CHP’nin cumhurbaşkanı adayı, İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun tutuklanmasının ardından yüz binlerce kişi sokaklara çıktı
19 Mart 2025…
İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanlığı’na yönelik gözaltı süreci başlatıldı. Aynı
akşam İBB binasının bulunduğu Saraçhane’de ve Türkiye’nin onlarca ilinde protesto
gösterileri, yürüyüşler, mitingler düzenlendi.
23 Mart’ta Cumhuriyet Halk Partisi, cumhurbaşkanı adayını belirlemek üzere ön
seçim yapma kararı almıştı.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Şişli ve Beylikdüzü ilçe belediye başkanları ve
çeşitli kademelerde İBB görevlileri/çalışanları 23 Mart’ta tutuklandı.
İmamoğlu’nun cumhurbaşkanı adaylığı, son dönemde anketlerde önde çıkmasının
ardından diploma iptali, davalar ve “yolsuzluk, ihaleye fesat karıştırmak” suçlamaları
ile tutuklanmaya varan bir süreç yaşandı.
Öncesinde HDP eş genel başkanlarının ve birçok siyasetçisinin tutuklanması, Gezi
Direnişi nedeniyle tutuklamalar, gazetecilere yönelik baskılar/gözaltılar/tutuklamalar,
HDP ve DEM Parti belediye başkanlıklarına kayyım atamaları ve tutuklamalar, CHP
İstanbul ilçe belediye başkanlıklarına kayyım atamaları ve tutuklamalar gibi örneklerde
görüldüğü üzere siyaseten baskı uygulandı ve var olan demokrasi geriletildi. Demokratik
zeminde siyaset yapmak, etkisizleştirilen Meclis’te ve sivil yaşamın her alanında
imkânsızlaştırılmaya doğru gidecek şekilde zorlaştırıldı…
Asgari ücret ve emekli maaşlarıyla milyonlar temel ihtiyaç maddelerine ulaşmakta
uzun zamandır çok ciddi sıkıntı yaşıyordu ve her geçen gün yoksulluk derinleşti. Yanlış
ekonomik uygulamalarla Merkez Bankası rezervleri eritildi. İktidara yakın firmalar
ihaleleri paylaştı; köprüler-yollar-havaalanları garanti geçiş/iniş sayıları sözleşmeleriyle
ülkenin kaynaklarını eritti.
İnsanların düşüncelerini özgürce ve korkusuzca dile getirebilme gibi temel insan
hakları yok sayıldı, emekçilerin haklarını savunmak için başvurabilecekleri yollardan
önemlisi, grev hakkı engellendi…
Gençler iş bulamadı, iş bulabilenler asgari ücretin yetersizliği ile geçim kaygısı yaşadı.
Öğrencilerin barınma, geçinme zorlukları, talepleri görülmedi, üniversiteler kayyımlarla
yönetildi. Üniversite mezunu gençler devlet kurumlarında ve akademilerde
işe girişlerde asla eşitlik uygulanmadığını öğrendiler, diplomalarını
değersizleştiren uygulamalar geleceklerine dair umutsuzluklarını artırdı…
Herhangi bir suç şüphesi durumunda suça değil suçu işleyene yönelik bir hukuk
uygulandı ve toplumun her kesiminde farklı örneklerle adalete güven sıfırlandı…
“Mesele hak, hukuk, adalet, demokrasi, eşitlik, özgürlük, güvenli ve daha iyi bir yaşam, geleceğini bu ülkede kurabilme talebidir…”
Sıralanabilecek onlarca olumsuzluğun sonucu 19 Mart’ta iktidarın İBB’ye yönelik
girişimi bardağı taşıran damlalardan önemlisi oldu. Türkiye’nin hemen her yerinde
partili partisiz, her yaştan, her kesimden insanlar olumsuzluklardan payına düşenlere
tepkilerini sokaklarda, meydanlarda gösterdiler. Bu durum anayasal haktır, her
ne kadar fiilen yasalar askıya alınmış olsa da… Yani mesele iktidarın savunageldiği ve
ezberlediğimiz gerekçeler değildir.
Mesele hak, hukuk, adalet, demokrasi, eşitlik, özgürlük, güvenli ve daha iyi bir yaşam,
geleceğini bu ülkede kurabilme talebidir…
Jineps Gazetesi
Yayın Kurulu