21. Sayıda Yayınlanan Eleştirilere İlişkin

0
471

Jineps’in 21. sayısını dikkatle okudum. Özellikle “OKUR MEKTUPLARI” sayfası hakkında görüşlerimi bildirmek istiyorum. 

Haklı-haksız, yerli-yersiz birçok değerlendirmenin yer aldığı okur yorumlarına, hakaret içeren yazılar bile olsa Jineps’in cesaretle sayfalarını ayırıyor olmasını, Jineps’in ciddi bir yanıtı olarak değerlendirdim. 21 sayının tümünü satır satır okuyan ve Jineps’in etkinliklerini uzaktan takip eden biri olarak “Okur Mektupları” bölümünü okurken; “geceli-gündüzlü karşılıksız ve koşulsuz emek verenler neler yapmaya çalışıyor, her zamanki gibi halkımızın malum siyasal çevresinden bazı sembol kişiler neyin derdinde!” diyerek çok kez gülümsediğimi hatırlıyorum. Siz Jinepsliler uğraşa durun “halkımızın durumu bu işte!” demeye de dilim varmadı! Paçadan çekmekte ve bir sonraki olası üretimde bulunacak kişilerin hevesini, cesaretini kırmakta üzerimize yok ne yazık ki! Hep Jineps diyor ya “var olanı yok, yok olanı var saymayalım”, “ezberleri bozalım”. Hakikatten öyle… 

Jineps’in hataları yok mu? Tabii ki var. Ama Çerkes toplumunu bilinir ve tanınır kılmak, haklarını öne çıkarmak için çaba sarf eden ve saygınlık kazanma konusunda ilerleme kat eden 1 TANE gazetemizin hatalarını da adabıyla söylemek ve adabıyla açık kapatmak bizlere düşer. Her yapılanı seyredip, sonra da kalem kırmakla nereye varılabilir ki??? 

Bizim toplumumuzda kişi yaptığı olumlu işleri anlatırsa ayıplanır. İyi bir iş yaptığında karalamalarla karşılaştığında da, kendisi yerine, adına davrandığı kesimlerin kendisini savunması yeğlenir hep. Bu nedenle Jineps emektarlarının çoğunu tanıyan-bilen-duyan biri olarak bu satırları yazmaya ve 21. sayıdaki okur yorumlarına azıcık değinmeye karar verdim. Her ne kadar “Takdir ve tebrik mektupları yerine, düşüncelerin özgürce ifadesinden yana olmamız nedeniyle eleştirel mesajlara ve önerilerde bulunan mektuplara yer verildi.” demiş olsa da Jineps, 22. sayınızda yazdıklarıma yer vermenizi önemle istiyorum. İçimden geçenlerin tümünü yazmaya kalksam, 22. sayıda inanın tek gündemimiz bu olurdu. Ama elimden geldiğince kısa yazmaya çalıştığımı bilmenizi de isterim. Saçma sapan şeylere tenezzül edip de yanıt vermeye vermeye, Allah korusun camiamız dışından bu yazıları okuyan birileri Çerkes toplumunu böyle sanacak. Oysaki Çerkesler her şeye rağmen farklılıklarını koruyacaklar. 

1) 21. Sayıda “Bir Ezberde Ben Bozayım” diyen A.Polat’a : 

Jineps Gazetesi’nin “biz Çerkesler’i temsil ediyoruz” dediğini ben duymadım. Çerkesler’in bir kesimini temsil ediyor olması da kimseyi üzmemeli. Irkçı ve gericilerle, kraldan çok kralcılara da Sn.Polat’ın aynı tepkiyi göstermesini beklemek hakkımız olsa gerek. 

2) Sn. H. Kaçamak ve G. Demirkol’a da, daha sakin ve tarafsız bir üslup dileğiyle şunları yazmadan edemeyeceğim: 

Başka bir mücadelenin liderliğini yapan kişilere verdiğiniz destek ve heyecan kadarını beklemesek de, size ait bir yayına da en azından hoşgörü ile yaklaşmayı deneseniz iyi olur. Genel olarak, gazeteyi eleştirenler, ”benim gibi düşünmeyenlerden haz almıyorum” demeye gelecek eleştirilerde bulunuyorlar. Somut bir yol gösterme ve öneri ise pek seçilmiyor. Yalnızca Sn. G. Demirkol,”Jineps’in yanlı ve ideolojik tutumundan rahatsız” olduğunu belirttiği, tabii ki “yanlı ve ideolojik” eleştirisinde, örneğin B. Oran’a verilen destekle ilgili olarak “…sol kimliklere vurgu yapmak yerine fikirlerin ön palana çıkarılmasının yararlı olabileceği” olumlu sayılır vurgulamasıyla karşılaşıyoruz. Ancak iki satır aşağısında, ”… yok yapmazsanız, geçen dernekte gördüğüm, gazetenizi muhafazakar amcanın biri, başlığında “sol duyu” yazıyor diye kaldırıp çöpe atar” cümlesini öylesine normalmişçesine kullanmış ki, beni gerçekten dehşete düşürdü bu ayıp. Bizde de saygısız tonla insan olduğunu biliyoruz, emeğe saygısı olamayan, kendi dünyasının dışındakileri anlamaya çalışmadan elinin tersiyle itenler olduğunu biliyoruz. Ama bir aydın adayı gencin bu ayıbı doğal karşılamasını kabul edemedim doğrusu. 

Diğer bazı kendinden başlayan yorumlara değinmek bile istemiyorum. Hepimizin çok zamanını alır ve boşuna alır. 

Sonuç olarak, galiba bu gazete bazılarına “birkaç derece büyük geliyor” ve ezberler örseleniyor diye düşünüyoruz pek çoğumuz da. Bu nedenle dikkatle izliyoruz. 

Kendisini bu derece eleştiren yazıları yayınlayabilme olgunluk ve cesaretini ise maalesef sadece yıllar önce Sn. Hayri Ersoy yönetiminde çıkan “Alaşara” dergisinden başka bir yayınımızda göremediğimizi de eleştirenlerin ve okuyucuların dikkatine sunuyorum. 

Neden böyle oluyor acaba? 

Bir Dost 

 

Sayı : 2007 09