Savaş bir cinayettir. Her kimse ne amaçla çıkarmış olursa olsun savaş cinayettir. Adına ne derseniz deyin, hangi kutsamalar ile yüceltirseniz yüceltin savaş bir cinayettir. Savaşın galibi olmaz. Sadece emperyalizmin ekmeğine yağ sürer. Savaş varsa talan vardır. Haksızlık vardır. Ve savaşın galibi her zaman onlardır. Bugün tüm dünya üzerinde yaşanan savaşların gerçek nedenlerini savaşanlar bilse asla savaşmazlar. İnsanlığın ekoloji ve iklim sorunları ile karşı karşıya olduğu bir dönemde, savaş çığırtkanları her türlü yok edici ve kimyasal silahlarla dünyadaki canlı hayatını yok etmekte. İki yıldır süren Rusya ve Ukrayna savaşında yaşamını yitiren binlerce insan ve beraberinde yok edilen doğa… Ortadoğu’da, Karabağ’da ve tüm dünya üzerindeki sürdürülen savaşlara dur demenin zamanı çoktan geçmiştir. Aklın, barışın ve ilmin yok sayıldığı bir dönemde iktidar güçlerinin sömürü sistemlerinin devamı için sürdüregeldiği savaşlar tüm gücü ile devam ederken, toplumun iradesini hiçe sayacak argümanlarla savaşlar kutsanmakta.
Devletlerin savunma gücü adına savaş için harcadıkları bütçe ile dünya kurtulur. Her alanda, halkların varlığına, bağımsızlığına ve geleceğine karşı sürdürülen bu savaşlar ve işgaller sermayeden yana kullanılırken her geçen gün dünyada geri dönülmesi mümkün olmayan doğa tahribatına neden olmakta, kirliliğine ve yok oluşuna doğru yol almaktadır. Şimdilerde Filistin’de süregelen sömürgeci, işgal ve etnik temizliğe yönelik savaş da aynı amaca hizmet etmektedir. Bulunduğumuz bölgenin her yanı ateş çemberi içindeyken savaş çığırtkanlığı yapanlar, alanlarda halkı inanç ve kahramanlık güdüleri ile besleyip olası bir karmaşanın içine sürüklemek istemektedir. Filistin’de savaşın başladığı günden günümüze dek atılan binlerce bombanın, Rusya-Ukrayna savaşında kullanılan kimyasal silahların, bölgemizde her alandaki çatışmalarda kullanılan her türlü silahın yarattığı acıyı, yıkımı yeni nesillere adak gibi yükleyen savaş baronları bir taraftan da gelecekteki kârlarının hesabını yapmaktadır.
Bugün dünya ülkelerinin örgütlenmesindeki en büyük güç olan Birleşmiş Milletler’de veto hakkı ile imtiyazlı bir güce baktığınızda hepsinin ağır silah üreticisi ve satıcısı olduğunu göreceksiniz. Arap coğrafyasının devletlerine ait iktidarlar, yüksek petrol gelirleri ile bu güçlerin koruması altında milyarlarca dolarlık sütü sağılan inek gibi yıllardır kullanılmaktadır. Sömürülen Afrika kıtası ve her dönem savaşın tehlikesi ve etkisi içinde olan halklar, kendileri için biçilen yaşam senaryolarında var olma mücadelesi vermektedir. Egemen güçlerin yönettiği bir dünyada savaşları hep kaybeden, her zaman fakir bırakılmış, sömürülmüş ve kullanılan halklardır. Onlar kahramanlıklarla onurlandırılıp, gelecek nesillerin de kafalarına çivi gibi çakılan anıtlar, heykeller ve bezemelerle varoluşun simgeleri içinde sarhoş olurken, birileri de malı götürmektedir. Her savaşın bir sebebi bulunur. Her savaşın kazananı vardır. Bu kural da yıllardır egemen güçlerden yana süren “kazan kazan” ile yönetilir.
Artık savaş istemiyoruz. Dünya kaynaklarının tamamı var olan tüm insanlık için yeterlidir. Bizim yaşamımızı kendi çıkarlarına göre sahneleyenlere karşı “yeter” diyorum. Savaş bir cinayet, bir insanlık suçudur. Hep birlikte daha gür sesimizle insanlık için “Barış” diyorum. Tüm dünya halkları için “Barış”!