Anadolu’nun sözlü edebiyatında Çerkesler

0
1200

Anavatanda Rus yayılmacılığına karşı verilen çok uzun ve çetin bir mücadelenin ardından yaşanan zoraki göç, Çerkes toplumu için can kayıpları, ayrılıklar ve maddi imkânsızlıklarla dolu yeni bir süreci başlatmıştır. Göç edilen topraklar Çerkesler için refah ve huzurun hüküm sürdüğü bir cennet olmadı. Zira bölge halkları da yüz yıllardır devam eden savaşların yarattığı benzer acılarla boğuşmakta idi. Böylesi şartlarda hayata tutunmaya çalışan Çerkeslerin, yerleştikleri bölgenin insanı ve coğrafyasına, iklim şartlarına uyum sağlaması pek kolay olmamıştır. Yöre halkı da dilleri ve kültürlerine yabancı oldukları bu insan topluluğunu –her ne kadar aynı dine mensup olsalar da- uzunca bir süre yadırgamış olmalıdır. 

Zek’ue (yağma ve ganimet amaçlı olarak küçük gruplar hâlinde gidilen sefer) geleneği ve savaşların şekilendirdiğ haşin karakter yapısı uzunca bir süre daha Çerkes erkeğinin yaşam tarzını yönlendirmiştir. Bu durum, yerleşilen yörelerde bazen olumsuz bir bakış açısının ortaya çıkmasına neden olmuş olmalıdır. Bunun yansımalarına trajik unsurlar içeren bazı olayların aktörü olarak Türk halk edebiyatının sözlü ürünlerinde şahit olmaktayız. Bu anlatılarda Çerkesler kimi zaman merhametsiz oldukları gerekçesiyle eleştirilmekte, kimi zaman da cesur ve mert olmaları sebebiyle övülmekte ve kendilerine saygı duyulmaktadır. 

Çalışmaya konu olan edebiyat ürünlerinin bir kısmı, Çerkes kızı ve delikanlısının hayranlık uyandıran fiziksel özellikleri ile kendilerine duyulan sevgiyi yansıtmaktadır. Ayrıca bazı anlatılarda Çerkeslerin yerli unsurlarla ilişkileri, ilk zamanlarda iki tarafın da sergilediği tedirgin ve gergin tavrın zamanla nisbeten yumuşaması ve tarafların birbirinin kültürüne ait ilginç özellikleri keşfetmesi dile getirilmektedir. 

Metin örneklerinden ikisi Kürtçedir. Bu türkülerin doğru ve estetik şekilde yapılmış çevirilerini verebilmeyi isterdim fakat bunlara ulaşamadım. Rum ve Ermeni halklarının sözlü edebiyat ürünleri içerisinde de mutlaka Çerkesleri konu edinen metinler vardır. Umulur ki birileri bu konuda sistematik ve bilimsel derleme çalışmaları yapar, daha çok ve daha ilginç örnekler ortaya koyar. 

  

Not: Metinlerin orijinalinde yer alan “Çerkez” telaffuzu değiştirilmemiştir. 


Çerkez Beyim 

  

Uzunyayla evim olsa aman aman 

Hamidiye köyüm olsa 

Çerkez beyi yârim olsa aman aman 

Ah yine gönlüm meraklandı 

Çerkez beyi silahlandı 

  

İnce de ince belleri var aman aman 

Anlaşılmaz dilleri var 

Çadır gibi evleri var aman aman 

Ah yine gönlüm meraklandı 

Çerkez beyi silahlandı 

  

(Bünyan yöresi) 

  

https://www.youtube.com/watch?v=wxIwZJq78SQ 

https://www.youtube.com/watch?v=p-YWgiJTAuI


Budin Dedikleri Aksu’yun Başı  

(…) 

Budin dedikleri Aksu’yun başı 

Kan ile yoğrulmuş toprağı taşı 

Çerkez Bayraktar’dır şehitler başı 

  

Geldi küffar aldı Kale-i Budin’i 

Aldı Budin kalesini geçti bedeni 

  

Cephane tutuştu aklımız şaştı 

Selatin camisi havaya uçtu 

Askerin yarısı hep şehit düştü 

(…) 

 

(Rumeli yöresi) 

 

https://www.turkudostlari.net/hikaye.asp?turku=13236 


Nennileyim Yat Dizime 

  

Nennileyim yat dizime 

Uykular girmez gözüme 

Şafağınan tan yıldızı 

Galdırmış emmimoğlu 

  

Devenin öyünü çekin 

Herkesin dediği çekin  

Doğru söyle babam, doğru  

Seni hang’Osmannı vurdu 

  

Beni vuran elli idi  

Elim golum bağlı idi 

Beni vuran bir tek Çerkez  

Namusundan ar geliyor. 

  

(Karaman yöresi) 

  

https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Siirler/Detay/nennileyim-yat-dizime-46198.aspx


Çerkezoğlu 

  

Yeldirir kırat yeldirir 

Yelcesini yel kaldırır 

Aman aman yaralandım ben 

Yiğitliğin serenidir  

Hem ölür hem öldürür 

  

Eğeri var yaldır yaldır 

At üstünde silah doldur 

Aman aman yaralandım ben 

Gâvur muydun Çerkezoğlu 

Atından indir de öldür 

  

Evlerinin önü harman 

Padişahtan gelir ferman 

Aman aman yaralandım ben 

Çerkezoğlu mert adamdır 

Kalleşce sırtından vurman 

  

https://www.youtube.com/watch?v=dKT3YfkYdYs 


 Kör Olasın Çerkez Nereden Geldin 

  

(aman) Kör olasın Çerkez nereden geldin 

Kuyumcuyum deyip çayıra kondun 

(aman) Alnı top kekilli yiğidi vurdun 

Dumanı göklere çıktı Nuri Bey 

  

(aman) Gel beyim gel beyim de otur dizime 

Sürmeler çekeyim ela gözüne 

(aman) Doksan Çerkez inmiş Çayırözü’ne 

Dumanı göklere çıktı Nuri Bey 

  

(aman) Çekin kıratımı çekin binek taşına 

Kim karışır bu Mevla’nın işine 

(aman) Garip anam yatmış yiğit düşünce 

Dumanı göklere çıktı Nuri Bey 

  

(aman) Anasının adı da Safiye Hatun 

Boğazına takmış beş binlik altun 

(aman) Öldürmen beyimi alayım satın 

Dumanı göklere çıktı Nuri Bey 

  

(Yozgat yöresi, ağıt uzun hava) 

  

https://www.turkudostlari.net/soz.asp?turku=17810 


Şu Burgaz’ın Ufacık Tefecik Yolları 

  

Şu Burgaz’ın ufacık da tefecik de yolları 

Yaktı ya beni Hilmiye Hanım’ın kolları 

  

Yandım yandım Hilmiye’m bir murada ermeden 

Geçti ömrüm Hilmiye Hanım’ı almadan 

  

Acı acı altıpatlar patladı 

Çerkez Hilmi beygirleri sakladı 

  

Yandım yandım Hilmiye’m bir murada ermeden 

Geçti ömrüm Hilmiye Hanım’ı almadan 

  

Minareden minareye ezan var 

Hilmiye Hanım’ın arkasında gezen var 

  

Yandım yandım Hilmiye’m bir murada ermeden 

Geçti ömrüm Hilmiye Hanım’ı almadan 

  

(Kırklareli yöresi) 

  

https://turku.sitesi.web.tr/kirklareli/su-burgazin-ufacik-tefecik-yollari.html 


Çerkes Kasım Ağa’nın Ağıdı 

  

Bir rivayete göre Yassıpınar Köyü’nden Kasım adlı bir Çerkes için, bir başka rivayete göre ise Kayseri /Pınarbaşı Çerkes Akviran Köyü’nde vefat eden bir Çerkes beyi için yakılmıştır. Sevilen bir insan olan ağanın ardından Çerkesler ağıt yakmak isterler ama nasıl yapacaklarını bilmedikleri için Avşar Hassa Köyü’nden Kamer Karı’ya (Kamer Alkan) başvururlar. Kamer Karı, ağıt yapmayı kabul eder etmesine de muhtemelen Çerkeslerle kavgalı oldukları eski günleri unutamadığından son kısımları gönlünden geçtiği gibi bağlayarak yakar ağıdını. 

  

Ne deyim de (ne) ağlayayım 

Ölü benim olmayınca 

Birer birer tükenir mi 

Kırkar kırkar ölmeyince 

  

Ağaçtan atına binmiş 

Yönünü evine dönmüş 

Kundup suyu erişmemiş 

Ölmüş Kasım ağam ölmüş 

  

Hastalıktan sızılıyor 

Eve kağıt yazılıyor 

Yüreğinde sızısı var 

Kundup suyu arzuluyor 

  

Kundep suyu (Kundepso), kaynatılmış yoğurdun yazdan itibaren dört ay bekletilmesiyle kışlık yoğurttan yapılan bir Çerkes içeceği. Bir bardak kundep suyu çok ekşi olduğu için standart ayranın 3-4 bardağına bedeldir, eskiden Çerkeslerce pek sevilen ve tüketilen bir içecekti. 

  

(Kayseri yöresi) 

  

https://www.avsarobasi.com/forum/index.php?topic=69860.0;wap2 


Silsüpüroğlu Mahir ve Karaca Bey 

  

Şu görünen kahpe Buzluğun dağı 

Al kana boyanmış köyneğin ağı 

Vurulmuş diyorlar Hamit’in beyi 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Sabahleyin kalktım yerler alaca 

Satın al atımı verin ilaca 

Biri Mahir idi biri Karaca 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Bir odası vardır boyraza karşı 

Şen olur Karaca Beyin gezdiği çarşı 

Nerde Karaca’nın Mahir’in naaşı 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Maşallah mıskasın boynuna takmış 

Çifte mavzerini dalına asmış 

Kırşehir Keskin seyrine çıkmış 

Hamitli beyini vurdular ona yanarım 

  

Sabahleyin kalktım yerler yaşımış 

Dürbününü boğazında taşımış 

Seni vuran Çerkez ne kalleşimiş 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Atlarını bizim ata kattılar 

Tüfekleri çalılara astılar 

Karaca’mı Mahir ile vurdular 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Sicim bıyık kara kaşın eğerek 

Her indiği yerde kuzu yiyerek 

Çerkezler vurmuşlar beyim diyerek 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Dünyada iltifat etmen Çerkeze 

Gayet kalleş olur koyman merkeze 

Gafil ölüm tesir etti herkese 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Teyzen döşşek döksün bibin de yorgan 

Seni vuran Çerkezler de sizlere kurban 

Daha evlenmedi Karaca’m ergen 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Kuzu bizim amma bize vermezler 

Aradaki muzuları görmezler 

Yiğitlerin kıymetini bilmezler 

Alınan vurdular ona yanarım 

Üç kağnıyı arka arkaya düzdüler 

Karaca’mın tebdilini bozdular 

Çukurları mezar diye kazdılar 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Çerkezler de pusu kurmuş başıma 

Hiç acımaz kurşun atar peşime 

Kadınlar ağlaşır vurur döşüne 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Mevlam kahreylesin Çerkez sürüsün 

Hiç komasın şu alemde birisin 

Elleri kırılsın kanı kurusun 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

Söyleyin Silsüpür beyleri gelsin 

Bulsun Çerkezleri ahımı alsın 

Aşiret ağlasın yavrular yansın 

Alınan vurdular ona yanarım 

  

(Kırıkkale Keskin yöresi) 

  

https://turku.sitesi.web.tr/keskin/silsupuroglu-mahir-ve-karaca-bey.html 


Çerkez Xatûn – Çerkez Hanım 

  

Kürtçe: 

Qiza Çerkez xatûne 

Xatûne were rune 

Çavreş destê min bigre 

Were mala me rune 

  

Esmer destê min bigre 

Were mala me rune 

  

Dеlal dеstе mе bigrе 

Vеrе mala mе runе 

  

Türkçe: 

Çerkez kızı alımlıdır(hanımdır) 

Güzel kız, gel otur 

Kara gözlü, tut elimden  

Gel, bizim evde otur 

  

Esmer, tut elimden  

Gel, bizim evde otur 

Sevdiğim, tut elimden 

Gel, bizim evde otur 

  

(Diyarbakır yöresi) 

  

https://lyricstranslate.com/tr/ayfer-d%C3%BCzda%C5%9F-%C3%A7erkes-xat%C3%BBn-lyrics.html 

https://www.youtube.com/watch?v=CXUP2sgrJGE 

Murat Dağ – Çerkes Xatûn [Aklımı Aldı Gitti] 


Ali’m Gitme Pazara 

  

Ali’m de gitme pazara 

Uğratırlar nazara 

Ali’mi de öldü diyenler 

Kendi de girsin mezara 

  

Yandım hop Çerkes 

Hop Çerkes yanıyor herkes 

  

Ali’m de arpa biçiyor 

Suyunu da nerden içiyor 

Dört yanı derya deniz 

Ali’m de nerden geçiyor 

  

Yandım hop Çerkes 

Hop Çerkes yanıyor herkes 

  

Ali’min abası var 

Sırtında libası var 

Ali’m de çok güzel ama 

Ne hayın anası var 

  

Yandım hop Çerkes 

Hop Çerkes yanıyor herkes 

  

(Ankara ve Kastamonu Türküsü olarak geçmektedir. Evlenip güveye girmeden öldürülen bir delikanlıya yakılmıştır.) 

  

https://turku.sitesi.web.tr/ankara/alim-gitme-pazara-1.html 

  Sinem Önel – Ali’m Gitme Pazara 


Çellov türküsü ve öyküsü 

  

Çellov; Pınarbaşı’ya gelir, bir Çerkes beyinin yanında bir süre yanaşma olarak durur. Daha sonra Kayseri’ye yerleşir. Bir ustanın yanına çırak olarak girer. Evlidir ve çok güzel bir karısı vardır, aradan bir süre geçer. Ustası, Çellov’un karısına göz koyar. Taze gelini zorla ayartır. Bunu öğrenen Çellov, köyüne gidip ağabeyinin silahını alır, ustasına hak ettiği cevabı verir. Silahıyla birlikte dağa çıkar. 

Köroğlu, Çakırcalı, Gizik Duran gibi; zalimlere cezalarını vermeye, mazlumlara yardımcı olmaya başlar. Çellov’un üzerine gönderilen hükümet kuvvetlerine karşı, yardım ettiği insanlar onu saklamaya çalışırlar.O artık bir halk kahramanıdır. Halk onu kendi gözüyle anlatır, görmese bile duyduklarından yakıştırmalar yapar. 

  

Erciyes dağını kantar mı tartar 

Tartarım diyenin belası artar 

Vaktinde teslim ol yakayı kurtar 

Titrettin her yanı cihanı Çellov. 

  

Arkadaşın sorarsan Reyhan’dır Arap 

Bin üç yüz düşmanı yolunda türap 

İnersem Bağdat’a ederim harap 

Salma dizgin aldı Bozoğlan’ı Çellov. 

  

Kızlar altın takmaz oldu saçına 

Gazeteler gitti Hind ü Maçin’e 

Bir sanın ulaştı Moskof içine 

Titrettin Frengistan’ı Çellov. 

  

Sen iyi olursan iyi olur herkes 

Senin için gelip kurdular merkez 

Avidik’te vurdular üç tane Çerkez 

Tavuk mu sanırsın aslanı Çellov. 

  

Ali Haydar gibi eden savaşı 

Cengini seyreden döker gözyaşı 

Kayseri’de vurduğu Ali Onbaşı 

İçin candan eder figanı Çellov. 

  

(Kayseri yöresi) 

  

https://www.dipsizforum.net/konu/9470/cerkezlerin-diyari-pinarbasi-turkusu-ve-hikayesi/ 


 Yüce Dağ Başına Ekin Ekeyim 

  

Yüce dağ başına ekin ekeyim 

Altına bir tosun kırat çekeyim 

Çerkez kızı evli değil bekârım 

(aman aman aman) 

Çerkez kızı ben almam seni incitme beni 

Ben bir garibim sılaya gönderin beni 

Yüce dağ başına ekin ekilmez 

Altına bir tosun kırat çekilmez 

Çerkez kızı nazlı olur gahrı çekilmez  

(aman aman aman) 

  

(Çankırı yöresi-bozlak) 

  

https://www.repertukul.com/YUCE-DAG-BASINA-EKIN-EKEYIM-704 


 Çerkez Hasan Türküsü 

  

Aksaray’dan kar geliyor, 

Ben sandım ki yar geliyor. 

Çıktım baktım pencereye 

Çerkez Hasan can veriyor. 

  

Beyazıt’tır meydan yeri, 

Hanımların seyran yeri 

Çerkez Hasan’ı astılar 

Sol yanında ferman yeri. 

  

https://tr.wikisource.org/wiki/%C3%87erkez_Hasan_T%C3%BCrk%C3%BCs%C3%BC 

https://www.youtube.com/watch?v=3c8FcvySHQ 


 Avdıla Bege u Çerkez Ömer 

(Abdullah Bey ve Çerkez Ömer) 

  

Kürtçe: 

HEY LO MIRO 

Evdila begê go: 

-Omer Çerkez, ev çi def e, çi zirne ye? 

Omer Çerkez go: 

-Evdila bego, ew dewata kalebavê min û pîradayka te ye. 

Evdila begê go: 

-Omer Çerkez, ew xeber devê tey hevtê govek bavê te zêde ye. 

Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro, 

Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro. 

Heylo Mîro, Evdila begê min sekinye dev serayê, 

Mîrata şeşxanê cêvê da bîrê nayê, 

Xwedê xiravke qayîşe tenge ûsûle giran e, 

Milê mîrê min, wayê, kêf hilnayê. 

Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro, 

Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro. 

Heylo mîro, qema kafrê Omer Çerkez zêrrê zere, 

De wê çiqas zer e, awqas ber e, 

Kafirê Omer Çerkez qemeke serê Evdila begê min daye, 

Çartilîke temorî daxistiye ser kevere. 

Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro, 

Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro. 

Heylo Mîro, cêva Evdila begê min cêva zêra,  

Kafirê Omer Çerkez ber qelşê sekinîye,  

Evdila begê min ra dide çêra. 

Evdile begê min dikire gazî, digo: 

-Tahar xan, birao, Silêman bego, birano 

weyê goştê heram mihê şîrin hêwişandîye kîjan rojê ra… 

Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro, 

Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro. 

Heylo Mîro, kela Toplaqelê ser kanîyê, 

Kondela Evdila begê min giran e, ketiye bin penîyê, 

Evdila begê min destê çepê şûr dikşîne, 

Destê rastê temiz dike xwûna sore li ber enîyê. 

Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro, 

Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro. 

Heylo Mîro, van çerkeza xa dane palê xaniya, 

Cinyaz cotbecot kişandine alîyê male, 

Kese tune cawê bive konajorin, mala xale. 

Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro 

Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro. 

Heylo Mîro, kela Toplaqelê ha dibûrî, 

Çerkez civyan notila xalî mûrî, 

De wexta Evdila begêm dibû tengî, 

Bira pê ra derketa Memûd begê syarê gulî. 

Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro, 

Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro. 

Heylo Mîro, kela Toplaqelê warê paşa, 

Bejina Evdila begê min bejina çux-çerkeza şer-qumaşa, 

Divê Evdila begê min hatiye kuştin, 

Bira dewsê xweş be Şikrînpaşa. 

Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro, 

Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro. 

  

Türkçe: 

Hey, Beyim! 

Abdullah Bey dedi ki: 

-Ömer Çerkez, bu ne davuldur ne zurnadır? 

Cevap verdi Ömer Çerkez: 

-Abdullah Bey, bu benim dedem ile senin ninenin düğünüdür. 

Abdullah Bey dedi: 

-Ömer Çerkez, bu sözü söylemek yedi göbek ceddinin haddine değildir.  

Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz, 

Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz. 

Hey beyim, beklemektedir Abdullah Bey’im kapısında sarayın, 

Kahrolası tabanca cebindedir beyimin de hatırlamaz, 

Allah bozsun, kemeri sıkıdır ağır usuldür. 

Beyimin koludur işte, kımıldamaz yerinden. 

Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz, 

Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz. 

Hey beyim, gâvur Ömer Çerkez’in hançeri altın sarısıdır, 

Bak ne kadar sarı, ne kadar da kıymetli! 

Abdullah Bey’imin başına bir hançer vurmuş kâfir Ömer Çerkez,  

Dört parmak perçemi düşmüş kayanın üstüne. 

Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz, 

Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz. 

Hey beyim, Abdullah Bey’imin cebi, altın cebi! 

Kâfir Ömer Çerkez bir kalleşlik peşinde mi? 

Abdullah Bey’ime küfürler savurmakta. 

Abdullah Bey’im seslenip dedi: 

-Tahir Han, kardeşim, Süleyman Bey, kardeşlerim! 

Haram eti, tatlı canı hangi gün için sakladınız? 

Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz, 

Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz. 

Hey beyim, Toprakkale Kalesi çeşme başındadır, 

Abdullah Bey’imin kundurası ağırdır, topuğuna basmıştır,  

Abdullah Bey’im sol eliyle kılıcını çeker, 

Sağ eliyle alnındaki kızıl kanı temizler. 

Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz, 

Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz. 

Ey beyim, bu Çerkezler dayanmışlar evlerin duvarlarına, 

Çifter çifter çekmişler naaşını ev tarafına, 

Kimse yok götürecek yukarı çadıra, dayı evine.  

Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz, 

Tabancası paltosunun cebindedir beyimin, hatırlamaz. 

Hey beyim, Toprakkale Kalesi’nden geçtiğinde 

Toplandı Çerkezler karıncalar gibi, 

Abdullah Bey’im dara düştüğünde, 

Onunla çıksaydı Gulî Mahmud Bey.  

Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz, 

Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz. 

Hey beyim, Toprakkale Kalesi paşa yurdudur, 

Abdullah Bey’imin endamı Çerkes çuhasından(?) 

Abdullah Bey’imin öldürüldüğüne söylerler, 

Yeri güzel olsun Şikrin Paşa 

Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz, 

Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz. 

  

  

(Sürmeli Mehmet Paşa’nın Fırka-i Islahiyye harekatı sırasında Kozan’da koleradan ölmesi üzerine oğlu Avdıla Beg ve annesi Ayşe hanım -Eleşkirt- Toprakkale’de yas tutarken komşuları olan Çerkez Ömer davul zurnalı düğün yapmaktadır. Avdıla Beg’in tek başına Çerkez Ömer’in divanına giderek itiraz etmesi ve bunun gerekçesini sorması üzerine Çerkez Ömer, Avdıla Beg’e hakaretle karşılık verir ve nihayetinde Avdıla Beg Çerkez Ömer ve divanındaki Çerkezler tarafından hançer darbeleriyle katledilir. Yine uzun versiyonlardaki bilgilerden hareketle Çerkez Ömer’in ağa olarak nitelendirilmesi kendisinin güç sahibi biri olduğu ve aynı bölgede yerleşik bir Çerkez nüfusun olduğu anlaşılmaktadır. İlaveten, uzun versiyonlarda Avdıla Beg’in Çerkezler tarafından öldürülmesi suçlayıcı ve olumsuz sözler ile dile getirilmektedir (Metnin Türkçe tercümesi ve açıklamalar için Abdurrahman Yiğitalp’e teşekkür ederim). 

  

https://www.facebook.com/Bitlisnamecom/posts/584225171677876/ 

https://www.youtube.com/watch?v=LoFHgjSaNYM 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz