Adige-Abhaz dilinde “ay” anlamına gelen “maze/maz/mız” sözcüğüyle ilişkili olduğunu daha önceki bir çalışmamızda belirttiğimiz Amazonlar, ilkçağ tarih inancına göre Batı Anadolu’da yaşamışlar ve bazı kentleri de kurmuşlardır, ancak asıl merkezleri kuzey doğuda Themiskyra dolaylarındadır (Umar-1982, s.85).
Diğer yandan, ilkçağ tarihçilerinin Amazonların yaşadıklarını belirttikleri tarihsel çağlarda Batı Anadolu’da yaşıyor olarak gösterdikleri halklar ve bu halkların kurdukları belirtilen kentlerin adları, Abhaz ve Adigelerin arasında halen varlıklarını sürdüren bazı kılanların adlarıyla tamamen çakışır. Bu yazımızda, adı geçen kılanlara kısaca göz atacağız.
Aşuva-Asuva Halkı
Hititler döneminde Çanakkale ve Balıkesir çevresinde yaşayan bir halk olarak karşımıza çıkan Asuva halkı, daha sonraları Lidia’da yaşayan bir halk olarak da karşımıza çıkar. Aynı çağlarda Kapadokia bölgesinde de görülen Asuva halkının adı, halen Abazalar arasında yaşayan ve Abaza dilinin bir lehçesini konuşan Aşuvalarla aynıdır ki bu adın “Asya” şekline dönüşerek, önce Anadolu’nun, daha sonra da bütün kıtanın adı haline geldiğini daha önceki bir yazımızda belirtmiştik.
Ephesos/ Apasa Kenti ve Kafkasya ile İlişkisi
İlkçağ tarih inancına göre Ephesos kentini bir Amazon kurmuştur. Bilim adamlarına göre, Ephesos adının en eski ve biçimi “Aphasos” tur. Ayrıca “Aphas-os/Ephes-os” adının sonundaki “-os” eki Grek dilinden olup asıl kök sözcük “Aphas/Ephes” sözcüğüdür ki bu ad da “Aphaz” halkının adıyla aynıdır. Yine, Hitit metinlerinde Arzava devletlerinden en güçlüsünün başkenti olarak kayıtlara geçen “Apasa” kentiyle daha sonraki Ephesos/Aphasos kentinin aynı olduğunu savunan bilim adamları bulunmaktadır” (Umar-1982, s.54). Hitit metinlerinde Ephesos’un adı olarak görülen “Apasa” adıyla Kafkas halkı Abazaların adı aynıdır. “Aphas/Ephes” kent adıyla ve Hellenlerin arkaik çağında Aigina adasında bir ana tanrıça çeşitlemesi olan “Aphaia” adlı tanrıçayla ilişkili olabileceğini düşündüğümüz (“pha-Apha” sözcüğü Abaza dilinde “kız” anlamına gelir) “Apha” kılanı da Abazalar arasında halen yaşar (Umar, TTA, s.83).
Bölgedeki Diğer Halklar ve Kafkasya ile İlişkiler
Aphasos/Ephesos yakınlarında bir kent adı olarak karşılaştığımız “Mation/Mat-ion” kenti, Adige kılanı Mat/Med/Met halkıyla aynı adı taşır (Süren, s.187).
Bölgede bir kent adı olarak karşımıza çıkan “Kyma/Kuma” kent adı, Abhaz halkı Kuma/Guma/Gum/Gumbalarla aynıdır. Yine aynı şekilde, bölgede bir kent adı olarak görülen “Killa ve Kille” adlarında Adige kılanı “Kil” ve Abaza Kıl/Kılba halkını bulmak çok kolaydır.
Kos adasının adıyla Adige ve Abaza “Kos” halkının adı aynıdır (Süren, s.187). Bu soyun diğer kolu da “Koz/Kozba” adıyla Abhazlar arasında yaşar. Kaberdey “Koş ve Koşoko” kılanları da aynı kılanın başka bir kolu olabilir.
Miletos ve Muğla çevresinde yaşayan bir halk olarak görülen ve “Karia” olarak bölgeye adını veren “Kar” halkının adı da Adige “Kar” kılanının adıyla aynıdır (Süren, s.177). Bu halkın bir kolu da Abaza dilinde bir ek almış olarak “Kara-ba” adıyla Adigeler arasında yaşar.
Bölgede yaşayan bir halkın adı olarak Hitit belgelerinde görülen ama lokalizasyonu kesin olarak yapılamayan “Masa” halkı da aynı adı taşıyan bir kılan olarak Adigeler arasında yaşar (Süren, s.186). Abazaların arasında görülen “Maz/Maza” kılanları da aynı adı taşırlar. Adigelerin arasında görülen “Maşho, Maşuk, Mazan, Mazepe, Mazuk” kılanlarının adlarında da aynı kök sözcük saptanmaktadır.
Homeros, Herodotos ve Strabon tarafından, Menderes ovası “Maionia” olarak anılmakta, halkına da “Meionialılar//Maionialılar” denilmektedir (Strabon, xııı. ıv.5) ki bu ad da Aphaz kılanı “Maan/Mağan” ile aynıdır (Özveri, s.19).
Hellenlerin “Herakles Soyu” dedikleri Lidia kral soyunun Hatti tanrısı Sanda’ya uzanan Anadolulu adı Sanda’dır (Umar-1999, s.254). Sanda kılanı da halen Abhazlar arasında “Sanda/Sandı” adıyla krali bir soy olarak yaşar.
Bulgulardan Çıkarılacak Sonuç
Görüldüğü gibi ilkçağlarda Batı Anadolu’da görülen halk, kent ve tanrı adları hep aynı halkı, Adige-Abhaz halkını işaret eder.
Bu adlardan nasıl bir sonuç çıkarmamız gerekir? Acaba bütün bunlar tesadüf müdür? Daha önemlisi, farklı kökenden gelen halkların aynı adla anılma olasılıkları var mıdır ya da farklı halkların aynı adı kullanma olasılıkları ne kadardır?
Bu konuları gelecek yazımızda tartışacağız.
KAYNAKÇA
1. Bilge Umar, Türkiye Halkının İlkçağ Tarihi, 1, 1982.
2. Bilge Umar, Türkiye’deki Tarihsel Adlar, 1993.
3. Bilge Umar, İlkçağda Türkiye Halkı, 1999.
4. Süren Zafer, Çipxe Kafkas Aile Damgaları, 2001.
5. Strabon, Coğrafya- Anadolu Kitap:xıı, xııı, xıv.
6. Özveri Ümit, Nart Dergisi, 17. sayı, 2000.
Sayı: 2011 05