Kafkas Tarihinden Yapraklar: Sindika Krallığı

0
3184

Kuzey Kafkasya’da Cilalı Taş Çağı kurganlarının kültürüyle özdeş kültür Kuban kültürüydü. Bu kültüre adını veren kurganlarda açığa çıkartılan araçlar arasında çanak, çömlek, at gemleri ve tekerlekli araba parçaları bulunmuştur. Bunlar yöredeki ekonomik ilişkilerin göstergeleridir. Kuban kabileleri, çiftçilik ve madenlerin işlenmesi konularını bilmekle birlikte, çoban toplulukları yanları daha ağır basıyordu ve bir tür kabile şefliği yönetiminde klan yerleşim alanlarında yaşıyorlardı. 

Başlangıçta, “yiyecek toplama edimlerinin uzantısı olarak tarımın gelişmesine kadınların yol açtığı” bilinmekteydi. Nart kadınlarından Seteney, tohumu bulmuş, başakların elde edilmesini halka öğretmişti. Pek çok söylencelerde savaşa, barışa karar veren oydu; güçlü, yürekli, olarak anlatılan Seteney kabilenin önderiydi. Bilgeydi, erdemdi. Halkın danışma organıydı. Bu özelliklere sahip Kadın Tanrıçalara tapınma kültürü tarihte ilk defa M.Ö.7000’de, yani Cilalı Taş çağında görülmekteydi. 

Cilalı Taş Çağı’nın başlangıcında, insanlık gelişiminin ilk basamaklarında insan doğurganlığı ile bir ilinti kurulmasından çok önce “kadının yaşam veren kişi olarak saygı gördüğü” saptanmıştır”. Kuzey Kafkasya’da Sindler ve Meotlar’ın inançları içerisinde görülen Tanrıça kültürünün kökleri de, o döneme dek uzanıyordu. O süreçte, “Tanrıça en yüce varlıktı.” Yaşamın kaynağı kadındı. 

Kuzey Kafkasya yerlilerinin kültürü, Sindler ve Meotlar’a dayanıyordu. Bu Kuban kültürüydü. Antik bir uygarlıktı. Kendisinden sonra gelen bütün Kuzey Kafkasya kültürlerini etkilemişti. Maykop mezar kazılarında kültürün özellikleri açığa çıkartıldı. Elde edilen seramik eşyalar, tunç ve diğer bazı madenlerden yapılmış araçlar koruma altına alındı. Nart Destanlarında kahramanların kullandıkları araçlardan bu kültürün özellikleri bilinmektedir. Özgünlükleri Nartlar’ın kullandığı pek çok araç ve gereçlere yansıtılmıştır. Toplumun değişmesini o üretim araçları sağlamıştır. Nartlar’ın yaşamını kolaylaştırmıştır. Bu araçları toplumun hizmetine sunan kimlikler Nart Tlepş gibi Nart ulularıydı. 

Nartlar’ın dönemlerini anlatan pek çok destan, bu söylencelerde kullanılan araçlarla doğrulanmıştır. -Maykop Kupası ve Ok Atan Avcı Seramiği-. Onlar, Kuban mezar höyüklerinde ortaya çıkartılan eserlerdi. Yapıldıkları madenler bakımından çeşitlilik göstermektedirler. Bronz, altın, tunç ve özellikle gümüş üzerine işlenmiş Kanatlı At görünümündeki Kupa, Maykop Kültürü dediğimiz kültürün en önemlisidir. Sonraki boyların kültürlerini bunlar etkilemiş ve Kuban kültürüyle birleşmiştir. Dayandığı toplumsal sistem, anaerkil yapıda olan sınıfsız Nart toplumuydu. Ana Tanrıça Adiyuf ve Seteney Guaşe gibi kadın tanrıçalar bu sürecin başat kahramanlarıydılar. Toplumu, her türlü fenalık ve kötülüklerden koruyan; kıtlık, kuraklık, savaş ve barış anlarında, komşu kabileler arasında, toplumun uyması gereken kurallar bütününün yani Xabze öğretisinin ilk önderleri Nart kadınlarıydılar. 

Daha paleolotik çağdan beri Kuban ve Maykop yerleşim birimlerinde su kıyılarında yaşayan topluluklar, toplayıcılık ve hayvancılık, özellikle at yetiştiriciliği ve çapa tarımıyla uğraşıyorlardı. Sindler, Meotlar, Zikhiler, Pssesler, Kerketler, Dandiriler, Toretesler gibi pek çok boylardı onlar. İçlerinde en kalabalık ve uygarlık düzeyleri en gelişkin olan Sindler’di. Toprağa yerleşiktiler. Onlar bölgede pek çok kabileyi birleştirdiler. Coğrafyaya egemen oldular. Tarihte Kuzey Kafkasya bölgesinde ve hatta bu günkü bütün Rusya sınırları içerisinde ilk devleti onlar örgütledi. Sindika Krallığı’nı kurdular. Sindika Krallığı içerisindeki unsurları ve tüm boyları bir araya getiren Sindler’di. İlk metal çağına M.Ö.3 binlerde ulaşmışlardı. Bu süreçte Kuzeybatı Kafkaslar’da, dağlık bölgelerde egemendiler. Süreç, Sind ve Meotlar’ın kültürlerinin yükseldiği bir süreçti. Bu tarihten yaklaşık beş yüz yıl sonra bölgeye Grekler ticaret kolonileri halinde yerleştiler. Sind ve Meotlar’ı sıkıştırarak karasal sınırları belirli site devletleri oluşturdular. Grekler, Kuzey Kafkasya’nın yerli halklarının pek çok kültürlerini ilk defa o zaman alıp batıya taşıdılar. Bu sıralar Nart mitolojileriyle benzerlikleri olan Yunan mitolojileri geliştirilmişti. Grekler pek çok Nart mitolojisini kendilerine mal etmiş, erken bir dönemde yazıya geçirmişlerdi. 

Nart mitolojilerini ilk geliştirenler Sindika Krallığı içerisindeki Sind ve Meotlar’dı. Ekip biçmeyi, şarap elde etmeyi, hayvancılık yapmayı, pek çok araç yapmayı ve ilk iş bölümlerini onlar geliştirmişlerdi. 

O dönemler doğudan ve batıdan pek çok halk gelmişti bölgeye. Yeni gelenler Sindika Krallığı içerisinde birleşmiş olarak bir yaşam sürdürüyorlardı. Sind ve Meotlar etrafında birleşen bu kabileler yaklaşık beş yüz yıl ortak bir yaşam sürdürdüler. Üretim daha gelişti. Servet ve mallar belirli boyların elinde birikti. Böylece boylar arasında bir klan aristokrasisi başlamış oldu. Bugünkü Adığe ataları olan kabileler kendi aralarında etnik konsolidasyonlarını pekiştirdi, tarih sahnesinde yerlerini aldı; Kuzey Kafkasya’da ciddi bir yer tuttular. Maykop ve Kuban havzalarında bir yaşam sürdürdüler. Daha sonra bölgeye çeşitli işgal ve saldırılar oldu. Hem doğudan hem de batıdan bölge işgal edilmeye çalışıldı. Her defasında yerleşik halklar topraklarını savunmasını bildi. Onların asıl merkezi yerleri, tarihi toprakları bu günkü Adıgey Cumhuriyeti başkenti ve Karadeniz sahillerinden, Hazar Denizi’ne kadar genişleyen coğrafyaydı. Antik çağdan günümüze bölgeye yerleşmeye çalışan pek çok istilacı güç, o uygarlığın izlerini silemedi. İnsanlık tarihi içerisinde o kültürün yeri büyük ve önemliydi. Ne yazık ki o muazzam birikim dünyada yeterince bilinmemektedir. 

.

Sayı: 2007 01