Demokratik-Kültürel Haklarımız Kaf Dağının Ardında Değil
Türkiye Çerkesleri alt kimlik-üst kimlik tartışmalarının damgasını vurduğu yeni süreçte, 142 yıldır hasretini çektikleri demokratik-kültürel haklarına kavuşmak için ümitleniyor…
Geride bıraktığımız 2005 yılında Türkiye gündemine damgasını vuran tartışma başlığı alt kimlik-üst kimlik tartışmaları oldu. Farklı niyet ve düşüncelerle de olsa toplumun tüm kesimleri bu tartışmanın karşılıklı taraflarında yerlerini aldılar.
Bu taraflardan ilki 80 yıllık paradigmanın ve statükonun devamından yana olanlardı. Onlara göre Türkiye’de Türklerden başka hiçbir halk mevcut değildi ve bunun aksini söyleyenlerin hepsi art niyetli bölücülerdi. Türkiye’de sadece tek bir kimlik vardı ve bu da Türk kimliğiydi.
Karşı safta ise tek kimliklilik hakkında 80 yıllık paradigma ve statükonun artık sürdürülemez olduğunu savunan, Dünyanın bugün geldiği süreçte farklılıkların bir tehdit değil, bir zenginlik unsuru olarak görülmesi gerektiğini söyleyenler bulunuyordu. Bu kesime göre ben Çerkesim, Kürdüm, Lazım demek bu topraklarda yaşayanların ortak bir geleceği inşa etme inancıyla çelişmediği gibi bu seslere kulak vermemek belki de bu ortak geleceği en çok tehdit eden yanlış bir tutumdu.
Zaman değişiyor. Halkları, kültürleri, dilleri inkar etmek bugün düne göre daha zor. Anadolu’da “Aslını inkar eden haramzadedir”diye güzel bir söz vardır. Biz Çerkesler haramzade değiliz, aslımızı hiç inkar etmedik ve bundan sonra da etmeyeceğiz. Ne var ki bu durum insan olma ortak paydasında birleştiğimiz herkesle, barış içinde bir arada yaşamayı istemediğimiz anlamına gelmiyor. Bu sadece bir realitenin ifşasıdır. Biz vardık, varız ve var olacağız. İşte bu yüzden de alt-üst kimlik tartışmalarının ikinci safında yerimizi alıyoruz.
Türkiye kamuoyu Çerkes toplumunun anadilde eğitimden, Çerkesçe soyad ve isimlerin yasallaştırılması, değiştirilen Çerkesçe köy isimlerinin yeniden geçerli hale getirilmesi, anavatanla haklı ve meşru ilişkilerimizin daha sağlıklı bir zemine oturması için çifte vatandaşlık haklarımızın verilmesi ve benzeri demokratik talepleri duymaya hazırlanmalıdır.
Sayı : 2006 01