Çeçenya’ya Dokunanı Yakıyorar…

0
499

Politkovskaya Cinayeti’ni Aydınlatmaya Çalışan Eski KGB’linin Esrarengiz Ölümü 

Londra’da eski KGB ajanı Alexander Litvinenko’nun vücüdunda radyoaktiv maddeler bulunmasının ardından İngiltere’de ölmesine ilişkin soruşturma derinleşerek yeni boyutlar kazanıyor. 

Çeçenya’da Rusya Federasyonu’nun işlediği savaş suçlarını dünya kamuoyuna taşıdığı için katledilen cesur gazeteci Anna Politkovskaya cinayetinin sis perdesini aralamaya çalışan, Putin muhalifi eski KGB ajanı Alexander Litvinenko’nun kendisi de ancak casusluk romanlarında rastlanabilecek türden bir cinayete kurban gitti. Politika uzmanları vücudunda yüksek oranda radyasyon tespit edilen Litvinenko’nun, Putin’in emri ile KGB tarafından zehirlenmiş olma ihtimali üzerinde duruyorlar. 

Bu arada Rusya devlet başkanı Putin’in önde gelen muhaliflerinden eski ajan Litvinenko’nun hayatını kaybetmesinin ardından, soruşturma İngiliz polisi New Scotland Yard tarafından daha da derinleştirilirken, olayın diplomatik boyutları da ön plana çıkmaya başladı. 

Scotland Yard, olayı, soruşturdukları en zor vakalardan biri olarak nitelendirirken, konuya henüz resmen olmasa bile, cinayet soruşturması olarak yaklaşıldığı haber alındı. Bu arada, Litvinenko’nun vücudunda yüksek oranda radyasyonlu bir madde olan “Polonyum 210” maddesinin bulunması üzerine, polis ve sağlık yetkilileri eski KGB ajanının zehirlenme olayına maruz kaldığı sanılan Londra’daki Millennium oteli ile bir suşhi barda 1 Kasım tarihinde bulunanların radyasyon kontrolü için yetkililerle temasa geçmeleri çağrısında bulundu.  

Polis yetkilileri, ayrıca, Litvinenko’nun evinde de radyoaktif maddelere rastlandığını belirterek, evi ve etrafını kuşatma altına aldılar ve yoğun bir araştırma başlattılar. İngiltere’nin güvenlik tehdit durumlarında toplanan en yüksek düzeyli ve ilgili bakanlarla, güvenlik otoritelerinden oluşan “Kobra” isimli komitesi de durumu görüşmek üzere hafta sonu yeniden toplandı. 

Buradaki uzmanlar, Polonyum 210 maddesinin ancak nükleer reaktör ya da çok ileri tekniğe sahip laboratuarlarda üretilebileceğine ve kolaylıkla taşınabileceğine işaret ediyorlar. Litvinenko, zehirlenmesine ilişkin olarak ölümünden önce Rusya devlet başkanı Putin’i suçlamış, Kremlin ise bu konudaki iddiaları reddetmişti. Bu arada, Rusya’nın Londra büyükelçisi hafta sonu İngiltere Dışişleri Bakanlığına çağrılarak, Moskova’nın soruşturmaya ilişkin olarak Londra ile işbirliği yapması istendi. Gözlemciler, soruşturmanın derinleştirilmesinin Rus-İngiliz diplomatik ilişkilerini etkileyebileceğine dikkat çekiyorlar. 

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Londra’da dün gece hayatını kaybeden eski KGB ajanı Aleksandır Litvinenko’nun ölümüyle ilgili hazırlanan raporda, kanıt olmadığını söyledi. Putin, Rusya-AB zirvesi için bulunduğu Helsinki’de AB liderleriyle görüşmesinden sonra düzenlenen basın toplantısında, Litvinenko’nun ölümünün bir trajedi olduğunu kaydetti. Putin’in bu beyanları dünya kamuoyu tarafından inandırıcı ve samimi bulunmadı.


Litvinenko son sözlerinde Putin’i suçladı 

Londra’da zehirlenerek ölen eski FSB yarbayı Aleksandr Litvinenko’nun hasta yatağındayken görüştüğü sinema yapımcısı arkadaşı Andrey Nekrasov’a, “Beni öldürebilirler, ama hepimizi yok edemeyecekler” dediği belirtildi.  

Aralarında geçen konuşmayı Independent gazetesine anlatan Nekrasov, kendisine verilen zehirli karışımın etkisiyle yaşam savaşını yitirebileceğini bilen Litvinenko’nun, “Sadece onlara günlerini göstermek için yaşamak istiyorum” dediğini belirtti. Nekrasov, Litvinenko’nun, “Evet beni belki öldürebilirler, ama hepimizi yok edemeyecekler. Doğrunun savaşı ben olsam da olmasam da sürecek” dedikten sonra kendisini de, “Rusya’ya gitme, bana bu konuda söz ver, yoksa bir sonraki sen olacaksın” diye uyardığını kaydetti.  

Nekrasov , Litvinenko’nun, “Devlet bir seri katile dönüştü. Ellerindeki listede bulunan bütün isimleri teker teker temizliyorlar. Yakında yeni isimler de bu listeye eklenecek” dediğini aktardı. 

Neksarov, Rusya ve Çeçenya’da çok ağır suçlara tanık olduğunu, ancak Litvinenko’nun son saatlerinin kendisi için yıkıcı olduğunu belirterek, “Gayet sadistik yavaş bir ölümdü. İnanılmaz, acımasızca, kalpsizce işlenen bir cinayetti” diye konuştu.  

  

  

  

  

Sayı : 2006 12 

Yayınlanma Tarihi: 2006-12-01 00:00:00