Kafkasya’da 10 Gün

0
439
Derler ki; göç eden birinci kuşak yerleşmeye çalışır, ikinci kuşak unutmaya çalışır, üçüncü kuşak geçmişini bulmaya çalışır
Salihli’den yedi, İzmir’den bir, sekiz kişilik akraba gurubu Kafkasya’ya gitmeye karar verdik. 15 Temmuz’da İstanbul’dan uçağa bindik.
Uçağımız Krasnodar’a indi. Saat 01.30, oldukça heyecanlıyız. Adıgey’in çok yakınındayız. Minibüse bindik, Maykop’a doğru yola çıktık, çevreyi görüp algılamaya çalışıyorum ama karanlık, Maykop’a giriyoruz, yolları süpüren bayan çöpçüleri görüyorum.
Sabah, kaldığımız evden Maykop otele taşınıyoruz. Sevgili dostlarımız Yıldıray Yağan ve eşi Nadir Hanım biz onları aramadan onlar bizi buluyor. Gezi programı yapmaya çalışıyoruz. Amacımız; doğal coğrafyanın yanı sıra Adıgey’in sosyo-kültürel yapısını orada oturanların gözüyle görmek, ayrıca Salihli Belediye Başkanımız Sn. Mustafa Uğur Okay’ın dostluk mesajlarını iletmek ve Salihli’nin amblemini taşıyan plâketleri anı olarak vermek.
Yemek için Dışeps’e (kafe-lokanta) gittik. İşletmecisi İbrahim Çetav’la tanıştık. Kendisi Türkiye’den gelme emekli asker. Maykop’ta yetkililerle görüşürken yanımızda oldu, tercümanlık yaptı, evine götürdü bize ev sahipliği yaptı.
İkinci günümüzde; Lago-Naki bölgesine gittik. Gezimize Emel –Halil Başer çifti ve çok sevdiğimiz çocukları Fehime eşlik etti. Yeşilliğin, suyun, doğal güzelliğin çok olduğu bir bölge, orada sarkıt ve dikitlerden oluşan büyük bir mağarayı gezdik. Dönüşte Hacok kalyonunu gördük, suyun doğayı nasıl şekillendirdiğine tanık olduk.
Üçüncü günümüzde, İbrahim Çetav aracılığı ile Adıgey Cumhuriyeti (AC) Dış İlişkiler ve Soydaşlarla ilişkili Komite Başkanı Asker Shalaho ile görüştük. Öğrendiğimize göre; AC’de Çerkesçe yayın yapan iki gazete, günde iki saat Çerkesçe yayın yapan TV var. Komitenin temel amacı diasporada yaşayan Çerkeslerle ve yaşadıkları ülkelerle kültürel ilişkileri geliştirmek. Bu düşünceyle diasporadan gençler AC’ye geliyor, AC’den gençler de diasporaya gidiyor. Yine AC’den müzik ve dans grupları diasporada Çerkes nüfusunun yoğun olduğu bölgelere gösteriye gidiyor.

Yönetim

AC’de; Çerkesçe ve Rusça konuşanların siyasal temsil eşitliğine dayanan yarı başkanlık sistemi var. Parlamenter sayısı 54, bunlardan 27’si ağırlıklı Çerkeslerden oluşuyor. Diğer 27’si daha çok Rusça konuşanların oluşturduğu parlamenterler. Shalaho’nun odasında AC bayrağı, Rusya Federasyonu (RF) bayrağının dışındaki üçüncü bayrak dikkatimizi çekiyor. Bu bayrak II. Dünya Savaşında Berlin’e ilk giren Çerkes birliğinin bayrağı, bayrakla fotoğraf çektiriyoruz. Salihli Belediyesi başkanlık danışmanı eşim Perihan Örs, Asker Shalaho’ya Belediye Başkanımız Mustafa Uğur Okay’ın dostluk ve iyi niyet mesajlarını ileterek Salihli Belediyesinin amblemi olan plâketi verdi. Kendisine teşekkür edip ayrılıyoruz.
Çeraşe Tembot Sosyal Bilimler Araştırma Enstitüsüne uğrayıp Necdet Hatam’la konuşup Enstitünün çalışmalarıyla ilgili bilgi alıyoruz.
Öğleden sonra dostumuz Nadir Yağan eşliğinde Maykop’u gezdik. Müzeye, hediyelik eşya mağazalarına, camiye, parka, çarşıya her tarafı dolaştık. Şehir planlama olarak mükemmel, binalarını genelde bakımsız bulduk. Binalardan çıkan insanları, özellikle bayanların kıyafetlerini çok şık bulduk.
Dördüncü günümüzde, yine İbrahim Çetav aracılığı ile Belediye Başkan Yardımcısı Yunus Tlehas’ı ziyarete gittik. Belediye Başkanı Rus, Başkan Yardımcısı Çerkes. Başkan yardımcılarını, Meclis üyelerinin onayıyla Belediye Başkanı atıyor. Maykop’un 170 bin nüfusa sahip olduğunu, Çerkes nüfusunun %25 civarında olduğunu öğreniyoruz. 30 belediye meclis üyesi var. Belediyeye eleman alınırken etnik kimliğe bakılmadan ihtiyaca ve kişinin becerisine göre alınıyor. AC’de belediyeler sosyal hayatta çok etkin; okullar, güvenliğin bir bölümü, sağlık hizmetleri ağırlıklı belediyeye bağlı. Örneğin; okul müdürünü Belediye Başkanı atıyor, okul müdürü de öğretmen ve diğer personeli işe alıyor. Belediye gelirleri kent merkezinden elde edilen gelirler ve RF’den gönderilen paralardan oluşuyor. Perihan Örs, Yunus Tlehas’a Salihli Belediye Başkanı Mustafa Uğur Okay’ın dostluk ve iyi niyet mesajlarını ileterek Salihli Belediyesi’nin amblemi olan plâketi verdi. Fotoğraf çekimi sonrası kendisine teşekkür edip ayrılıyoruz.

Eğitim

Öğleden sonra, AC Üniversitesi Ekonomi Bölümü Dekanı Parlamenter Aznavur Çeraşe’yi, İbrahim Çetav’la birlikte ziyarete gidiyoruz. Amacımız eğitim konusunda bilgilenmek. Hem özel hem devletin kreş ve ana okulları var. Buralarda ailenin isteğine göre anadilde eğitim veriliyor. Temel eğitimde dil Rusça, haftada 1 ders Çerkesçe eğitimi veriliyor. Bunun az olduğu konusunda herkes hemfikir. Dördüncü sınıfa kadar sınıf öğretmeni sonra branş öğretmenleri derse girmeye başlıyor. 7 ve 8. Sınıftan itibaren branşlaşma başlıyor. Temel eğitimin süresi 11 yıl. Üniversiteye gitmek isteyenler merkezi sınava giriyor. Ancak merkezi yerleştirme yok. Öğrenciler puanlarına göre üniversitelere müracaat ediyor. Bu yıl RF Eğitim Bakanlığı, diasporadaki yurttaşlar için AC’de 70 kişilik kontenjan verdi. 50 kişilik kontenjanın AC Devlet Üniversitesinde, 20 kişilik kontenjanın Maykop Devlet Teknik Üniversitesinde olduğunu öğrendik. Anzavur Çeraşe’ye Salihli Belediyesinin amblemini takdim edip vedalaşıp ayrılıyoruz.
* *
Akşamüstü sevgili dostum, arkadaşım 31 yıldır görüşmediğimiz Nihat Bidenuq ile görüşüyoruz. Hayatımın en mutlu günlerinden birini yaşıyorum.

Karaçay-Çerkes

Kafkasya’ya gelirken düşüncemiz AC’den sonra Abhazya’ya gitmekti. Abhazya’ya gitmekten vize ve zaman problemi nedeniyle vazgeçtik. Yıldıray Yağan ve Mehmet Bereko’nun önerisiyle önce Karaçay-Çerkes daha sonra Kıyıboyu Şapsığ’a gitmeye karar verdik.
Maykop’tan minübüse bindik ve Karaçay-Çerkes’e doğru yola çıktık. Hedef Dombay. Yolumuz yaklaşık 360 km., 7 saatte ulaşmayı düşünüyoruz. Yolda kahvaltı yapacak yer bulmakta sıkıntı çekiyoruz. Çünkü; kafe, market türü yerler saat 10.00 dan önce açılmıyor. Yol üzerinde harika manzaralar var. Her taraf yeşil, ormanlar deyim yerindeyse balta girmemiş. Dombay’a ulaşıyoruz, otele yerleşip dolaşmaya çıkıyoruz. Doğal güzelliklerin hepsi bir arada. Satıcıların bir bölümü Karaçay. Karaçayların Türkçe konuştuklarını anlıyoruz. Akşamüstü yağmur başlıyor ve hava soğuyor, odalarımıza çekilip elektrik sobalarıyla ısınıyoruz. Sabah hava çok güzel, kahvaltımızı kendimiz hazırlıyoruz. Haçın (hıçın) ları beğenerek yiyoruz. Dışarı çıkıyoruz, dağların tepesine karların olduğu bölgeye gitmek istiyoruz. Kapalı teleferikle ilk bölümü çıkıyoruz. Dağlardan yerleşim yerinin görünüşü oldukça güzel ancak birkaç binanın çevre güzelliğine zarar verdiğini görüyoruz. İkişer kişilik açık teleferiklerle bir kademe daha yukarı çıkıyoruz. Yolda yağmurla birlikte soğuk başlıyor. Açık teleferikten inince hemen kafeye giriyoruz, sıcak bir çay oldukça iyi geliyor. Yağmurluk alıp dışarı çıkıyoruz. Karşıda karlı dağdan süzülen suları, çevremizdeki ormanları beğeniyle izliyoruz. Daha yukarı çıkmaktan vazgeçip aşağıya iniyoruz ve güneş. Aynı günde yılın dört mevsimini yaşamış oluyoruz. Tekrar Maykop’a dönüyoruz. Bundan sonra yolumuz Kıyıboyu Şapsığ.

Kıyıboyu Şapsığ

Sabah saat 06.00 da trenle rehberimiz Mehmet Bereko eşliğinde Lazarevski’ye (Çerkesce adı ‘Psışuape’) gidiyoruz. Müzeye gidiyoruz; minyatür Çerkes köyünü, el sanatlarını, silahları görüyoruz. Sonra şehir turu ve deniz. Plaj kalabalık ve çok sayıda turist var. Lazarevski’den şehiriçi arabalarıyla Çerkes köyü olan Thağepş’e gidiyoruz. Arabada Çerkesçe konuşmaları duymak hoşumuza gidiyor. Köyü geziyoruz. Köyde müze var. Müze müdürünün anlattığına göre; Stalin döneminde köyden birisinin asılsız ihbarı üzerine 160 kişi Kazakistan’a sürgüne gönderilir, II. Dünya Savaşı çıkınca bu kez sürgüne gidenler cepheye gönderilir. Geriye gelebilenlerden Yusuf adlı kişinin gayretleri sonucu, masum oldukları kanıtlanır ve sürgün kurbanları anısına köye bir anıt dikilir. Daha sonra şelaleye gidiyoruz, dağların içinden, ormanların arasından gelen sular, küçük havuzlar oluşturmuş, gençler dayanamayıp suya atlıyor. Temiz kar suları içinde yürüyoruz. Akşam Çerkes yemekleri yiyoruz.
Sabah Kiçmay’a gitmek için şehiriçi minibüsüne biniyoruz. Apartlara yerleşip dinleniyoruz. Rehberimiz Mehmet, şelaleye gitmemiz için acele ediyor. Cemse diye tabir ettiğimiz arkası açık askeri araçlarla nehrin içinden suları yararak gidiyoruz. Yolculuk hepimizin özellikle çocukların çok hoşuna gidiyor. Şelalenin 32 kattan oluştuğunu öğreniyoruz. Tahta merdivenlerden, ormanların arasından akan suları şelalelerin oluşturduğu göletleri izleyerek çıkıyoruz. Ziyaretçi sayısı çok fazla, küçük göletler yüzme havuzu gibi, bol bol fotoğraf çekiyoruz. Akşam gösteriye gidiyoruz. Çerkes yemekleri yiyor ve Çerkes oyunlarını zevkle izliyoruz.

Son gün

Ve son günümüz. Soçi’ye gidiyoruz. Soçi 2014 olimpiyatlarına hazırlanıyor. Güzel bir şehir. Aşırı sıcak yeterince dolaşmamıza engel oluyor. Trene binip Maykop’a gidiyoruz. Bizle hergün haberleşen sevgili Yıldıray-Nadir Yağan çifti bizi karşılıyor. Eşyalarımızı minibüse yükleyip Dışeps’e gidiyoruz. Nihat Bidenuq da geliyor. Herkesle vedalaşıp Krasnodar’a doğru yola çıkıyoruz. Rehberimiz Mehmet bizi havaalanında son noktaya kadar uğurluyor.
Uçakla, İstanbul’a doğru giderken zevkli ve mutlu geçen bir 10 günü geride bırakıyoruz.
Bülent Örs
 

Sayı : 2011 09