 

Güçlerimizi birleştirmezsek; ülkenin kadim topraklarına, Muğla’daki zeytin ağacına, Kaz Dağları’ndaki çınarın mağrur gölgesine, Hasankeyf’te tarihe, Aydın’ın küskün incirine, Karadeniz fındığına, torunlarımızın geleceğine sahip çıkmak ham hayaldir. Güçlerimizi birleştirmek; çocuk istismarına, tacize/tecavüze karşı çıkmaktır. Güçlerimizi birleştirmek; asgari ücretli işçinin emeğine, işsizlerin yaşam güvencesine sahip çıkmak demektir. 

Güçlerimizi birleştirmek; yalanla, talanla, yolsuzluklarla, inanç sömürüsüyle iktidarını sürdüren AKP/MHP’yi tarihin çöplüğüne göndermektir. 

Güçlerimizi birleştirmek; insanlık onurumuza sahip çıkmak demektir. 

Aksi takdirde; gençler, çocuklar, kadınlar ölmeye devam edecek. 

Halklar arasında kin, nefret, düşmanlık daha da artacak. 

Görev hepimizin. 

Hazır mıyız? 

  

*KESK 2-3. dönem MYK üyesi, eğitimci 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz