Pelasglar

0
2556

“Ve kara toprak Tanrıya eşdeğer Pelasgları yarattı.”   

                                                         Sisamlı Asios-M.Ö.6.yüzyıl-  

İnsanın hayatı hem kendisine hem de doğaya karşı savaşın tarihi ve onun düşünsel heyecanlarıydı.  

Homeros sonrası anlatıcılarca; Minya Çömleği olarak bilinen geleneğe göre; ölüler çömlekler içerisine konularak gömülürdü. Çömlekler kadın karnına benzetilerek yapılır, kadın vücudu örnek alınırdı. Çömleklerin içerisine ölü koyarak gömme kültürü neolitik çağa özgü bir kültürdü. Daha çok çocuklar çömleklerle gömülürlerdi. Bu ölü gömme kültürünü Pelasglar getirmişlerdi buralara. Erken Minnos dönemi denilen bu kültüre; Çatalhöyük ve Girit’te olduğu gibi Maykop mezarlarında da rastlanılmaktadır. Bu kültür; Çatalhöyük, Hacılar, Kültepe, Girit, Thesselya’da hem Hititler’de hem de Giritliler’de ve Pelasglar’da görülmekte idi.  

Kuzey Kafkasya’dan Ege’ye gelen Pelasglar döneminde bu inançları yaşayan Atina’nın baş tanrıçası Athena idi. “Athena başlangıçta Pelasglar’ın tanrısı” idi. “Atina’da ilk oturanlar Pelasglar’dı. Pelasglar’ın Kralı Kekropus ise Athena Tanrıça’nın hizmetindeydi.“ Kekropus’a “Toprağın Oğlu” da deniliyordu. Tanrıça Athena bir gün Demirci Hepahistos’un atölyesine gitmiş, kendisine silah yapmasını istemişti. Hepahistos, Tanrıçayla ilişkiye girmiş ve “Toprağın Oğlu” Kekropus doğmuştu. Hepahistos, Athena ve Kekropus ilişkisi, Nart mitolojilerindeki Demirci Tlepş, Seteney ve Sosrukua ilişkisi gibi ortaktır.  

Kuzey Kafkas kökenli Pelasglar’ın Kralı Kekropus zamanında, karmaşık cinsel ilişkiler vardı. Kekropus karmaşık cinsel ilişkileri yasaklayan ve tarihte ilk evlilik kurumunu ortaya çıkartan kişidir.  

O zamanlar Hititler; -Hititler’in içlerindeki boylar Pelasglar gibi Kuzey Kafkasyalı’ydılar- Anadolu’da egemenliklerini yitirince batıya yöneldiler. Anadolu’nun arka bahçesinde önemli iki güç vardı. Firigya ve Lidya. Firigyalılar, Kimmer saldırılarıyla yıkıldı. (MÖ. 7. 8.yüzyıl.) Lidyalılar ise henüz ayaktaydılar. Anadolu gelenekçiliğinin temsilciliğini onlar sürdürüyorlardı. Pelasglar, Peloponezya’ya, Thesselya’ya yerleşmişlerdi. Güneyde Kilikya’ya, doğuda Dersim’deki Dımililer’e ve Kuzey Kafkasya’ya kadar Helenik olmayan halklarla ilişkilileri vardı. Ege’de; Korinthos, Kelenderis, Myndos, Parnassos, Knossos, Adramiyttion gibi yer adlarına rastlıyoruz. Bu isimlerdeki; nt nd, th, ss, tt gibi çift ünsüz harfler yan yanadır. Bu tür sözcükler Helen öncesi varlıklarını en uzun süre koruyanların dillerindeki özelliklerdir. Ve Kuzey Kafkasya dillerinin en belirgin özelliği yan yana gelen bu çift ünsüzlerdir. Bu çift ünsüzler Adığeler’in, Abhazalar’ın ve Wubuhlar’ın dilleri ile bağlantılıdır. O zamanlar bu ünsüzlerin gösterdiği gibi Thselya’da ve Peleponez’de yer adları olan ve konuşulan o diller Pelasglar’ın dilleriydi. Ve onlar Kuzey Kafkasyalı’ydılar. Atinalılar’ın konuştuğu dil de Pelasgca idi. Ve Homeros: “Atina’da ilk oturanlar Pelasglar’dı” der. Pelasglar, yaşadığı bölgenin unsurları olarak daha o zamanlar varlıklarını, kültürlerini, dillerini buralarda sürdürüyorlardı. Dağınık halde yaşayan Pelasglar, Homeros döneminin krallarının soyunu oluşturuyorlardı.  

Troya savaşına katılan Akhalılar’ın gemileri Aulis limanında-İzmir, Balçova’da- toplanır. Denizde fırtına çıkar. Kehanetçiler Tanrıça’nın öfkelendiğini söylerler. Agamemnon, kızı İphigena’yı kurban ederse fırtına duracak, dalgalar dinecek. Kızını sunak taşına yatırır, bıçağı saplamak üzereyken Tanrıça bıçağın önüne bir geyik, aslan ya da boğa kor. İphigena’yı Kuzey Kafkasya’daki Maykop yakınlarındaki Thaur’a götürür. Thaur’un Kralı Thoas’tır. İphigena tapınağa rahibe olur. Thaur’a bir süre sonra bir sürgün gelir. Thaos onu kurban etmek için tapınağa götürür. İphigena tanır onu. Kardeşi Orestes’tir. Kıyıya çıkartır, gizlice Aulis’e dönerler. Homeros’un İlyadası’ nda anlatılan öykü bu.  

Thaos’un, Thaur’a nasıl kral olduğu anlatılan öyküde ise karşımıza yine Kafkasyalı Pelasglar çıkmaktadır. Lemnoslu kadınlar bir gece çıldırmış gibi “Odada ne kadar erkek varsa hepsini öldürdüklerinde yalnız Hypsı babasını öldürmemişti. Babasının adı Thaoas’tı. Hypsı babasına Dionyos giyisilerini giydirerek onu deniz kıyısına götürmüştü. Orada bir gemiye binerek Thaur’a gitmişler ve Thaos orada kral olmuş.” Bu öyküde dikkat çekici olan Thaur kentinin Maykop yakınlarında bir kent oluşu ve Kuzey Kafkasya’da bulunan bu yerin Lemnoslu Hypsı tarafından biliniyor olmasıdır. Yine Thaur, Thaos, Hypsı kelimeleri Adığe, Abhaz, Wubıh dillerinde bugün de konuşulmaktadır.  

Eliste, Troas’ta ve Paphlagunia’da rastladığımız Kaukonlar, Kafkas adı taşımaktadırlar; Pelasglar’ın yaşadığı Khios Adası’nda Kaukas adlı bir köy ve bu köyde bir Artemis Kaukasisi, yani Kafkasyalı Artemis tapınımı vardı.” Athena Tanrıça bu sıralar kabullenilmiş, bu göçlerden sonranın Tanrıçasıdır. Troyalı Artemis, Troyalı Athena’nın ardılıdır ve ikisi de Pelasglar’a aittir. Burada Nart Destanları’nı anlamak başat etkendir. Nartlar’ın kökenleri Kuzey Kafkasya ise etkiledikleri alanlar Ege ve Yunanistan’dır.  

MÖ. 10. yüzyılda yaşayan Hesiodos, Pelasglar’ın “Yunanlı olmadıklarını” yazıyor: Pelasglar MÖ. 1440’larda Akha ve MÖ. 1200’lerdeki Dor istilalarından önce yerleşmişlerdi buralara. Herodot bir başka yerde Pelasglar’a hem Helen diyor hem de dilleri Yunanca değildi diyor. ”Pelasglar’ın ilişkisinin kurulduğu yerler Peleponez sahilleri, Dodona ile Limni, Semadirek ve bir bütün olarak doğu Ege idi.” Bütün buralarda konuşulan dillerin hemen hiç biri Helence değildi. Yunanistan’ın büyük bölümünün nüfusu Pelasglar’dan meydana geliyordu. Onlar dilleri ve inançlarıyla ifade ediyorlardı kendilerini. Fenikeliler’den yazıyı ve alfabeyi de öğrenmişlerdi. Diodoros; ”Kadmos’un Pelasglar’a Fenike harflerini öğrettiğini” yazmaktadır. Herodot Pelasglar’ın kralı Kekropus’la ilgili “Yunanistan denilen ülke Pelasglar’ın elinde iken Atinalılar Pelasglar’dandılar. Kral Kekropus zamanında Kekropitler adını almışlardı. Erekhtheus iktidara geldiği zaman adları Atinalılar olarak değişmişti.” Kuzey Kafkasyalı Pelasglar bu tarihten sonra asimle edilmiş, Helenleştirilmişlerdi.  

MÖ.6. yy’ da Sisamlı bir ozan olan Asios’un, Pelasglar hakkındaki şu ünlü sözü çarpıcıdır:  

   “Ve kara toprak tanrıya eşdeğer Pelasglar’ı yarattı.”  

    Kaynaklar:  

  1. Tarih Öncesi Ege. George Thomson Payel Yay. 
  1. Kara Athena. Eski Yunanistan Uydurmacası Nasıl İmal Edildi? Martin Bernal.Kaynak Yay. 
  1. Avrupa’nın Anası Anadolu. Helmut Uhling. Telos Yay.  
  1.  Tanrılar Kadınken. Merlin Stone.Payel Yay. 

 

Sayı: 2007 02