‘Eren ailesi, üç kuşaktır Hayrettin’i ve adaleti arıyor’

0
331

Cumartesi Anneleri/ İnsanları, kayıpların akıbetini sormak ve faillerin yargılanması için her hafta düzenledikleri eylemin 921’incisini çevrimiçi yaptı. 19 Kasım’da gerçekleşen eylemde, 12 Eylül darbesinin ardından 21 Kasım 1980’de İstanbul’da gözaltına alındıktan sonra kaybedilen Hayrettin Eren’in akıbeti soruldu. Hayrettin Eren’in kardeşi İkbal Eren Yarıcı’nın konuştuğu yayında, açıklamayı Hayrettin Eren’in yeğeni Setenay Yarıcı okudu.

Açıklama 

Bu hafta Elmas ve Kemalettin Eren’in bıraktığı yerden, 12 Eylül işkencehanelerinde gözaltında kaybedilen “Hayrettin Eren için adalet istiyoruz” diyerek kamuoyu karşısındayız. 

26 yaşındaki Hayrettin Eren, İstanbul’da yaşıyordu. 12 Eylül darbe koşullarında hakkında arama kararı vardı. 21 Kasım 1980 tarihinde otomobili ile İstanbul Saraçhane’ye gitti. Burada buluştuğu arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Hayrettin, arkadaşı ve otomobili önce Karagümrük Karakolu’na, oradan da Gayrettepe Emniyet Müdürlüğü’ne götürüldü. 

Hayrettin, Gayrettepe Siyasi Şube’nin bodrum katında ağır işkence altındayken, kapıda bekleyen annesine “Gözaltında böyle biri yok!” denildi. Emniyetin bahçesinde duran otomobili gösterip, “Oğlumun arabası burada kendisi nasıl yok?” diye ısrar eden Elmas Eren tartaklanarak dışarı atıldı. Sonra Hayrettin’in arabası da kaybedildi. 

Hayrettin Eren’i gözaltına alınırken, karakolda tutulurken ve siyasi şubede işkencedeyken gören çok sayıda tanık vardı. Ancak gözaltına alındığı inkâr edildi. 

Sıkıyönetim Savcılığı’na yapılan suç duyuruları sonuçsuz bırakıldı. Aradan geçen 42 yılda hukuk işletilmedi. Hayrettin Eren’in akıbeti gizlendi, onu kaybedenler cezasız bırakıldı. Dosyayı canlandırmak için girişimlerde bulunmayı sürdüren Eren Ailesi, üç kuşaktır Hayrettin’i ve adaleti arıyor. 

921’inci haftamızda 42 yıldır Hayrettin Eren’in akıbetini açığa çıkarmayan ve uluslararası hukukta “sürekli bir suç” olarak tanımlanan gözaltında kaybetme suçunu cezasız bırakan tüm iktidarların suçun ortağı olduğunu bir kez daha hatırlatıyoruz. 

Adli mercileri hukuku işleterek Hayrettin Eren’in akıbetini açığa çıkartma ve sorumluların cezalandırılmasını sağlama görevini yerine getirmeye çağırıyoruz. 

Kaç yıl geçerse geçsin; Hayrettin Eren için, tüm kayıplarımız için adalet istemekten, devletin evrensel hukuk normları içinde hareket etmek zorunda olduğunu hatırlatmaktan, 222 haftadır bize yasaklanan kayıplarımızla buluşma mekânımız Galatasaray’dan vazgeçmeyeceğiz. 

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz