Meclis, Anayasa Mahkemesi’nin (AYM) vekilliğinin düşürülmesini yok hükmünde saydığı TİP Hatay Milletvekili Can Atalay için 16 Ağustos’ta olağanüstü toplandı. Görüşmeler sırasında Alpay Özalan ile AKP’liler Ahmet Şık’a saldırdı. Müdahale etmeye çalışan DEM Parti Grup Başkanvekili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in kaşı açıldı. Şık ve Özalan’a kınama cezası verildi,
Atalay’la ilgili AYM kararı okunmadan Meclis tatil edildi.
Atalay, kavgayla sonuçlanan oturumun ardından X üzerinden bir paylaşım yapan MHP Genel
Başkanı Devlet Bahçeli’nin “Can Atalay konusu tamamen kapanmıştır” sözlerine yanıt verdi.
“Can Atalay olayı kapandı mı, yoksa Meclis’i de içine alarak daha devasa bir boyuta mı taşındı?” diye soran Atalay, “Meclis’in yeniden toplantıya çağrılması yeni bir fırsattır. ‘Olay’
zaten kaçınılmaz olarak Meclis yeniden açıldığında her gün baş gündem olacaktır. Çünkü Anayasa’nın korunması ve uygulanması için yemin eden, birinci derece sorumlu olan Meclis, kendisi Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez. Bu durumun görüleceğini, söyleyenin de çok iyi bildiği hukuken dayanaksız gerekçelerin arkasına sığınılmadan adım atılmasını umuyorum” ifadelerini kullanarak şunları kaydetti: “Konu ismim ile anılsa da özünde Anayasa’ya, yasalara, hukuka, hakka ve adalete sahip çıkma mücadelesini veren, keyfiliğe
karşı duran, hakkımdaki uygulamanın yarattığı ve daha da yaratacağı vahim sonuçların
farkında olarak eylemde bulunan, çaba gösteren, savunan, destekleyen, dayanışan, şiddete
boyun eğmeyen herkese, milletvekillerine, partilere teşekkür ediyorum.
Çabalarınız ülkemizin bugünü ve geleceği bakımından çok kıymetli.
Mevcut duruma bir bakalım: ‘Can Atalay olayı kapandı mı?’ yoksa Meclis’i de içine alarak
daha devasa bir boyuta mı taşındı?
Bitirilmek için aylardır uğraşılan ‘Olay’ her aşamada hukuku, adaleti, kurumları ve en sonunda Meclis’i nasıl içine alarak, tüketerek, kirleterek ve genişleyerek devam ediyor.
Bu süreç hukukun açık emri yerine getirildiği zaman ancak durabilir. Can Atalay’ı bir süre
daha hapiste tutmanın derdinde ve çabasında olanlar bile yol açtıkları tahribatı görüyorlar. Can Atalay’ı hapiste tutmayı başarabilmek konunun en önemsiz detayı. Ancak ne var ki Anayasa’ya uymak, hukuka bağlılık basit bir işleme, Can Atalay’ın milletvekili listesine yeniden yazılmasına gelip düğümlendiği için etrafından dolaşılamıyor, bastırıldıkça daha zorlayıcı biçimde ortaya çıkıyor. Anayasa’nın çiğnendiği yerde, çiğneyen her kurumun
kendi meşruiyetini tartışmaya açtığı bir yerde artık olay Can Atalay Olayı’nı kat ve kat aşmış
bir hal alıyor. ‘Bitti’ denilenin, bitmesi için her türlü usul, erkân, kurum kimliği, yasa, Anayasa’yı ayaklar altına almanın sonuç getirmediği, olay’ın dönüp dolaşıp tekrar tekrar önlerine geldiğini/geleceğini artık herkes görüyor.
Meclis’in yeniden toplantıya çağrılması yeni bir fırsattır. ‘Olay’ zaten kaçınılmaz olarak Meclis
yeniden açıldığında her gün baş gündem olacaktır. Çünkü Anayasa’nın korunması ve uygulanması için yemin eden, birinci derece sorumlu olan Meclis, kendisi Anayasa’yı çiğneyerek varlığını sürdüremez. Bu durumun görüleceğini, söyleyenin de çok iyi bildiği hukuken dayanaksız gerekçelerin arkasına sığınılmadan adım atılmasını umuyorum.
Anayasa Mahkemesi kararı basit bir işlem gerektiriyor. Sorumluluk ve çözüm Meclis Başkanı’ndadır. Milletvekilleri listesine adım yazılacak, eğer gerekli görülüyorsa karar Meclis kürsüsünden okunacak. Bütün işlem bu basitliktedir. ‘Can Atalay Olayı’nda, Anayasa, hukuk mu geçerli olacak, keyfilik mi baskın gelecek mücadelesinin odaklandığı bilinciyle davranan, yeniden toplantı çağrısı için çaba gösteren bütün milletvekili arkadaşlarıma teşekkür ediyor, başarılar diliyorum.”
Ne olmuştu?
25 Nisan 2022: Gezi Davası’nda 18 yıl hapse mahkûm edilen Can Atalay’la ilgili karar, Yargıtay 3. Ceza Dairesi’nce onaylandı.
14 Mayıs 2023: Can Atalay, 14 Mayıs 2023 seçiminde TİP’ten Hatay Milletvekili seçildi.
25 Ekim 2023: AYM, milletvekili seçilmesi nedeniyle Atalay hakkında hak ihlali kararı verdi; yargılamanın durdurulmasına, vekilliğinin kabulüne ve Atalay’ın tahliyesine karar verilmesine hükmetti.
İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi, bu kararı uygulamadı ve Yargıtay 3. Ceza Dairesi’ne gönderdi.
8 Kasım 2023: Yargıtay 3. Ceza Dairesi AYM’nin süper temyiz mahkemesi gibi davrandığını belirterek AYM üyeleri hakkında suç duyurusunda bulundu.
21 Aralık 2023: AYM anayasal zorunlulukları anımsatarak ikinci kez hak ihlali kararı verdi.
3 Ocak 2024: Yargıtay 3. Ceza Dairesi bu kararın yok hükmünde olduğu yönünde karar aldı.
30 Ocak 2024: Yargıtay kararı TBMM Genel Kurulu’nda okundu, Atalay’ın milletvekilliği düşürüldü.
Şubat 2024: Atalay’ın avukatları, TİP, CHP ve DEM Parti; bu kararın iptali için AYM’ye başvurdu.
1 Ağustos 2024: AYM, Atalay’ın milletvekilliğinin düşmesinin ‘yok hükmünde’ olduğuna karar verdi.
16 Ağustos 2024: Atalay hakkındaki AYM kararlarının uygulanmamasıyla ilgili TBMM’de genel görüşme yapılması önerisi oyçokluğuyla reddedildi.