Anavatanda Rus yayılmacılığına karşı verilen çok uzun ve çetin bir mücadelenin ardından yaşanan zoraki göç, Çerkes toplumu için can kayıpları, ayrılıklar ve maddi imkânsızlıklarla dolu yeni bir süreci başlatmıştır. Göç edilen topraklar Çerkesler için refah ve huzurun hüküm sürdüğü bir cennet olmadı. Zira bölge halkları da yüz yıllardır devam eden savaşların yarattığı benzer acılarla boğuşmakta idi. Böylesi şartlarda hayata tutunmaya çalışan Çerkeslerin, yerleştikleri bölgenin insanı ve coğrafyasına, iklim şartlarına uyum sağlaması pek kolay olmamıştır. Yöre halkı da dilleri ve kültürlerine yabancı oldukları bu insan topluluğunu –her ne kadar aynı dine mensup olsalar da- uzunca bir süre yadırgamış olmalıdır.
Zek’ue (yağma ve ganimet amaçlı olarak küçük gruplar hâlinde gidilen sefer) geleneği ve savaşların şekilendirdiğ haşin karakter yapısı uzunca bir süre daha Çerkes erkeğinin yaşam tarzını yönlendirmiştir. Bu durum, yerleşilen yörelerde bazen olumsuz bir bakış açısının ortaya çıkmasına neden olmuş olmalıdır. Bunun yansımalarına trajik unsurlar içeren bazı olayların aktörü olarak Türk halk edebiyatının sözlü ürünlerinde şahit olmaktayız. Bu anlatılarda Çerkesler kimi zaman merhametsiz oldukları gerekçesiyle eleştirilmekte, kimi zaman da cesur ve mert olmaları sebebiyle övülmekte ve kendilerine saygı duyulmaktadır.
Çalışmaya konu olan edebiyat ürünlerinin bir kısmı, Çerkes kızı ve delikanlısının hayranlık uyandıran fiziksel özellikleri ile kendilerine duyulan sevgiyi yansıtmaktadır. Ayrıca bazı anlatılarda Çerkeslerin yerli unsurlarla ilişkileri, ilk zamanlarda iki tarafın da sergilediği tedirgin ve gergin tavrın zamanla nisbeten yumuşaması ve tarafların birbirinin kültürüne ait ilginç özellikleri keşfetmesi dile getirilmektedir.
Metin örneklerinden ikisi Kürtçedir. Bu türkülerin doğru ve estetik şekilde yapılmış çevirilerini verebilmeyi isterdim fakat bunlara ulaşamadım. Rum ve Ermeni halklarının sözlü edebiyat ürünleri içerisinde de mutlaka Çerkesleri konu edinen metinler vardır. Umulur ki birileri bu konuda sistematik ve bilimsel derleme çalışmaları yapar, daha çok ve daha ilginç örnekler ortaya koyar.
Not: Metinlerin orijinalinde yer alan “Çerkez” telaffuzu değiştirilmemiştir.
Çerkez Beyim
Uzunyayla evim olsa aman aman
Hamidiye köyüm olsa
Çerkez beyi yârim olsa aman aman
Ah yine gönlüm meraklandı
Çerkez beyi silahlandı
İnce de ince belleri var aman aman
Anlaşılmaz dilleri var
Çadır gibi evleri var aman aman
Ah yine gönlüm meraklandı
Çerkez beyi silahlandı
(Bünyan yöresi)
https://www.youtube.com/watch?v=wxIwZJq78SQ
https://www.youtube.com/watch?v=p-YWgiJTAuI
Budin Dedikleri Aksu’yun Başı
(…)
Budin dedikleri Aksu’yun başı
Kan ile yoğrulmuş toprağı taşı
Çerkez Bayraktar’dır şehitler başı
Geldi küffar aldı Kale-i Budin’i
Aldı Budin kalesini geçti bedeni
Cephane tutuştu aklımız şaştı
Selatin camisi havaya uçtu
Askerin yarısı hep şehit düştü
(…)
(Rumeli yöresi)
https://www.turkudostlari.net/hikaye.asp?turku=13236
Nennileyim Yat Dizime
Nennileyim yat dizime
Uykular girmez gözüme
Şafağınan tan yıldızı
Galdırmış emmimoğlu
Devenin öyünü çekin
Herkesin dediği çekin
Doğru söyle babam, doğru
Seni hang’Osmannı vurdu
Beni vuran elli idi
Elim golum bağlı idi
Beni vuran bir tek Çerkez
Namusundan ar geliyor.
(Karaman yöresi)
https://www.edebiyatvesanatakademisi.com/Siirler/Detay/nennileyim-yat-dizime-46198.aspx
Çerkezoğlu
Yeldirir kırat yeldirir
Yelcesini yel kaldırır
Aman aman yaralandım ben
Yiğitliğin serenidir
Hem ölür hem öldürür
Eğeri var yaldır yaldır
At üstünde silah doldur
Aman aman yaralandım ben
Gâvur muydun Çerkezoğlu
Atından indir de öldür
Evlerinin önü harman
Padişahtan gelir ferman
Aman aman yaralandım ben
Çerkezoğlu mert adamdır
Kalleşce sırtından vurman
https://www.youtube.com/watch?v=dKT3YfkYdYs
Kör Olasın Çerkez Nereden Geldin
(aman) Kör olasın Çerkez nereden geldin
Kuyumcuyum deyip çayıra kondun
(aman) Alnı top kekilli yiğidi vurdun
Dumanı göklere çıktı Nuri Bey
(aman) Gel beyim gel beyim de otur dizime
Sürmeler çekeyim ela gözüne
(aman) Doksan Çerkez inmiş Çayırözü’ne
Dumanı göklere çıktı Nuri Bey
(aman) Çekin kıratımı çekin binek taşına
Kim karışır bu Mevla’nın işine
(aman) Garip anam yatmış yiğit düşünce
Dumanı göklere çıktı Nuri Bey
(aman) Anasının adı da Safiye Hatun
Boğazına takmış beş binlik altun
(aman) Öldürmen beyimi alayım satın
Dumanı göklere çıktı Nuri Bey
(Yozgat yöresi, ağıt uzun hava)
https://www.turkudostlari.net/soz.asp?turku=17810
Şu Burgaz’ın Ufacık Tefecik Yolları
Şu Burgaz’ın ufacık da tefecik de yolları
Yaktı ya beni Hilmiye Hanım’ın kolları
Yandım yandım Hilmiye’m bir murada ermeden
Geçti ömrüm Hilmiye Hanım’ı almadan
Acı acı altıpatlar patladı
Çerkez Hilmi beygirleri sakladı
Yandım yandım Hilmiye’m bir murada ermeden
Geçti ömrüm Hilmiye Hanım’ı almadan
Minareden minareye ezan var
Hilmiye Hanım’ın arkasında gezen var
Yandım yandım Hilmiye’m bir murada ermeden
Geçti ömrüm Hilmiye Hanım’ı almadan
(Kırklareli yöresi)
https://turku.sitesi.web.tr/kirklareli/su-burgazin-ufacik-tefecik-yollari.html
Çerkes Kasım Ağa’nın Ağıdı
Bir rivayete göre Yassıpınar Köyü’nden Kasım adlı bir Çerkes için, bir başka rivayete göre ise Kayseri /Pınarbaşı Çerkes Akviran Köyü’nde vefat eden bir Çerkes beyi için yakılmıştır. Sevilen bir insan olan ağanın ardından Çerkesler ağıt yakmak isterler ama nasıl yapacaklarını bilmedikleri için Avşar Hassa Köyü’nden Kamer Karı’ya (Kamer Alkan) başvururlar. Kamer Karı, ağıt yapmayı kabul eder etmesine de muhtemelen Çerkeslerle kavgalı oldukları eski günleri unutamadığından son kısımları gönlünden geçtiği gibi bağlayarak yakar ağıdını.
Ne deyim de (ne) ağlayayım
Ölü benim olmayınca
Birer birer tükenir mi
Kırkar kırkar ölmeyince
Ağaçtan atına binmiş
Yönünü evine dönmüş
Kundup suyu erişmemiş
Ölmüş Kasım ağam ölmüş
Hastalıktan sızılıyor
Eve kağıt yazılıyor
Yüreğinde sızısı var
Kundup suyu arzuluyor
Kundep suyu (Kundepso), kaynatılmış yoğurdun yazdan itibaren dört ay bekletilmesiyle kışlık yoğurttan yapılan bir Çerkes içeceği. Bir bardak kundep suyu çok ekşi olduğu için standart ayranın 3-4 bardağına bedeldir, eskiden Çerkeslerce pek sevilen ve tüketilen bir içecekti.
(Kayseri yöresi)
https://www.avsarobasi.com/forum/index.php?topic=69860.0;wap2
Silsüpüroğlu Mahir ve Karaca Bey
Şu görünen kahpe Buzluğun dağı
Al kana boyanmış köyneğin ağı
Vurulmuş diyorlar Hamit’in beyi
Alınan vurdular ona yanarım
Sabahleyin kalktım yerler alaca
Satın al atımı verin ilaca
Biri Mahir idi biri Karaca
Alınan vurdular ona yanarım
Bir odası vardır boyraza karşı
Şen olur Karaca Beyin gezdiği çarşı
Nerde Karaca’nın Mahir’in naaşı
Alınan vurdular ona yanarım
Maşallah mıskasın boynuna takmış
Çifte mavzerini dalına asmış
Kırşehir Keskin seyrine çıkmış
Hamitli beyini vurdular ona yanarım
Sabahleyin kalktım yerler yaşımış
Dürbününü boğazında taşımış
Seni vuran Çerkez ne kalleşimiş
Alınan vurdular ona yanarım
Atlarını bizim ata kattılar
Tüfekleri çalılara astılar
Karaca’mı Mahir ile vurdular
Alınan vurdular ona yanarım
Sicim bıyık kara kaşın eğerek
Her indiği yerde kuzu yiyerek
Çerkezler vurmuşlar beyim diyerek
Alınan vurdular ona yanarım
Dünyada iltifat etmen Çerkeze
Gayet kalleş olur koyman merkeze
Gafil ölüm tesir etti herkese
Alınan vurdular ona yanarım
Teyzen döşşek döksün bibin de yorgan
Seni vuran Çerkezler de sizlere kurban
Daha evlenmedi Karaca’m ergen
Alınan vurdular ona yanarım
Kuzu bizim amma bize vermezler
Aradaki muzuları görmezler
Yiğitlerin kıymetini bilmezler
Alınan vurdular ona yanarım
Üç kağnıyı arka arkaya düzdüler
Karaca’mın tebdilini bozdular
Çukurları mezar diye kazdılar
Alınan vurdular ona yanarım
Çerkezler de pusu kurmuş başıma
Hiç acımaz kurşun atar peşime
Kadınlar ağlaşır vurur döşüne
Alınan vurdular ona yanarım
Mevlam kahreylesin Çerkez sürüsün
Hiç komasın şu alemde birisin
Elleri kırılsın kanı kurusun
Alınan vurdular ona yanarım
Söyleyin Silsüpür beyleri gelsin
Bulsun Çerkezleri ahımı alsın
Aşiret ağlasın yavrular yansın
Alınan vurdular ona yanarım
(Kırıkkale Keskin yöresi)
https://turku.sitesi.web.tr/keskin/silsupuroglu-mahir-ve-karaca-bey.html
Çerkez Xatûn – Çerkez Hanım
Kürtçe:
Qiza Çerkez xatûne
Xatûne were rune
Çavreş destê min bigre
Were mala me rune
Esmer destê min bigre
Were mala me rune
Dеlal dеstе mе bigrе
Vеrе mala mе runе
Türkçe:
Çerkez kızı alımlıdır(hanımdır)
Güzel kız, gel otur
Kara gözlü, tut elimden
Gel, bizim evde otur
Esmer, tut elimden
Gel, bizim evde otur
Sevdiğim, tut elimden
Gel, bizim evde otur
(Diyarbakır yöresi)
https://lyricstranslate.com/tr/ayfer-d%C3%BCzda%C5%9F-%C3%A7erkes-xat%C3%BBn-lyrics.html
https://www.youtube.com/watch?v=CXUP2sgrJGE
Murat Dağ – Çerkes Xatûn [Aklımı Aldı Gitti]
Ali’m Gitme Pazara
Ali’m de gitme pazara
Uğratırlar nazara
Ali’mi de öldü diyenler
Kendi de girsin mezara
Yandım hop Çerkes
Hop Çerkes yanıyor herkes
Ali’m de arpa biçiyor
Suyunu da nerden içiyor
Dört yanı derya deniz
Ali’m de nerden geçiyor
Yandım hop Çerkes
Hop Çerkes yanıyor herkes
Ali’min abası var
Sırtında libası var
Ali’m de çok güzel ama
Ne hayın anası var
Yandım hop Çerkes
Hop Çerkes yanıyor herkes
(Ankara ve Kastamonu Türküsü olarak geçmektedir. Evlenip güveye girmeden öldürülen bir delikanlıya yakılmıştır.)
https://turku.sitesi.web.tr/ankara/alim-gitme-pazara-1.html
Sinem Önel – Ali’m Gitme Pazara
Çellov türküsü ve öyküsü
Çellov; Pınarbaşı’ya gelir, bir Çerkes beyinin yanında bir süre yanaşma olarak durur. Daha sonra Kayseri’ye yerleşir. Bir ustanın yanına çırak olarak girer. Evlidir ve çok güzel bir karısı vardır, aradan bir süre geçer. Ustası, Çellov’un karısına göz koyar. Taze gelini zorla ayartır. Bunu öğrenen Çellov, köyüne gidip ağabeyinin silahını alır, ustasına hak ettiği cevabı verir. Silahıyla birlikte dağa çıkar.
Köroğlu, Çakırcalı, Gizik Duran gibi; zalimlere cezalarını vermeye, mazlumlara yardımcı olmaya başlar. Çellov’un üzerine gönderilen hükümet kuvvetlerine karşı, yardım ettiği insanlar onu saklamaya çalışırlar.O artık bir halk kahramanıdır. Halk onu kendi gözüyle anlatır, görmese bile duyduklarından yakıştırmalar yapar.
Erciyes dağını kantar mı tartar
Tartarım diyenin belası artar
Vaktinde teslim ol yakayı kurtar
Titrettin her yanı cihanı Çellov.
Arkadaşın sorarsan Reyhan’dır Arap
Bin üç yüz düşmanı yolunda türap
İnersem Bağdat’a ederim harap
Salma dizgin aldı Bozoğlan’ı Çellov.
Kızlar altın takmaz oldu saçına
Gazeteler gitti Hind ü Maçin’e
Bir sanın ulaştı Moskof içine
Titrettin Frengistan’ı Çellov.
Sen iyi olursan iyi olur herkes
Senin için gelip kurdular merkez
Avidik’te vurdular üç tane Çerkez
Tavuk mu sanırsın aslanı Çellov.
Ali Haydar gibi eden savaşı
Cengini seyreden döker gözyaşı
Kayseri’de vurduğu Ali Onbaşı
İçin candan eder figanı Çellov.
(Kayseri yöresi)
https://www.dipsizforum.net/konu/9470/cerkezlerin-diyari-pinarbasi-turkusu-ve-hikayesi/
Yüce Dağ Başına Ekin Ekeyim
Yüce dağ başına ekin ekeyim
Altına bir tosun kırat çekeyim
Çerkez kızı evli değil bekârım
(aman aman aman)
Çerkez kızı ben almam seni incitme beni
Ben bir garibim sılaya gönderin beni
Yüce dağ başına ekin ekilmez
Altına bir tosun kırat çekilmez
Çerkez kızı nazlı olur gahrı çekilmez
(aman aman aman)
(Çankırı yöresi-bozlak)
https://www.repertukul.com/YUCE-DAG-BASINA-EKIN-EKEYIM-704
Çerkez Hasan Türküsü
Aksaray’dan kar geliyor,
Ben sandım ki yar geliyor.
Çıktım baktım pencereye
Çerkez Hasan can veriyor.
Beyazıt’tır meydan yeri,
Hanımların seyran yeri
Çerkez Hasan’ı astılar
Sol yanında ferman yeri.
https://tr.wikisource.org/wiki/%C3%87erkez_Hasan_T%C3%BCrk%C3%BCs%C3%BC
https://www.youtube.com/watch?v=3c8FcvySHQ
Avdıla Bege u Çerkez Ömer
(Abdullah Bey ve Çerkez Ömer)
Kürtçe:
HEY LO MIRO
Evdila begê go:
-Omer Çerkez, ev çi def e, çi zirne ye?
Omer Çerkez go:
-Evdila bego, ew dewata kalebavê min û pîradayka te ye.
Evdila begê go:
-Omer Çerkez, ew xeber devê tey hevtê govek bavê te zêde ye.
Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro,
Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro.
Heylo Mîro, Evdila begê min sekinye dev serayê,
Mîrata şeşxanê cêvê da bîrê nayê,
Xwedê xiravke qayîşe tenge ûsûle giran e,
Milê mîrê min, wayê, kêf hilnayê.
Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro,
Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro.
Heylo mîro, qema kafrê Omer Çerkez zêrrê zere,
De wê çiqas zer e, awqas ber e,
Kafirê Omer Çerkez qemeke serê Evdila begê min daye,
Çartilîke temorî daxistiye ser kevere.
Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro,
Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro.
Heylo Mîro, cêva Evdila begê min cêva zêra,
Kafirê Omer Çerkez ber qelşê sekinîye,
Evdila begê min ra dide çêra.
Evdile begê min dikire gazî, digo:
-Tahar xan, birao, Silêman bego, birano
weyê goştê heram mihê şîrin hêwişandîye kîjan rojê ra…
Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro,
Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro.
Heylo Mîro, kela Toplaqelê ser kanîyê,
Kondela Evdila begê min giran e, ketiye bin penîyê,
Evdila begê min destê çepê şûr dikşîne,
Destê rastê temiz dike xwûna sore li ber enîyê.
Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro,
Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro.
Heylo Mîro, van çerkeza xa dane palê xaniya,
Cinyaz cotbecot kişandine alîyê male,
Kese tune cawê bive konajorin, mala xale.
Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro
Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro.
Heylo Mîro, kela Toplaqelê ha dibûrî,
Çerkez civyan notila xalî mûrî,
De wexta Evdila begêm dibû tengî,
Bira pê ra derketa Memûd begê syarê gulî.
Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro,
Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro.
Heylo Mîro, kela Toplaqelê warê paşa,
Bejina Evdila begê min bejina çux-çerkeza şer-qumaşa,
Divê Evdila begê min hatiye kuştin,
Bira dewsê xweş be Şikrînpaşa.
Heylo Mîro, weylo Mîro, mal derketiye bê tivdîro,
Şaşxane cêva qapûtê Mîrê min da nayê bîro.
Türkçe:
Hey, Beyim!
Abdullah Bey dedi ki:
-Ömer Çerkez, bu ne davuldur ne zurnadır?
Cevap verdi Ömer Çerkez:
-Abdullah Bey, bu benim dedem ile senin ninenin düğünüdür.
Abdullah Bey dedi:
-Ömer Çerkez, bu sözü söylemek yedi göbek ceddinin haddine değildir.
Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz,
Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz.
Hey beyim, beklemektedir Abdullah Bey’im kapısında sarayın,
Kahrolası tabanca cebindedir beyimin de hatırlamaz,
Allah bozsun, kemeri sıkıdır ağır usuldür.
Beyimin koludur işte, kımıldamaz yerinden.
Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz,
Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz.
Hey beyim, gâvur Ömer Çerkez’in hançeri altın sarısıdır,
Bak ne kadar sarı, ne kadar da kıymetli!
Abdullah Bey’imin başına bir hançer vurmuş kâfir Ömer Çerkez,
Dört parmak perçemi düşmüş kayanın üstüne.
Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz,
Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz.
Hey beyim, Abdullah Bey’imin cebi, altın cebi!
Kâfir Ömer Çerkez bir kalleşlik peşinde mi?
Abdullah Bey’ime küfürler savurmakta.
Abdullah Bey’im seslenip dedi:
-Tahir Han, kardeşim, Süleyman Bey, kardeşlerim!
Haram eti, tatlı canı hangi gün için sakladınız?
Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz,
Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz.
Hey beyim, Toprakkale Kalesi çeşme başındadır,
Abdullah Bey’imin kundurası ağırdır, topuğuna basmıştır,
Abdullah Bey’im sol eliyle kılıcını çeker,
Sağ eliyle alnındaki kızıl kanı temizler.
Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz,
Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz.
Ey beyim, bu Çerkezler dayanmışlar evlerin duvarlarına,
Çifter çifter çekmişler naaşını ev tarafına,
Kimse yok götürecek yukarı çadıra, dayı evine.
Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz,
Tabancası paltosunun cebindedir beyimin, hatırlamaz.
Hey beyim, Toprakkale Kalesi’nden geçtiğinde
Toplandı Çerkezler karıncalar gibi,
Abdullah Bey’im dara düştüğünde,
Onunla çıksaydı Gulî Mahmud Bey.
Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz,
Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz.
Hey beyim, Toprakkale Kalesi paşa yurdudur,
Abdullah Bey’imin endamı Çerkes çuhasından(?)
Abdullah Bey’imin öldürüldüğüne söylerler,
Yeri güzel olsun Şikrin Paşa
Hey beyim, vah beyim; evden çıkmış tedbirsiz,
Tabancası paltosunun cebindedir beyimin de hatırlamaz.
(Sürmeli Mehmet Paşa’nın Fırka-i Islahiyye harekatı sırasında Kozan’da koleradan ölmesi üzerine oğlu Avdıla Beg ve annesi Ayşe hanım -Eleşkirt- Toprakkale’de yas tutarken komşuları olan Çerkez Ömer davul zurnalı düğün yapmaktadır. Avdıla Beg’in tek başına Çerkez Ömer’in divanına giderek itiraz etmesi ve bunun gerekçesini sorması üzerine Çerkez Ömer, Avdıla Beg’e hakaretle karşılık verir ve nihayetinde Avdıla Beg Çerkez Ömer ve divanındaki Çerkezler tarafından hançer darbeleriyle katledilir. Yine uzun versiyonlardaki bilgilerden hareketle Çerkez Ömer’in ağa olarak nitelendirilmesi kendisinin güç sahibi biri olduğu ve aynı bölgede yerleşik bir Çerkez nüfusun olduğu anlaşılmaktadır. İlaveten, uzun versiyonlarda Avdıla Beg’in Çerkezler tarafından öldürülmesi suçlayıcı ve olumsuz sözler ile dile getirilmektedir (Metnin Türkçe tercümesi ve açıklamalar için Abdurrahman Yiğitalp’e teşekkür ederim).
https://www.facebook.com/Bitlisnamecom/posts/584225171677876/