Van Büyükşehir Belediye Başkanı Abdullah Zeydan, 3 yıl 9 ay hapis cezası almasının ardından görevden alındı ve yerine Van Valisi Ozan Balcı atandı. İçişleri Bakanlığı, atamayı “geçici bir tedbir” olarak duyurdu. Zeydan’ın görevden alınmasına karşı belediye önünde yapılan protestolara polis sert bir müdahalede bulundu.
TOMA, biber gazı ve plastik mermi kullanan polis, protestolara katılan 127 kişiyi gözaltına alırken, aralarında 6 gazeteci ve Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Doğan Hatun da bulunuyor. 31 Mart’tan bu yana süren kayyım atamaları, Van’daki bu gelişmeyle birlikte yeniden gündeme geldi.
Kars Kağızman’da kayyım ataması
Benzer bir gelişme Kars Kağızman’da yaşandı. Belediye Başkanı Mehmet Alkan, “silahlı terör örgütüne üye olma” suçlamasıyla 6 yıl 3 ay hapis cezası aldı ve İçişleri Bakanlığı tarafından görevden uzaklaştırıldı. Alkan’ın yerine Kağızman Kaymakamı Okan Daştan belediye başkan vekili olarak atandı.
DEM Parti ve CHP’li vekiller, kayyım atamasını halk iradesinin gaspı olarak nitelendirerek tepki gösterdi. Bakanlık ise uygulamanın Anayasa ve Belediye Kanunu’na dayandığını açıklayarak hukuki temeli olduğunu belirtti.
AP’den çağrı
Avrupa Parlamentosu (AP), Türkiye’deki tutuklu belediye başkanları ve kayyım atamaları hakkında önemli bir açıklama yaptı. AP, kayyım olarak atanan kişilerin ve onları atayan yetkililerin küresel insan hakları yaptırımlarına tabi tutulmasını önerdi. Bu öneri, özellikle Kürt nüfusunun yoğun olduğu bölgelerdeki seçilmiş başkanların görevden alınmasını eleştiriyor ve kayyım atamalarını demokratik süreçlere müdahale olarak değerlendiriyor.
AP Türkiye Raportörü Nacho Sánchez Amor, demokratik olarak seçilen bir belediye başkanının yerine kayyım atanmasının, Avrupa Birliği’nin insan hakları ihlali kriterlerine uymadığını belirtti.
Tutuklu belediye başkanlarının serbest bırakılması talebi
Avrupa Parlamentosu, tutuklu belediye başkanlarının suçsuz oldukları takdirde derhal serbest bırakılmalarını ve görevlerine geri dönmelerini talep etti. Bu çağrılar, demokratik seçimlerin korunması ve yerel yönetimlerin özgürlüğü açısından büyük bir önem taşıyor. Oylama, Avrupa Parlamentosu’nda yapılacak ve bu karar dünya çapında dikkatle izlenecek.