12 Haziran seçimleri AKP’nin oylarını arttırarak üçüncü kez birinci parti çıkması ve Emek, Özgürlük, Demokrasi Bloğu adaylarının Türkiye solundan da aldıkları destekle 36 milletvekili çıkarması nedeniyle iki önemli ‘ilk’i barındırdı.
Barış ve Demokrasi Partisi (BDP), Emek Partisi (EMEP), Emekçi Hareket Partisi(EHP), Eşitlik ve Demokrasi Partisi (EDP) ve Sosyalist Demokrasi Partisi’nin(SDP) de aralarında bulunduğu 16 siyasi parti ve örgütün desteklediği Blok seçim öncesi yayınladığı deklarasyonda, ‘Türkiye’nin tüm ezilen ve sömürülen kesimlerinin, mağdur olan her yurttaşın sesini ve talebini Meclis’e taşımakta kararlı olduğunu’ belirterek, yüzde 10 barajına karşı bağımsız adaylarla seçimlere girileceğini ifade etmişti
AKP, kazandığı zafere rağmen, ‘başkanlık sistemi’ni getiremeyeceği bir sonuç alırken, sandalye sayısı da anayasayı tek başına değiştirmeye yetecek sayının altında kaldı. AKP’nin azalan sandalye sayısı nedeniyle yeni anayasayı ‘konsensüs’le yapmak zorunda kalması seçimlerin önemli sonuçlarından biri oldu.
Öte yandan CHP’nin yüzde 30 beklentisi gerçekçi çıkmazken, MHP de barajın üstünde kaldı. Ancak seçimin hemen ardından her iki partide de iç hesaplaşma süreci başladı.
Dünya basını ise seçim sonuçlarını hemen hemen aynı noktalara işaret ederek verdi. Örneğin yeni anayasa için uzlaşma zorunluluğu ile Erdoğan’ın totaliter eğilimlerinin ivmesi, yeni sürecin önemli meseleleri olarak ele alındı.
Dünyadaki yankıları
ABD’nin çok satan gazetesi Wall Street Journal, sonuçları “ezici zafer” olarak nitelerken, Erdoğan’ın yeni anayasa arzusu için “Bu, İslam’ın toplumdaki uygun rolü konusunda derin biçimde ayrışmış bir millet için potansiyel olarak bölücü bir hedef” değerlendirmesine yer verdi.
New York Times, Başbakan Erdoğan’ı eleştirenlerin, güçlü galibiyetinin gücünü daha da sağlamlaştırmak ve özgürlükleri ve siyasi muhalefeti kısıtlamak için kullanmasından kaygılandığını yazdı.
“Erdoğan, ezici bir zafer elde etti” diyen The Guardian da, AKP’nin sandalye sayısının 330 altında kalmasının Erdoğan’ı “Putin” stili bir yönetimi istemekle suçlayan muhalifler için “iyi haber” olduğunu yazdı. Buna karşın “AKP’yi zorlu bir üçüncü dönem bekliyor” yorumunu da yapan gazete, bu bağlamla “fazla ısınan” ekonomi, dış politika ve Kürt sorununa dikkat çekti.
İngiliz The Times ise, haber ve yorumlarında Türkiye’deki seçimi “Türkiye’de iktidar değişmedi, basın özgürlüğü kaygıları da” başlığını kullandığı haberde Başbakan Erdoğan’ın Fransız başkanlık sistemine benzer bir model hayal ettiğini belirtti.
Fransız gazetesi Le Figaro ise, “Erdoğan: Büyük Vezir” başlığıyla yayımladığı haberde Erdoğan’ın kendisini “Müslüman demokrat” olarak sunduğu belirtilirken ancak “reform iştahı, sanki kendisini terk etti ve otokratik eğilimleri kaygılandırıyor” savları öne sürüldü.
Liberation da “Başarı, zafer değil” başlığını attığı haberinde AKP’nin seçimlerinde oy oranını daha da artırdığını, bunun bir başarı olduğunu ancak partinin anayasayı istediği gibi değiştiremeyeceğini vurguladı.
İspanyol gazetesi El Pais ise “Erdoğan iktidarını güçlendirdi ancak anayasa için pakt yapması gerekecek” görüşünü dile getirdiği haber analizinde “Türk seçimleri, herkesin kazandığı bir oyun oldu ancak kazanan özellikle, Erdoğan gibi olağanüstü bir lidere mutlak güç vermeyi reddeden Türk demokrasisi oldu” değerlendirmesini yaptı.
Diğer İspanyol gazetesi ABC de “AKP, seçimlerde geniş ancak Pirüs Zaferi (Büyük kayıplarla kazanılan galibiyet) elde etti” dedi. Yeni anayasayı tek başına yapabilmek için gereken sandalyeleri kazanamayan “AKP için sonuç hiç olumlu değil” görüşünü öne süren gazete, muhalefetin yükselişinin de “AKP için iyi haber olmadığı”nı savundu.
El-Cezire de seçimleri kazanan AKP’nin anayasayı yeniden yazmak için gereken oyu alamadığına dikkat çekti.
Sayı : 2011 06