Her seçim öncesi ne oluyorsa o oldu: Bu kez de CHP Kafkas Derneklerini yokladı                         

0
494

Bursa 

17 Ocak söyleşisine Onur Öymen’in yanı sıra CHP Büyükşehir Başkan Adayı, İl Başkanı (kendisi Abhaz) ve bir parti meclisi üyesi katıldı.

Öymen konuşmasında; Kafkasya’nın etnik zenginliğinden, Çerkeslerin bu ülkede asli unsur olduğundan, Kafkasya’da tarihsel ve günümüz petrol dengelerinden, Türkiye’nin doğu sınırının öneminden, soğuk savaş döneminin zorluklarından bahsetti. Özellikle Stalin dönemine yönelik eleştiri yaptı.

Bugüne ilişkin olarak Çeçenya, Abhazya ve Güney Osetya’da yaşanan insanlık dramından, kayıplardan sözetti ve rakamlar verdi. Çerkes sürgününü ve Osmanlı’ya gelişlerini anlattı.
Bölgenin tek kurtuluşunun demokraside olduğunu ve Türkiye’nin bölgeye demokrasi getirebileceğini ifade etti.

Türkiye-Sohum arasında seferlerin başlatılması konusundaki girişimlerine değinip, Gürcistan’ın isteği ile seferlerin kesilmesinin Türkiye’deki Kafkaslılara haksızlık olduğunu söyledi.

TRT Şeş konusunda parti olarak yanlış anlaşıldıklarını, her anadilde medya yayını yapılabileceğini, her anadilin serbestçe konuşulup öğrenilebileceğini, bir Avrupalıda olan bu hakkın Türkiye’deki her bireyde olması gerektiğini, şu anda TRT Şeş aracılığı ile Kürtlere devlet yanlısı, tek yanlı bilgi verildiğini ve Kürtlere haksızlık yapıldığını, kendilerinin evrensel normlar ve kurallar dahilinde bireylerin özgürlüklerine inandıklarını söyledi. Ayrıca asimilasyona kesinlikle karşı olduklarını belirtti. Kendi iktidarlarında temel yaklaşımın bu yönde olacağı konusunda güvence verdi.

Biz Çerkesleri karakter, yaşam biçimi vs. olarak kendilerine çok yakın hissettiklerini, aramızdaki bağların derinleşeceğine inandıklarını, Türkiye’de Çerkeslerin yoğun olarak yaşadıkları bölgelerde toplantılar yaparak kendilerini anlatacaklarını söyledi. Sonra zamanlarının hiç kalmadığından söz ederek soru alamayacaklarını ve özür dilediklerini, bundan sonra daha sık yapılacak toplantılarla bu durumu telafi edeceklerini belirtti.
Israrla iki soru sorabildik. Önce Sebahattin özetle; sokaktaki sıradan bir Çerkes olarak bu ziyaretten memnun olduğunu, etrafındaki Kürtlere bakıp, TRT Şeş’in onları mutlu ettiğini gördüğünü ve kendisinin de mutlu olmak istediğini söyledi. Öymen, yukarıda açıklandığı gibi bunun hakkımız olduğunu, onların iktidarında devlet eliyle değil, dilediğimiz kadar televizyonumuz olacağını söyledi.

Ben söz alarak, TRT Şeş’in varlığının özel televizyonlara engel teşkil etmeyeceğini, etnik unsurlara özgürsünüz demeyi yeterli görüp görmediklerini ve Avrupa’da bu konudaki uygulamalar hakkında düşüncelerini sordum. Ayrıca Çerkesler olarak bu ülkede bütün ödev ve sorumluluklarımızı yerine getirdiğimizin altını çizdim. Bu defa, Avrupa’da olan her şey doğru değildir dedi. Oysa daha önce bir Avrupalı kadar özgür olmamız gerektiğine inandığını söylemişti. Sonra, her nasılsa sözü Avrupa’da yayın yapan PKK yanlısı medyaya getirdi ve finansal desteklerin zararlı olduğunu söyledi. Ve büyük bir hız ve nezaketle salondan ayrıldı.

Filiz Çelik – Bursa


İstanbul

CHP Genel Başkan Yardımcısı Onur Öymen, Yerel Seçimler arefesinde Kafkas Dernekleri Federasyonu ve bağlı dernekleri ziyaret ediyor.

Dernekler Yasası’nı öne sürerek Çerkeslerin siyasete bulaşmamasını isteyen kurumlarımız, nedense her seçim öncesi bu tarz taleplere olumlu yanıt verir. Yine öyle oldu. Yerel seçimler yaklaşırken Abhazya için göstermelik soru önergesi vererek Çerkesler üzerinden hamle yapmaya çalışan CHP de Onur Öymen’i “Çerkesler’in oylarını CHP’ye yönlendirme” ile görevlendirmiş olmalı ki Bursa’dan sonra İstanbul Kafkas Kültür Derneği ziyareti de gerçekleşti.

Öymen; Türkiye’nin bir “eriyik potası” olduğundan hareketle, her zamanki gerçek dışı, “Türklük etnik bir kavram değildir” tezinden yola çıkarak ülkemiz gerçekliğinden söze girdi. Daha sonra Kafkasya ve özelde Abhazya, Güney Osetya ve dünya dengelerinden söz ederek devletin ve CHP’nin Çerkesleri sevdiğini ve önemsediğine vurgu yapan klasik söylemi sürdürdü.

Sunumu üstlenen Osman Güdü’nün pek anlamlandıramadığımız uyarıları sonrası soru – yanıt faslına geçildi. Öymen sorulara ve diğer katılımcıların Abhazya, Kafkasya, Çerkes kimliği ve özellikle “CHP ile Çerkesler arasındaki 1923’lerden başlayan soğukluklara ve Çerkes düşmanlığına varan uygulamalara” değinen soru ve yorumlara kendi bildiği ezberlerle karşılık verdi ve konuyla ilgisiz yorumlar yaparak dinleyenleri zaman zaman gülümsetti.

Özellikle gazetemizin Ubıh dili ile ilgili yorumuna, sanki hiç haberi yokmuş ve koca bir dil hemen yerine getirilebilirmiş gibi bir yorum yaptı.

Haber: Yalçın Karadaş – İstanbul


Ankara

Onur Öymen’in Ankara toplantısında sorulan önemli sorular:

1.Şeş Tv konusunda Baykal’ın sözleri anımsatıldı .Şeş ve Xbı Tv konusunda ne düşündüğü soruldu..

2.Kosova’nın bağımsızlık ilanının ardından Türkiye Amerika’nın yanında saf tuttu ve Kosova’yı tanıdı. Abhazya’yı tanımama nedeni NATO ve ABD midir? Siz ne düşünüyorsunuz?

3.Köy isimlerimiz değiştirildi, bunu övündüğünüz Cumhuriyetin kurucu yapısı gerçekleştirdi, ne düşünüyorsunuz?

4.Soyadlarımız değiştirildi, gerçek soyisimler için yapılan girişimler kabul edilmedi, ne düşünüyorsunuz?

5.Belçika ve Hollanda örneklemeleri ile neden anadilde eğitim, öğretim yapmamıza izin vermediniz?

6.Bizi neden asimile ettiniz?

Osmanlı’dan ulus-devlete geçmenin başarılı, önemli ve gerekli olduğunu anlatan Öymen’e, ulusun içinde kimler var sorusu soruldu. Farkında olmadan Türk -İslam sentezini tanımladı. Fransız modelini övdü, kendilerinin de Fransız modelini getirdiklerini, Türk tanımının etnik bir tanım olmayıp üst kimlik olduğunu anlatırken, bir katılımcı “o halde Türk Cumhuriyetleri ile iyi ilişkiler kurarken Adigey veya Abazya ile neden kurmuyorsunuz” sorusunu yöneltti.
Özetle Onur Öymen resmi ideolojinin dışında hiç bir yeni açılım getirmedi.
Murat Karayalçın’ın yapmış olduğu ziyaret sırasında ise; yaklaşık 1000 civarında dinleyici derneğe geldi. O da özetle Çerkesleri övdü, “eşinin Kabardey Çerkesi” olduğunu, seçilirse “Çerkes Kültür Sitesi yapılmasına destek olacağını, Maykop ve Çankaya Belediyesi arasındaki kardeş kent konseptini geliştireceğini” açıkladı.

Haber: Ahmet Cevat Benk


Jıneps Gazetesi Yayın Kurulu Üyesi ve yazarımız Yalçın Karadaş aşağıdaki soruları sordu ve bir mesaj iletti:

1-Bugünkü demokratik söyleminizden 85 yıllık devletçi ve asimilasyoncu CHP politikalarının değişme sürecine girdiğini mi anlamalıyız?

2-Türkiye Çerkesleri’nin yegâne ulusal gazetesi olarak aşağıdaki taleplerin tüm Çerkeslere ait talepler olduğunu size iletiyor ve yanıtlarınızı merak ediyoruz:

2.1-Çerkeslerin etnik, kültürel ve dilsel kimliği tanınsın. 2.2-Türklük dayatması kaldırılsın ve etnik bir kavram olan “Türk” kavramı yerini Türkiyeli kavramı ile değiştirsin. Konuşmanızda Türkiye’nin “eriyik potası” olduğundan söz ettiniz. Evet bu “halklar potası”ndan sadece Türk etniği çıkıyor ve diğer tüm etnikler yok ediliyor. Ülkemizin dış politikaları Türk kavramının sizin ve resmi organların iddia ettiği gibi kültürel ve kavrayıcı bir kavram değil, tamamen etnik bir kavram olarak kullanıldığını her coğrafyada bize gösteriyor. Örneğin sadece dilleri bizden farklı olan Kafkasyalı Karaçay kardeşlerimizin bu devletin görevlileri tarafından Çerkeslere karşı kışkırtıldığını; ‘Karaçay-Balkarlar’ın Türk oldukları ve arkalarında TC devleti olduğu’ propagandaları ile, anavatanımızdaki istikrar ve halklar arasındaki binlerce yıllık kardeşlik, birlik ve barışın provoke edildiğini artık herkes biliyor. Bunlardan vazgeçilmelidir.

2.3-Çerkes radyo ve Tv ile, basın-yayın organlarının oluşturulmasında devlet kesinlikle destek olmalıdır.

2.4-Tarih kitaplarında Çerkes Ethem bahane edilerek, tüm Çerkesleri rencide eden “Hain Çerkes” kavramları artık kaldırılmalı ve iade-i itibar olmalıdır. Okullarda küçücük çocukların bu yola taciz edilmeleri önlenmelidir.

2.5-Demokrasi tüm kurum ve kuralları ile hayata geçirilmelidir.

2.6-Adığe ve Abhaz dillerini birbirine bağlayan Ubıhça bu ülkede yok olmuştur ve bu Türkiye’nin utancıdır. Zor ayakta kalan Çerkes dili ile ilgili okullar ve kurslar için devlet geniş destek sağlamalıdır.
Sonuç olarak biz Çerkesler ‘kimliğimizi tanımayan hiçbir parti ve kişiye, bu en yakınımızdaki kardeşimiz de olsa oy vermeyeceğimizi’ de bu vesile ile beyan ediyoruz.

 
 
 

Sayı : 2009 02