Bağımsızlık Demokrasi Özgürlük Eşitlik Birlik

Bitmeyen gelecek kaygısı: Gençler neden Türkiye’den ayrılıyor?

Türkiye’de daha iyi bir gelecek kaygısı ve ekonomik-siyasi gerekçelerle yurtdışına giden genç nüfusun oranı giderek artıyor. Üniversite öğrencileri sıklıkla yurtdışındaki lisansüstü eğitim programlarını tercih ediyor.  
Gençler daha iyi staj ve iş olanakları için Avrupa ülkelerini önceliyor. Ancak yurtdışında yaşamaya başlayabilmek için bile belirli bir maliyeti ve beklentiyi karşılayabilmek gerekiyor.  
Jineps Gazetesi, Türkiye’den Avrupa ülkelerine okumaya ve çalışmaya giden gençlere ülkeden ayrılma gerekçelerini ve Avrupa’daki yaşam deneyimlerini sordu.

Levent Ergül

“Türkiye ekonomisinde yurtdışındaki üniversitelere sadece başvuru yapmak bile külfet” 

Levent Ergül, kendisini Düzce’de doğmuş bir Ubıh olarak tanıtıyor. Yüksek eğitim için 2013 yılında Düzce’den İstanbul’a gelmiş ve Marmara Üniversitesi’nde Makine Mühendisliği’ni bitirmiş. Katıldığı değişim programıyla Çin’e giderek ilk yurtdışı deneyimini kazanmış. 2019 Haziran’ında mezun olduktan sonra Siena Üniversitesi’nden kabul alarak İtalya’da yüksek lisans eğitimine başlamış.  

Hem okuyup hem çalıştığını ifade eden Ergül, kasım ayından itibaren Polonya’da çalışmaya başladığını, yakın zamanda da Macaristan’da bir işe geçeceğini ifade ediyor. Macaristan uzun vadeli olarak kalmayı düşündüğü yer.  

Yurtdışında üniversite başvuru ücretlerinin euro ya da dolar bazında olması da kimi zaman başvurularda zorluk çıkarabiliyor. Birden çok okula başvururken harç parasını ödeyebilmek için okullar arasından seçim yapmak gerekiyor. Ergül de İtalya’yı tercih edişini bununla ilişkilendiriyor: “İtalya’ya başvurmak diğer Avrupa ülkelerine göre daha masrafsızdı. Almanya’ya sadece başvuru ücreti 70 Euro vermek gerekiyor. Türkiye’nin ekonomisinde sadece başvuru yapmak bile büyük bir külfet.” 

Türkiye’den gidiş sebebiyle ilgili olarak “2017’de çıktığımda siyasi olarak yine sıkıntılar vardı ama Türkiye şu anki kadar kötü bir durumda değildi, bu kadar rahatsız etmiyordu” deyip ekliyor: “Önceden Türkiye’ye geri gelmeyi düşünüyordum ama şu an önemli bir sebep olmazsa dönmek aklımda yok.” 

“Türkiye’deki siyasi gerginlik beni rahatsız ediyor” 

Türkiye’de küçük yaştan itibaren takip etmek zorunda kaldığı haber gündemlerinden rahatsız olduğunu, Çin’de veya İtalya’da böyle bir gündem olmadığını söylüyor. Ergül’e göre Türkiye’nin siyasi iklimi ve ekonomisi birbiriyle çok iç içe, herhangi bir iktidar değişimi insanları çok temelden etkileyebiliyor. İtalya’daki koalisyonu örnek veriyor: “Diğer Avrupa ülkeleri gibi olmasa da İtalya’nın da belirli bir ekonomik düzeni var, siyasi değişim çok etkilemiyor, Türkiye’deki siyasi gerginlik beni rahatsız ediyor.”  

Geçimiyle ilgili olarak şimdiye dek aldığı burslarla hayatını idame ettirdiğini anlatıyor. İtalya’da bölgesel yönetimlerin verdiği burslardan faydalanmış, COVID-19 döneminde de belediye yardımı almış.  

Türkiye’ye dair özlediklerinden bahsederken arkadaşlarını anıyor; “Düzce’de büyüdüm, kemik kadro arkadaşlarım da Çerkes, İtalya’da Çerkes yok, zorlanıyorum” diyor gülerek. “Ama Çin’de bile Oset bir arkadaş bulmuştum, her yerde bir tanıdık çıkıyor” diye ekliyor.


“Aldığım eğitimin Türkiye’ye geri döndüğümde ülkeme faydalı olmasını umuyorum” 

Hazal Yılmaz

Yurtdışında eğitim gördükten sonra Türkiye’ye geri dönmek de bir başka seçenek. 

Boğaziçi Üniversitesi Ekonomi Bölümü’nden mezun olan 29 yaşındaki Hazal Yılmaz, Londra’da kabul aldığı ekonomi yüksek lisans programını bitirdikten sonra Türkiye’ye geri döneceğini söylüyor. Yılmaz’ın kabul aldığı Chevening bursu Birleşik Krallık hükümeti tarafından veriliyor. 2 yıllık iş tecrübesi koşuluyla verilen burs, 1 yıllık eğitimden sonra burs alan öğrencilerin ülkelerine geri dönmelerini taahhüt ediyor.  

Yılmaz, İngiltere’ye eşi Semih Yılmaz ile birlikte gideceğini anlatıyor. İngiltere, yurtdışı vize başvurularında başvuru sahibinin eşi ve 21 yaşından gün almamış çocuklarına, başvuru sahibine ‘bağımlı’ (dependant vize) olarak oturum ve çalışma izni hakkı tanıyor. Henüz Türkiye’de olan çift, bu vizeden yararlanarak eylül ayı itibariyle İngiltere’ye taşınacak. 

Hazal Yılmaz, sağlık ekonomisi uzmanı, yaklaşık 6 yıldır iş hayatında, bu süreçte akademide, finans sektöründe ve ilaç sektöründe bulunmuş. Çalışma alanı ise spesifik olarak ‘devletin hangi ilaçları aldığı ve niye aldığı, bir ilacı alırken başka ilaçlardan ve hastalardan feragat ettiği’ ile ilgili. LSE’deki yüksek lisansını da bu çerçevede ilerletmek istediğini belirtiyor. 

Hazal Yılmaz, “Neden yurtdışında eğitim?” sorusuna “Etiketler önemli, Türkiye’de insanların bir yere gelebilmesi için bu etiketlerin faydalı olduğunu gördüm, aldığım eğitimin geri döndüğümde ülkeye de kendime de faydalı olmasını umuyorum” diye cevap veriyor. 

“Türkiye’de kazandığım parayı İngiltere’de 20’ye bölerek harcamam gerekiyor” 

Semih Yılmaz

Eşi Semih Yılmaz ise bilgisayar programcısı olarak yazılım alanında çalışıyor. Yılmaz, Türkiye’deki işine İngiltere’den devam edeceğini belirtiyor. İngiltere’de öğrencilerin çalışma saatleri sınırlı ancak “dependant” olarak başvuru sahibinin yanında gelen kişinin çalışma izni bir öğrencinin izninden daha fazla. Yine de İngiltere’de geçinmeye yönelik kaygıları mevcut: “Hazal’ın bursu var, benim Türkiye’de kazandığımı ise orada 20’ye bölerek harcamamız gerekecek. Hayatımızı idame ettirmek için bunun hesabını iyi yapmamız gerekiyordu… Orada fark ettik aslında bunun kolay olmayacağını.”  

Hazal Yılmaz da ekonomik kaygılarla ilgili olarak “Durduğum yerde bir yere varamayacağımı görüyorum, ekonomik kaygılarım var, enflasyonun durumu ortada” diyor ve ekliyor: “Onun dışında benim çalıştığım alanda en iyi uygulama örnekleri hep İngiltere özelinde veriliyor, bize daha çok benzeyen bir sistemleri var. Hem kişisel olarak hem toplum için bir şeyler yapabilir miyim diye gidiyorum.”


Dilara Günaydın

“İtalya’da kendi ayaklarımın üstündeyim ama kim geri dönmek istemez ki”

Syuh Dilara Günaydın da 26 yaşında, İtalya’da yaşayan bir içmimar. Yüksek lisans okumak için gittiği yerde işe başlamış ve bir yıldır çalışıyor. İçmimar olmasının İtalya’yı seçmesinde bir etkisi var. Mesleğini seçerken bile çocukluğundan beri sevgi duyduğu İtalya’ya bir gün gitme ümidi varmış. Bunun yanı sıra bu meslekte Türkiye’de iyi bir gelecek göremediği için gitme kararı aldığını belirtiyor. 

Yurtdışına yerleşme sürecinin birçok anlamda meşakkatli olduğunu anlatıyor: “Birçok belge toplamak, dil sınavına girmek ve parayı denkleştirmek beni biraz zorladı. Hayatım boyunca aileme çok yük olmak istemediğim için her şeyi kendim hallettim. Zor oldu ama yılmadım, başardım.”  

Geçimini ise çoğunlukla çalışarak sağladığını, ailesinden destek almadığını ifade ediyor. Burs başvurusunda bulunduğunu ancak henüz neticelenmediğini söylüyor: “Ortalamamın yüksek olması ve Türkiye’deki ekonominin kötü oluşu bana bir miktar burs kazandıracak ama hâlâ bekliyorum, burada bu tarz işler biraz yavaş ilerliyor.”  

“Peki ya dönmeyi düşünüyor musun?” diye sorulduğunda “Kim istemez ki” yanıtını veriyor. “Burada özgür olduğumu hissediyorum, kendi ayaklarımın üstündeyim, daha güvendeyim.” Dilara Günaydın “Bir kadın olarak Türkiye’de gece yürümek bile hayal ama burada gerçekleştirebiliyorum. Her ne kadar İtalya da kadına karşı biraz kısıtlayıcı yaklaşsa da buna kimsenin cesaret edemeyeceğine inanıyorum” diyor.  

İtalya’da tanıştığı insanların hayata bakış açılarının daha aydınlatıcı ve destekleyici olduğunu da belirtiyor.  

Ancak burada edindiği maddi özgürlüğü Türkiye’de aynı iş deneyimiyle, aynı yeteneklerle edinemeyeceğinden kaygılı. Mümkün olduğunca İtalya’da kalmak istediğini belirtiyor, “Dönersem de ailem için dönebilirim. Onları yalnız bırakmak ve onlardan uzak olmak gerçekten çok zor” diye ekliyor. 

Yazarın Diğer Yazıları

Sosyalist gençlik yargılanıyor

12 Mart ve 30 Nisan tarihlerinde İstanbul ve Eskişehir’de yürütülen operasyonlarla gözaltına alınarak tutuklanan Sosyalist Gençlik Dernekleri Federasyonu (SGDF) Eş Başkanları Yaren Tuncer ve...

‘Ticari bir hırsımız yok, gelenler kendilerini mutlu ve evlerinde hissetsin istiyoruz’

Nandu Doğal Yaşam Çiftliği, şehrin yoğunluğundan kaçmak isteyenleri Sazköy’de yer alan bir Abhaz köyünün sakinliğinde ağırlıyor. Adını Abaza dilinde anneanne/babaanne anlamlarına gelen “nandu” kelimesinden...

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen: ‘Bu bir ekonomik kriz değil, derin ve şiddetli bir yoksullaşma’

BİRTEK-SEN Genel Başkanı Mehmet Türkmen: ‘Bu bir ekonomik kriz değil, derin ve şiddetli bir yoksullaşma’ Türkiye’de açlık ve yoksulluk koşulları giderek daha yakıcı bir hale...

Sosyal Medyalarımız

4,890BeğenenlerBeğen
1,353TakipçilerTakip Et
4,000TakipçilerTakip Et

Son Yazılar

- Advertisement -spot_img