Asker Hadeğal (Hadeğalve Asker, doğ. 8 Mart 1922, Hatikuaye köyü, Adıgey). İlk ve orta öğrenimini köyünde tamamladı. 1942-1946 arası askerlik, ardından öğretmenlik yaptı, gazete ve dergiler için şiir ve yazılar yazmaya başladı. Bir yandan da Adıge Devlet Pedagoji Enstitüsü’nün (şimdi Adıgey Devlet Üniversitesi) dil ve edebiyat bölümünü 1957’de, ardından Gürcistan Bilimler Akademisi’nin dilbilimi bölümünü 1960’da bitirdi.
Adıge yazarı Asker Yevtıh’ın (Yeutıx Asker) desteğiyle, ünlü Adıge Bilimsel Araştırma Enstitüsü’ne alındı; Adıge folkloru ve Nart destanı üzerine araştırma ve derleme işiyle görevlendirildi. 1946-1968 yılları boyunca yüzlerce Nart destanı tekstini derledi, bunları ve bunlar dışındaki bütün tekstleri bir araya getirip yayına hazırladı. Nart tekstleri, 1968-1971 yılları arasında 7 cilt halinde yayınlandı (Nartlar’ın ikinci baskısı, yeni eklemelerle 8 cilde yükseldi).
Hadeğal, 60 yıldan beri yazı yazmaktadır. Çok düşünen, ”kılı kırk yararak” yazan titiz bir bilim adamıdır. Rusya’da ve Dünya Kafkasoloji çevrelerinde tanınan, birçok bilimsel kuruluşun üyesi, çok sayıda ünvan ve ödül sahibi, Dünya Adıge Akademisi üyesi de olan bir bilim insanıdır. Dilbilimleri pofesörüdür. Kendisiyle Adıge dili ve Nartlar üzerine birçok görüşmem oldu. 2006’da bana yazdığı mektubunda “Maykop’ta ve Hatikuaye’deki evim geniş” diyerek beni Adıgey’e davet etme nezaketinde bulundu. Dilerim ileride bu daveti yerine getiririm, Asker’i de burada, aramızda görürüz.
1967’de “Geroiçeskiy epos NARTI i ego genezis” (Yiğitlik Destanı NARTLAR ve Kökeni) adlı tanıtıcı kitabını (422 sayfa) yayınlandı. 2002’de de Adıgece adı “Tlepqım yıcvej adıghe nart eposum tlapseu yıer” (Ulusun bilincindeki Adıge Nart Destanı’nın Kökeni) olan yapıtını yine Rusça olarak yayınlandı (440 sayfa). Her iki yapıtında da Nart destanını, Adıge tarih ve geleneklerini bilimsel olarak değerlendirmektedir.
Bunların dışında Asker Hadeğal, çevirisini JİNEPS sayfalarından izlediğiniz Adıgece ilk uzun bilimsel makalesini de yazmıştır (1968). Ayrıca Nartlar’ın II.cildinde Kabartay edebiyat dilinde uzun bir inceleme yazısı daha yer almıştır. Bu arada çeşitli gazete ve bilimsel dergilerde yayınlanan Rusça ya da Adıgece makaleleri de az değildir. Bunlar bizim bilebildiklerimizdir.
Dilbilimi, folklor, tarih ve edebiyat üzerine çalışmaları dışında şiirleri de çoktur. 1948’de “Gum yıuered” (İçten Gelen Şarkılar), 1950’de “Mefenefer” (Aydınlık Günler) adlı şarkı ve şiirleri, 1953’de “Siçıl” (Köyüm, Halkım) adlı şiirsel öykü ve destanları, 1957’de de “Adıghem yıpxhu” (Adıge Kızı) adlı şiirsel destanını yayınlamıştır. Bu son destanda, eski Adıgey’de, Karadeniz kıyısında, Adıge kızlarının Osmanlı esir tüccarlarına satılmaları olaylarını, çaresiz Adıgeler’in, özellikle kadınların insan tacirlerinin elinden çektiği çileleri işlemektedir. “Gum cvoyğor” (Gönülden Gelenler) adlı yapıtı da 1959’da yayınlandı. Bu arada “Batmetıqoxer” (Batmetoğulları) adlı ve ünlü halk öykücüsü Eyüp Hamtehu’ya (Hamtexhu Ayub) ithaf edilen şiirsel destanı, giriş bölümü özetlenerek tarafımdan Türkçeye çevrilmiştir (Kafkasya Kül. Der. Ankara, 1974, sayı 45, s.26-29). Giriş bölümünde destan, demirci Batmet ve eşi Şet ile 6 oğlunun yaşamını ve ananın insancı duygularını yansıtmaktadır.
Şet Ana, en küçük oğlunu her gece kucaklayarak yatırmakta, çocuk annesinin ayak ucunda uyumaktadır. Ana oğullarını evlendirmiş, torunlarını bir tavuğun civcivlerini gezdirmesi gibi gezdireceği günleri beklemektedir.
Ama zalim düşman ordusu Adıge yurduna saldırmıştır, her yeri kasıp kavurmakta, önüne geleni öldürmektedir. Gün vatanı ve ulusu koruma günüdür. Yaşlı Batmet ve 6 oğlu, her onurlu insan gibi, gönüllü olarak cepheye koşarlar. Sonunda düşman bir geçitte sıkıştırılır ve yok edilir. Ama, bu arada Batmet ve 6 oğlu da şehit düşer. Şehitler Şet’e getirilir. Adıge geleneğine aykırı da olsa, Şet ana, şehitlerin defninde bulunmak ister, isteğini kıramazlar. Şet, şehitlerin her birinin başında birer konuşma yapar. Sonunda sıra en küçük oğluna gelir:
“(…)Bu yavrucuk, daha onbeşinde, babasının son kuzusu, ağzından süt akıyor(..) Eve her dönüşünde, gelip boynuma sarılır, okşayarak kollarını bana dolardı… Git, derdim, bunalttın beni!. Ayak ucuma uzanır, ayaklarımı göğsüne bastırıp, bir ateş parçacığı gibi uyuyup kalırdı… Son bir dileğim kaldı yapmam gereken, yatmadan önce, tıpkı sağlığında olduğu gibi, son bir kez olsun, sağmış gibi onu kucaklayıp göğsüme bastırmak istiyorum”… Yavruyu annesine doğru kaldırıyorlar.. Şet’in göğsüne dayıyorlar…
İkinci Dünya Savaşı’nda 50 bin nüfuslu küçücük Adıge halkından, milyonluk koca cumhuriyet ve bölgeleri, krayları aşan sayıda kahraman çıktı -Slaviyanlar Birliği’nin kulakları çınlasın- Bu bağlamda, “Pseyemıblej” (Canını Esirgemeyen) adlı balladı da Sovyetler Birliği Kahramanı Ebubekir Şutse’ye (Cvuıtsve Abubeçır) ithaf edilmiştir.
Asker Hadeğal’ın 85.yaş günü, adına yaraşır bir biçimde, ünlü Adıge tarihçisi Ashad Çırğ’ın düzenlemesiyle, çok sayıda yazar ve bilim insanının, bu arada ilk devlet başkanı Aslan Carıme’nin de katılımıyla, 16 Ekim 2007’de Maykop’ta kutlanmıştır.
Biz de bu büyük bilim emekçisine sağlık ve mutluluk içinde nice uzun yıllar dileriz.18.10.2007
Sayı : 2008 01