Uluslararası Azınlık Hakları Grubu öncülüğünde İstanbul’da 17 Şubat’ta Anadili Günü etkinliği düzenlendi. Türkiye ve dünyadan pek çok halkın temsilcisi etkinliğe katıldı.
Avrupa Birliği Delegasyon Başkanı Nikolaus Meyer-Landrut’un açılış mesajı ile program başladı. Finlandiya Sami Parlamentosu Dil İşleri Sekreteri Marko Marjomaa, Mezopotamya Vakfı’ndan Osman Akyıl, Avrupa Birliği Temel Haklar Ajansı Yönetim Kurulu Üyesi Anastasia Crickley, Kadir Has Üniversitesi’nden Doç. Dr. Olgun Akbulut konuşmacı olarak yer aldı.
Konferansta Çerkes dili, karşı karşıya kaldığı sorunlar ve TADNET’te (Tehlike Altındaki Diller Ağı) bu konu üzerine yapılan çalışmaları İstanbul Okan Üniversitesi’nde akademisyen Dr. Murat Topçu hazırladığı sunum eşliğinde dile getirdi. Türkiye’den Kafkasyalı çeşitli sivil toplum kuruluşlarının temsilcileri toplantıya katıldılar.
Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler parlamenterleri programın organizasyonunu yönettiler ve konuşmacı olarak sunumlarını gerçekleştirdiler.
Birleşmiş Milletler Azınlık Hakları Özel Raportörü Nicolas Levrat, Birleşmiş Milletler Azınlık Hakları Eş Direktörü Claire Thomas ve Kafkas Dernekleri Federasyonu (KAFFED) Yönetim Kurulu Üyesi Ömer Atalar, düzenlenen konferansla ilgili Jineps’e açıklamalarda bulundu:
Nicolas Levrat: “Bugünkü toplantıda azınlık dil problemine odaklandık. Bildiğiniz gibi azınlıkların pek çok sorunu var, dil konusu da bunlardan biri. Türkiye’de azınlık dillerinin konuşulmasının birçok sebepten oldukça zor olduğunu biliyoruz. Bu durumu değiştirmek için iyi bir fırsat var. Diğer ülkelerdeki başarılı uygulamalar hakkında bilgi alışverişinde bulunabiliriz. Tıpkı bugün konuşulan Finlandiya ve İrlanda örneklerinde olduğu gibi. Bu tarz programların organize edilmesini isterim. Her sene Cenevre’de Birleşmiş Milletler azınlık sorunları forumu düzenleniyor. 600’e yakın azınlık temsilcisi bu toplantılara katılıyor. Fakat herkes doğal olarak Cenevre’deki bu toplantılara ekonomik sebepler, vize problemleri gibi faktörler neticesinde katılamayabiliyor. Dolayısıyla bu tarz konferansların, etkinliklerin farklı ülke ve bölgelerde de devam etmesi gerektiğini düşünüyorum. Ayrıca azınlık sorunu global bir konu olsa da spesifik sorun ve durumları da içerisinde barındırdığı söylenebilir.”
Claire Thomas: “Bugün İstanbul’da düzenlediğimiz etkinliğe Türkiye’nin çeşitli yerlerinden insanlar geldiler. Umarız ki özellikle dil sorununun yoğun hissedildiği bölgelerde de bu tarz konferans ve programların tekrarını gerçekleştirebiliriz. 21 Şubat Dünya Anadili Günü’ne yaklaşırken, kaybolma riskiyle karşı karşıya kalan dillerin var olması mücadelesine odaklanmış durumdayız.”
Ömer Atalar: “Dr. Murat Topçu Hocamızın bu panelde Çerkesçe ile ilgili yapmış olduğu sunum, kendi toplumsal kozamızın dışında da konularımızı gündeme taşıyıp savunuculuk yapmamız anlamında önemli idi. Toplantıda son konuşmacı olan BM Azınlık Sorunları Özel Raportörü Nikolas Levrat’ın hem toplantı sırasında verdiği bilgilerden hem de kendisi ile toplantı dışında yaptığım görüşmelerden toplumumuz adına faydalı sonuçlar çıkabileceğine inanıyorum.
AB sürecinin yavaşlaması ile birlikte BM ve Avrupa Konseyi mekanizmalarının önemi artacaktır. Ayrıca Finlandiya’daki Sami dili ve İrlandaca ile ilgili sunumlar ile Kürtçe konusunda yapılan çalışmalardan da anadilin korunması ve yaşatılması çalışmalarımızda yararlanabileceğimizi düşünüyorum. Tabii bu sunumlar aynı zamanda bir kıyaslama imkânı da veriyor ve anadili çalışmalarında toplumsal ve kurumsal anlamda yapmamız gereken ne kadar çok iş olduğunu da gösteriyor. Hak temelli anadili ve kimlik bilincinin toplumumuzda geliştirilmesinde ulusal ve uluslararası düzeyde çeşitli ağlarda yer almak, benzer sorunları yaşayanlarla tecrübe paylaşımında bulunmanın, bu tecrübeleri toplumsal ve kurumsal çalışmalarımıza yansıtmanın daha etkin çalışmamıza katkı sağlayacağına inanıyorum. Bu tarz çalışmaların, içeride birbirimizin enerjisini tüketen verimsiz tartışmaların yerini almasını diliyorum.”
Haber: Mirac Albek Hızlıok