Çoğunluğu kadın, çocuk, yaşlı ve engellilerden oluşan yedi yüzden fazla insan, eski güzel dağ köyünün bir ahırında yakılmıştır
Çeçen Sürgünleri ve Soykırımları
Rusya’nın Çeçenya politikasının özü, Kafkasya’daki Rus güçlerinin 1816-1827 yılları arasında komutanlığını yapan Yermolov tarafından tanımlanmıştır: “Canlı tek bir Çeçen kalmayıncaya dek rahatlamayacağım.” 1949’da Çeçenler sürgündeki 5. yıllarını tamamlarken Grozni’de dikilen bronz Yermolov anıtında bu cümle yer alıyordu. Çeçenya’nın fethi konusunda çağdaş ideolojistler de Yermolov yöntemlerine bağlı kalmaktadır.
Çeçen nüfusunun yüzde doksanının yok oluşuyla sonuçlanan yüzyıllık Kafkas Savaşı 1859’da bitti. Çeçen toprakları 18. yüzyıldan beri vahşi ve insanlık dışı savaş, sürgün ve soykırımlarla çalkalanmaktadır.
1. Sürgün; Şeyh Mansur’un esir düşmesinden sonra 1792’de gerçekleşti.
2. Sürgün; Taymi Bibolat önderliğindeki Çeçen direnişinin bastırılmasının ardından Çeçenlerin Çarlık makamlarınca 1831-1832’de Sibirya’ya sürülmeleridir.
3. Sürgün; Çarlığa karşı Taso Hacı yönetiminde direnen Çeçenlerin yenilmesiyle, 1836-1837 yılında Çeçenlerin bir kısmının Sibirya’ya sürgün edilmeleridir.
4. Kitlesel sürgün; Çeçenya’nın zaptının ardından Çarlık yönetiminin Çeçenleri 1850-1860 yılları arasında Osmanlı İmparatorluğu’na göndermesiyle gerçekleşti.
5. Sürgün; İmam Baysungur liderliğindeki Argun isyanının bastırılmasından sonra Çeçenlerin 1864-1865 yıllarında bir kez daha Sibirya’ya sürülmeleri olmuştur.
6. Sürgün, bir başka isyanları nedeniyle Çeçenlerin çarlık yönetimi tarafından 1878 yılında Sibirya’ya gönderilmeleriyle gerçekleşti.
7. Sürgün; Zelimhan Gushmazuko idaresindeki isyanın bastırılmasının ardından 1913 yılında Çeçenlerin Sibirya’ya gönderilmesidir.
8. Sürgün; Stalin rejimi sırasında Çeçenlerin 1920-1930 yıllarında kitleler halinde Sibirya’ya sürülmesidir. Stalin yönetimi döneminde Çeçenlere uygulanan soykırımla ilgili belgelerin çoğu ‘komünizmin kara kitabına’ dahil edilmemiştir.
9. Sürgün; Çeçenlerin toplu halde Orta Asya ve Sibirya’ya gönderilmeleriyle 23.Şubat.1944 tarihinde gerçekleşmiştir. Bu sürgün Çeçen halkının geçmişindeki en trajik olaylardan biridir. Sovyet yönetimi Çeçenleri Kızıl Ordu’dan toplu olarak ayrılıp Alman faşist gücüyle işbirliği yapmakla suçlamıştır.
Çeçen-İnguş Cumhuriyeti lağvedildi. Bölünen topraklar Stavropol Bölgesi, Gürcistan, Dağıstan ve Kuzey Osetya’ya katıldı.
Çeçen ve İnguşların toplu halde sürülmeleriyle ilgili plan 1944’ten çok önce hazırlanmış, gizli tutulmuştu. 200 bin asker, İçişleri Halk Komitesi ve Kızıl Ordu görevlilerinin müdahil olduğu insanları evlerinden sürme operasyonu 23 Şubat’ta başladı ve 3 gün sürdü. Operasyon, Sovyet Gizli Polisi Şefi Lavrenti Beria liderliğinde yürütülmüştü. Bu korkunç operasyon sırasında sadece bir gün içinde 12 bin insan öldürüldü. Evlerin neredeyse tamamı öldürülmüş insanlarla doluydu. İnsanlar vurulmuş, yakılmış, bombalanmış, göl ve su depolarında boğulmuştu. Her yerde, okul ve hastanelerin yanı sıra köy idare dairelerindeki insanları da öldürmüşlerdi.
Çeçen halkının trajedisindeki dehşet Sibirya ve Orta Asya yolunda da devam etti. İnsanlar yiyecek ve su olmaksızın eşya vagonlarında naklediliyorlardı. Yiyecek ve tıbbi yardım eksikliği, vagonların tıka basa dolu olması ve yolculuğun haftalar hatta aylar sürmesi hastalıkların hızla yayılmasına neden oluyordu. Sürülenlerin yarısı yolculuk sırasında tifüsten hayatını kaybetmişti. Sürüldükleri yerlerdeki insanların yardım etmesi kesinlikle yasaklanmıştı. Bölgede yaşayan yerli nüfus, tutuklanmaktan korktuğu için ölmekte olan kadın ve çocuklara ilgi gösteremiyordu.
Sürgün… Bu kelimenin korkunç manasını sadece o olayı yaşayanlar anlar; soğuğun, açlığın, akrabaların kaybından duyulan acının, iftiranın, haksızlığın, aşağılanmanın ve dayanılmaz hayat şartlarının pençesine düşenler anlar.
Kanlı Haybah katliamı her Çeçenin hafızasında saklıdır. 27.Şubat.1944’te çoğunluğu kadın, çocuk, yaşlı ve engellilerden oluşan yedi yüzden fazla insan, bu eski güzel dağ köyünün bir ahırında yakılmıştır. Tanıkların anlattığına göre öldürülen kadınlardan biri o gün ikiz erkek çocuk doğurmuştu, ikizlere Hasan ve Hüseyin adları verilmişti. Zavallı kardeşler sadece iki saat yaşayabilmişti. ÇeKa’cıların Haybah’taki insanları öldürmesinin tek nedeni şuydu: Bu insanları istasyona taşıma zahmetine katlanmak istememişlerdi.
Komünist rejim Çeçen halkını hor görenleri cömertçe ödüllendirdi. Çeçen halkının 711 kasabı SSCB’nin devlet madalyalarıyla ödüllendirildi. Aralarında Lavrenti Beria da vardı. (www.chechencenter.info)
*Çeçen Cumhuriyeti İçkerya Hükümeti Baltık Ülkeleri Eski Temsilcisi
Çeviri: Serap Canbek
Sayı : 2011 02