Ukrayna-Rusya Savaşı ile Batı ülkelerindeki Rusya karşıtı yapılanmalar harekete geçti. Stratejik olarak Kafkasya’dan Rusya’ya karşı ikinci bir cephe açılma ihtimali düşünüldü. Ancak bu yönde ciddi bir girişim henüz görülmedi. Hatta tam tersi bir biçimde, Gürcistan ile Rusya yakınlaştı. Gözler savaşçılıklarıyla bilinen Kafkas halklarına dikildi, özellikle silah tecrübesine sahip muhalif İslamcılara.
Ukrayna’da Rusya’ya karşı savaşanlar arasında Çeçenler öne çıktı. Birinci Çeçenya-Rusya Savaşı’nda bazı Ukraynalı yapılar Çeçen direnişçileri desteklemişti. Bu unutulmadı. Ukrayna tarafında savaşan muhalif Çerkes, İnguş, Dağıstanlı gruplar var. İslami kimlikleri baskın olmasına rağmen ulusal bir imaj ile mücadelelerini yürütüyorlar. Uluslararası toplantılarda Rusya’nın dağılması halinde yapılacakları tartışıyorlar.
Nüfusları toplam 350-400 bin arasındaki Karaçay-Malkar halkı ise Ukrayna-Rusya Savaşı’nı temkinli bir biçimde izliyor. Ukrayna tarafında savaşan Karaçay-Malkar muhalifler olduğu biliniyor, fakat bunlar diğer Kafkas halklarına oranla sayıca az. Bunun tarihten ve günümüzden kaynaklanan nedenleri var. Kavkaz Realii’den bağımsız gazeteci Andrei Besedin konuyla ilgili soru sorduğu zaman bir yazıyla durumu açmak uygun göründü.
Geçmişten gelen temkinlilik
Karaçay-Malkarlıların temel özelliklerinden biri, Türki bir dil konuşmalarıdır. Karaçay-Malkar halkına dışarıdan bakan devlet yöneticileri, onların dünyadaki çeşitli Türk halklarıyla bağlantılı olduğunu düşünür ve Türkçülük ideolojisi taraftarı olarak fişlerler. Rusya yönetimleri (Çarlık, Sovyet, Federasyon) halkı Osmanlı-Türkiye ajanı gibi kodladı. Devletin onlara dönük politikaları nedeniyle Karaçay-Malkarlılar başlattıkları bağımsız sivil girişimlerini geliştiremedi.
Karaçay-Malkar halkı, 21 Mayıs 1864’te Çerkeslerin nasıl sürüldüğünü biliyor, kendilerinden binlercesi o dönem Rusya’nın egemenliğini kabul etmedi, isyan etti ve zorunlu göçe maruz kaldı. Savaş ve sürgün hiç bitmedi. 2 Kasım 1943 ve 8 Mart 1944 tarihlerinde Orta Asya’ya sürüldüler, 1957 yılına kadar dönmelerine izin verilmedi. Sovyetler Birliği güvenlik personelinin önemli bir kısmı Ukraynalıydı, Karaçay-Malkarlılar bu isimlerle problem yaşadı.
Karaçay-Malkarlılar 1990’lı ve 2000’li yıllarda Çeçenlerin yaşadıklarını tecrübe etti. Karaçay-Malkar savaşçılardan en az 150 kişinin Rusya’ya karşı Çeçenya’da savaşırken öldüğü biliniyor. Ukrayna’nın o dönem Rusya’yı desteklediği ifade ediliyor. Nüfusu az olan bir halkın savaşçıları bunları mantıklı bir şekilde düşündüğü zaman yeni bir maceraya girişerek bütün bir halkın cezalandırılmasına neden olacak işlerden uzak duruyor.
Komşular arası rekabet
Karaçay-Malkar halkının komşuları onların akrabaları ve doğal rakipleridir. Güneyde Abhazlar ve Gürcüler, kuzeyde Abazalar, Çerkesler, Ruslar, Kazaklar, doğuda ise Kabardeyler. Malkarlılar özellikle Kabardeyler ile karışmış, onlarla akraba olmuşlardır. Fakat Kafkasya’da sınırlı kaynaklar üzerinde bir rekabet var ve etnik farklılıklar belirleyici olabiliyor. Kaynakları sömüren oligark-yöneticiler, kendilerine taraftar temin etmek için kimliklerini kullanabiliyor. Karaçay-Çerkes ve Kabardey-Balkar’daki kaosun ardında bu gerçekler var.
Tam burada akıllara gelen soru şu: Rusya Federasyonu dağılırsa ne olacak? Son yıllarda sürgün edilen muhalif Çerkes aktivistlerin Batı Kafkasya’da bağımsız bir Çerkesya kurma hedefleri bulunuyor. Birleşik Çerkesya Konseyi’nin bileşeni olduğu Rusya Sonrası Özgür Halklar Forumu’nun Batı ülkelerinde gerçekleştirdiği toplantılarda yeni haritalar yayımlandı. Karaçay-Malkarlıların yaşadığı bölgede Çerkesya’nın kurulduğu görülüyor.
Ukrayna Parlamentosu da Ocak 2025’te Çerkes Soykırımı’nı tanıyarak Çerkesleri yanlarında görmek istediklerine dair bir mesaj verdi. Mayıs 2011’de Gürcistan yönetimi Çerkes Soykırımı’nı tanımıştı. Ukrayna ve Gürcistan’ın aldığı bu kararlar Rusya karşısında hissedilen çaresizliğin ilanı gibi göründüğü için Çerkes muhalifleri heyecanlandırmadı. Karaçay-Malkar halkı yaşananları izliyor, fakat temsil edilmedikleri modelleri görmezden geliyorlar.
İslami muhalefetin endişeleri
Ukrayna-Rusya Savaşı devam ederken Suriye’de ise Esad rejimi devrildi. Suriye’deki muhalif Kafkas savaşçı sayısının 1.000 kadar olduğu düşünülüyor. İçlerinde Karaçay-Malkar olanların sayısı 10 olarak ifade ediliyor. Bu savaşçılar Ukrayna’da bir şey yapabilir mi? Ukrayna’da savaşan Karaçay-Malkar savaşçıların sayısının da 10 kadar olduğu söyleniyor. Ayrı bir silahlı Karaçay-Malkar grubun olmadığı ise açık.
Karaçay-Malkar muhalifler için İslam davası önemli. Ukrayna-Rusya Savaşı’nı iki kardeş Hıristiyan güç arasındaki mücadele olarak okuyorlar. Mevcut savaş Karaçay-Malkarlıları ilgilendirmeyen bir savaş görünümünde. Ukraynalı yetkililerin İsrail yanlısı açıklamalarını hafızalarına kaydettiler. Ukrayna tarafında savaşan Kafkasyalıların statüleri yok, savaşçılarda endişe hâkim. Ukrayna-Rusya anlaşırlarsa Rusya’ya teslim edileceklerini düşünüyorlar.
Sonuç olarak, Batı ülkelerinin Ukrayna’ya ciddi bir destek vermediği algısı hâkim. Gürcistan ve Azerbaycan üzerinden Kafkasyalı savaşçılara güvenli yolların açılmaması bunun kanıtı olarak sunuluyor. Şüphe yok ki Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş Kafkasya’yı geriyor. Ancak buna rağmen Kafkas halkları ve Karaçay-Malkarlıların büyük çoğunluğu Ukrayna’da piyon olmak, kullanılmak ve ölmek istemiyorlar. Fillerin tepiştiği bir alanda çimen olmak istememek doğal bir reflekstir.
Yusuf Tunçbilek, İstanbul merkezli sivil toplum kuruluşu Kafkas Vakfı’nda yöneticilik ve Ajans Kafkas’ta editörlük yapmıştır. Yüksek lisans eğitimini Marmara Üniversitesi’nde Ortadoğu Sosyolojisi ve Antropolojisi alanında tamamlayan Tunçbilek’in Kafkasya bölgesi ve Kafkas toplulukları üzerine çalışmaları çeşitli mecralarda yayımlanmıştır.