Bir Yılımızı Geride Bırakırken Bir Kez Daha; Neden Bir Gazete, Nasıl Bir Gazete? 

0
506

Türkiye’deki Çerkesler’in yoğun bir asimilasyon süreci içinde kültürel yok olma tehdidi ile karşı karşıya olduğu çok açıktır. Özellikle son 30-40 yıllık zaman diliminde hızlanan kentleşme süreci ve kültürel-demokratik hakların hiçbirinin hala elde edilememiş olması nedeni ile karşıt bir hareketin örgütlenmemesi durumunda, ne yazık ki, bu erime süreci ivme kazanarak artacak gibi gözükmektedir. 

Bu asimilasyon ve kültürel yok oluş sürecinin, güçlü olanın zayıf olanı acımasızca yok ettiği kapitalist pazar mekanizmaları devam ettiği sürece tümden tersine çevrilmesi olanaklı değildir. Açık bir ifade ile hem anavatanda, hem de diasporada vahşi pazar mekanizmalarının devamı, bu mekanizmalar içinde demografik rekabet şansı zayıf olan Kuzey Kafkas halkları açısından yaşamsal bir tehdittir. 

Öte yandan anavatan Kafkasya’da büyük emperyalist güçler arasında giderek artan rekabet, bölgeyi gitgide istikrarsızlaştırmakta, Abhazya, Güney Osetya ve Çeçenya’nın ardından şimdi de Krasnador’a katılmak istenen Adıgey Cumhuriyeti’nde yeni çatışma zeminleri oluşturmaktadır. Kabardey-Balkar ve Dağıstan’da da ciddi iç gerilimler mevcuttur. Bu coğrafyada Rusya Federasyonu veya ABD emperyalist güçlerinin herhangi birisi bir diğerine tercih edilemez. Buna karşılık emekçi Rus-Gürcü-Ermeni-Azeri-Türk halkları coğrafi olarak eninde sonunda hep bir arada yaşayacağımız ve bir şekilde iyi komşuluk ilişkileri geliştirmek durumunda olduğumuz kardeş halklardır. 

Hem bu gerçekliğin farkında olan, dolayısı ile vahşi piyasa ekonomisine karşı, anti emperyalist, halkların kardeşliğine dayanan bir çizgide, hem de diasporadaki ve anavatandaki Çerkesler’i bütünleştirecek bir kavrayışta bir yayın organı Türkiye’de yoktu. Bu bir ihtiyaçtı ve biz bir yıl önce bu ihtiyaca bir ölçüde yanıt verebilmek iddiasıyla yayın hayatına atıldık. 

Hayalimizdeki gazete; hem diaspora, hem anavatan haberlerine yer vermeli, hem de Çerkesler’in temel sorunlarını bir üst başlıkta açıklanan bakış açısı ile yeniden ele almalıydı. Yani hem haber hem de yorum gazetesi olmalıydı. Çerkesler’in gözü ve kulağı olabilmeli, onların sesini Türkiye’ye ve Dünya’ya yansıtmalıydı. Temsiliyet iddiasını gün be gün güçlendirmeliydi. Bu nedenle hem diasporada, hem de anavatanda temsilcileri olmalıydı. Bu gazete birbirinin karşısına koymadan sürgün bir halk olmanın doğal ve meşru bir talebi olarak çifte vatandaşlık hakkının tanınması, Anavatan Kafkasya’ya dönmek isteyenler için mevzuatın kolaylaştırılması, anadilde eğitim, çocuklara Çerkes isimlerinin konabilmesi, Çeçen mültecilere resmi statü sağlanması vb kültürel-demokratik taleplerin takipçisi olmalıydı. 

Gazete Türkiye’de ve bölgede hem ilerici güçlerle, hem de ezilen halkların mücadelesi ile işbirliği ve dayanışma içinde olmalıydı. Halklar arasında kardeşliği savunmalı, bu bağlamda yeri geldiğinde Rusya ve Gürcistan yönetimlerini kıyasıya eleştirse de, Rus ve Gürcü halkı ile tarihsel bir barış ve kardeşlik talebini dillendirmeliydi. 

Yine bu gazete ayrım yapmadan Çerkes ortak kimliği altında toplanan tüm Kuzey Kafkas Halklarına ve bu halkların ulusal samimiyete sahip tüm kişi ve kurumlarına, eşit mesafede olabilmeliydi. Temel hedef olarak anavatan Kafkasya’nın vahşi piyasa ekonomisinden kurtarılmış; birleşik, bağımsız ve demokratik yurttaşlık temelinde bu coğrafyayı yüzyıllardır paylaşan hakların ortaklığına dayanan federatif bir cumhuriyet olarak ortaya çıkmasını işaret ederken; öte taraftan da disporada da her türlü ulusal, kültürel, demokratik haklar için mücadele etmenin gerekliliğini de vaaz etmeliydi.   Bu gazetenin adı JİNEPS’ti.Bir yılımızı geride bırakırken, biliyoruz ki bu hedeflerimizin hala çok uzağındayız. Ama hacca giden karıncanın azmi ve kararlılığı ile bir kere düştüğümüz bu yoldan dönmeye hiç mi hiç niyetimiz yok. İnanıyoruz ki, tüm zorluklara karşın en ağır sınavlardan, en acı kırımlardan ve sürgünlerden çıkarak varlığını sürdüren kadim 

Çerkes Halkı, dili, kültürü ve ulusal değerleri ile insanlığın evrensel mirasının yaşayan bir parçası olarak kalmaya devam edecektir. Jineps olarak buna mütevazı bir katkı koyabilirsek ne mutlu bize. 

Bu vesile ile bu çorbada benim de tuzum olsun diyerek bugüne kadar bizden desteklerini esirgemeyen tüm dostlarımıza sonsuz teşekkürlerimizi yolluyoruz. Bu dostlarımızı ve bizimle aynı duygu ve düşünceleri paylaşan herkesi 18 Şubat 2006 Pazar günü saat 18:00’de Kadıköy Halk Eğitim Merkezi’nde birinci yılımızı kutlayacağımız şenliğimize davet ediyoruz. Şenliğimizde görüşmek üzere. 

JİNEPS 

 

Sayı : 2006 11