Eski bir dost sürprizi

0
151

Merhaba, biliyorum bu okudukların seni çok şaşırtacak. Umarım benden haber almak seni mutlu eder. Görüşmeyeli yıllar geçti.

Tanıştığımızda sen 10-11 yaşlarındaydın. Bense sizlerin yaş hesabınıza göre 7 yaşındaydım. Sen ailenle birlikte benim yaşadığım siteye tatile gelmiştin. Beni ilk gördüğünde babana söylediklerini hiç unutamıyorum. “Canım, baksana ne kadar büyük, hem çok korkuyorum hem de gözleri o kadar güzel ki onu sevmek için içim gidiyor, yardımcı olabilir misin?” Baban “Tamam, yerleşelim, sonra ilgileniriz, merak etme” demişti. Çok mutlu olmuştum, ilk kez birileri benimle ilgili güzel sözler söylüyorlardı. O kadar çok sevinmiştim ki seni tedirgin edip dost edinme şansımı yitirmek istemedim, sessizce ayrıldım yanınızdan.

Akşam olmak üzereyken sahibim beni doyurmak, sevmek yerine “Neden bütün gün yoktun, sen olmazsan benim bahçemdeki bitkilerimizi, eşyalarımı yabancılardan kim koruyacak” diye dövmeye başladı. Canım çok acıyordu, karnım açtı. Onun bir anlık dalgınlığından faydalanıp sizin eve doğru koşmaya başladım. Yemek sofrasını hazırlayan annen ve gazetesini okuyan baban, yüzümdeki korkuyu fark edip balkonunuza oturmama izin verdiler. Baban hemen su ve yemek verip sevmeye başladı. Seninse gözlerinden yaşlar akıyordu. Beni bu kadar korkutan ve canımı yakan adama kızıyordun. Benden tedirgin olduğunu hissediyordum, buna rağmen bana dokunma çaban beni sevindirmişti. Güvende olduğumu anladığım için rahatlamıştım. Sabahın ilk ışıklarına kadar sizin balkonda kaldım. Uzun zamandır uyuduğum en huzurlu uykuydu.

İki gün sonra baban beni yine dövülürken gördü ve sahibine bağırdı. Sahibim utanmak yerine fırça yemesine sebep olduğum için bana daha fazla öfkelendi. Baban benimle arasına girip beni onun elindeki sopadan korudu. Can havliyle sizin eve doğru kaçıp odalardan birine saklandım. Güvende olduğumdan emin olduktan sonra kimin odasında olduğumu bilmek istedim. Kafamı kaldırdım. Sen her şeyden habersiz uyuyordun, içimden ‘Olanları iyi ki görmedi, çok üzülürdü’ diye geçirdim.

Günler geçmiş, iki hafta sona ermişti bile. Ayrılmak çok zor olsa da vakti gelmişti. Bunu ikimiz de biliyorduk. Eşyalarınızı arabaya yerleştirdiniz. Sen üzgün gözlerle bana veda ettin. Artık tedirgin değildin, dokunup sevebiliyordun. Korkunu yenmiş olmanın mutluluğuyla ve belki de bir daha hiç görüşemeyeceğimizi bildiğin için ayrılmak istemedin.

Araba hareket ettiği anda içgüdüsel olarak son bir umut arkanızdan koşmaya başladım. Sizi gözden yitirene kadar koştum, elden ne gelir! Tatil aşklarında ayrılık kaçınılmazdır. Sen ve ailenle geçirdiğim 2 haftada yaşamım boyunca unutamayacağım anılarımın olmasını sağladınız. Bunu bilmeni isterim.

Şimdi neler yaptığımı merak ediyorsundur. Kötü niyetli sahibim öldü, beni burada yaşayan başka bir aile sahiplendi. Rahatım yerinde, ailem beni çok seviyor, evin bir üyesiyim, üzerime titriyorlar, seviliyorum. Karnım tok, başımın üzerinde bir çatı var. Daha ne isteyebilirim ki? Yolun yeniden buralara düşerse mutlaka gel; bilirsin biz eski dostları asla unutmayız.

“Bu okuduklarınız hayal ürünü bir hikâye” demeyi çok isterdim. Üzülerek söylüyorum, ne yazık ki yaşandı. Kahramanlarından biri bendim.

Lütfen, rica ediyorum. Tüm canlıların yaşama hakkı olduğunu unutmadan davranalım.

Dünya hepimize ait.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz