Gazeteci Abdi İpekçi’nin katili Mehmet Ali Ağca önce serbest bırakıldı, sonra basının ve kamuoyunun yoğun baskısı ile, tahliyesinin yanlışlıkla yapıldığı ortaya çıkartıldı ve Ağca tekrar cezaevinin yolunu tuttu. Peki suçları Ağca’dan hiç de aşağı olmayan diğerleri, onlar acaba nerelerde…
Ocak ayının flaş gündemlerinden biri de, Mehmet Ali Ağca’nın önce tahliye edilip, ardından da Yargıtay kararı ile cezaevine geri yollanması oldu. 1981 yılında Papa’ya suikast düzenlemekten ötürü 19 yıl İtalya’da cezaevinde kalan Ağca, Papa tarafından affedildikten sonra Türkiye’ye iade edilmişti ve o tarihten bu yana, bu kez de Abdi İpekçi suikastinden ötürü hapisteydi.
Ağca olayı tüm kamuoyunun gündeminde olduğu için detayına girmeyeceğiz ama bu süreçte kafamıza takılan kimi noktaları irdelemeden de duramadık. Bilindiği üzere Ağca’nın tahliyesinin ardından, başta Aydın Doğan medyası olmak üzere tüm basın, büyük bir kampanyaya başladı ve bu kampanya neticesinde Ağca tekrar cezaevini boyladı. Yanlış anlaşılmasın, belki de Ağca’nın tahliyesi gerçekten hukuka aykırı bir tahliye idi, ama güzide basın kuruluşlarımız acaba neden başka kimi tahliyelerde de aynı duyarlılığı göstermiyordu? Örneğin, Şemdinli olaylarında keşif yapan savcının ve yanındaki kalabalığın üzerine ateş ederek keşfin kesilmesine ve daha da vahimi, bir kişinin ölümüne ve beş kişinin de ağır yaralanmasına neden olan Uzman Çavuş Ali Çavuş’un Hakkari Ağır Ceza’daki ilk duruşmasında, başta savcı olmak üzere onca görgü tanığının varlığına rağmen, Çavuş’un apar topar tahliye edilmesine neden aynı tepki gösterilmiyordu.
Benzeri örnekler çoğaltılabilir. İşin aslı ise Mehmet Ali Ağca’nın, varlığı artık şüphe götürmeyen kontrgerilla mekanizmaları tarafından kullanılıp, bir köşeye atılmış, 27 senelik hapisten sonra meczuplaşmış, bitmiş bir kişi olmasıdır. Oysa ikinci örnekte bahsi geçenlerin, tıpkı ABD tarafından eğitilen terörist Gürcü örgütü “Orman Kardeşliği”ndeki meslekdaşları gibi, derin devlet için yapacakları daha çok hizmet vardır. O yüzden de cezaevinde kalmaları sakıncalıdır!
Sayı : 2006 02