10 Aralık 1948 yılında İnsan Hakları Evrensel Bildirisini Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda kabul edilmesinin 64. yıldönümü nedeniyle, “İnsan Hakları Haftası” Türkiye’nin çeşitli illerinde panel, etkinlik, film gösterimleri ve eylemlerle kutlandı. Ayrıca İnsan Hakları Derneği ve Türkiye İnsan Hakları Vakfı tarafından çeşitli hak kategorilerindeki yaşanan ihlallere dair Türkiye’nin insan hakları karnesi ortaya konuldu. Rapor, Türkiye’de yaşanan ağır insan hakları ve cezasızlıkla ilgili kötü tabloyu çarpıcı verilerle ortaya koyuyor. Raporda öne çıkan ayrıntıları paylaşıyoruz
“1 Ocak – 30 Eylül 2012 tarihleri arasında çıkan çatışmalarda, 185 asker, polis ve korucu,224 PKK militanı ve 16 sivil olmak üzere 425 kişi yaşamını yitirmiştir. 319 asker, polis ve korucu, 12 militan ve 124 sivil olmak üzere toplam 455 kişi yaralanmıştır. Kara mayınlarının patlaması sonucu 16 kişi yaşamını yitirirken, 37 kişide yaralanmıştır. Meskun mahalde patlatılan bombalar sonucunda 14 kişi yaşamını yitirmiş, 15‘i güvenlik görevlisi, 91’i sivil olmak üzere 106 kişi yaralanmıştır.
Güvenlik güçlerinin şiddeti sonucu ölümler 2012’de de devam etmiştir. Yılın başından 30 Kasım 2012 tarihine kadar yargısız infaz, dur ihtarı ve rastgele ateş açma sonucu 35 kişi yaşamını yitirmiştir.
Aynı dönemde 19 faili meçhul cinayet işlenmiş, cezaevlerinde 13’ ü Şanlıurfa Cezaevinde yanarak olmak üzere 69 kişi, gözaltı merkezlerinde ise 9 kişi şüpheli bir biçimde yaşamını yitirmiştir.
2012 yılında da “işkenceye sıfır tolerans” söylemi lafta kalmaya devam etmiştir. Kasım ayı sonuna kadar TİHV’e yapılan işkence ve kötü muamele başvuru sayısı 506’dır. 217 kişi aynı yıl içinde işkence gördüğünü belirtmiştir. İHD’nin verilerine göre ise 2012 yılının ilk on ayında işkence gördüğünü belirten kişi sayısı 397’dir.
Ayrıca TSK da asker intiharları dikkat çeken bir durumdur. İşkence ve kötü muamelenin yoğunluğu, şikâyet mekanizmalarına ulaşma konusunda yaşanan sıkıntılar ve denetim eksikleri ve baskılar zorunlu askerlik hizmeti yapan kişilerde çaresizlik duygusunun artırarak intihara yol açmaktadır. www.askerhaklari.com sitesinin verilerine göre 1 Ocak – 30 Kasım 2012 tarihleri arasında 44 asker intihar ederken, siteye 62 işkence ve kötü muamele başvurusu yapılmıştır.
2012 yılında Toplantı ve Gösteri Yürüyüşü hakkına yönelik yine ciddi müdahaleler olmuştur. Müdahaleler sonucu 4 kişi yaşamını yitirmiş, 555 kişi yaralanmıştır. Ayrıca bu tür müdahaleler sırasında 6529 kişi gözaltına alınmış, 1831 kişi tutuklanmıştır. Müdahalelerde işkence dâhil her türlü kötü muamele yaşanmıştır.
2012 yılında cezaevlerinde tutulan mahpusların sayısı artmaya devam etmiştir. 31 Mayıs 2012 itibariyle cezaevlerindeki mahpus sayısı 125.100’dür. Mahpusların 35.432 tutuklu, 89.668 hükmen tutuklu ve hükümlüdür. 16.06.2012 tarihinde Şanlıurfa E Tipi Kapalı Cezaevi’nde çıkan yangın sonucu 13 mahpusun ölmesi ve 5’nin de yaralanması aşırı doluluğun bir sonucudur. Çocuk mahpusların sayısı 2091’dir. Bunların 1688 tutuklu, 403’ü hükümlüdür. Cezaevlerinde 253 mahpus ağır hastalıkları nedeni ile tahliye edilmeyi beklemekte, ancak tahliye edilmemektedir.
Basın Özgürlüğü alanında yaşanan ihlaller 2012’de daha da artmıştır. Halen tutuklu olan gazeteci sayısı 75’dir. Erişime engellenen web sitesi ise sayısı 22.536’dır.
2012 yılında ifade özgürlüğü kapsamında 301 kişi hakkında toplam 908 yıl 2 ay 8 gün hapis cezası verilmiştir. 1088 kişinin ise yıl içinde yargılanması devam etmiştir. Türk Ceza Kanunu’nun da (TCK) en az 15 maddede düşünceyi ifade özgürlüğünü kısıtlayan ve cezalandıran hükümler bulunmaktadır. Bunun yanı sıra Terörle Mücadele Kanunu başta olmak üzere birçok kanunda ifade özgürlüğünü sınırlayıp cezalandıran hükümler bulunmaktadır.
KCK operasyonlarıyla yürütülen siyasi, hukuki ve idari baskı devam etmekte, uzun tutukluluk süreleri göze çarpmaktadır. 2012 yılının ilk 11 ayında bu kapsamda 2194 kişi gözaltına alınırken 912 kişi tutuklanmıştır. Bu sayılar geçen yıl 2047 gözaltı, 836 tutuklama şeklinde olmuştur.
Türkiye kadına yönelik ayrımcılık ve şiddetin çok yoğun olduğu bir ülke olma özelliğini korumaktadır. İHD’nin verilerine göre 2012 yılının ilk 10 ayında toplam 216 kadın öldürülmüş, 96 kadın yaralı olarak kurtulmuş ve 519 kadın şiddet, taciz ve tecavüze maruz kalmıştır.
İşyerlerinde sağlık ve iş güvenliği açısından etkin denetim mekanizmalarının işletilememesi nedeniyle her geçen gün iş kazaları ve meslek hastalıkları artmakta işçilerin sağlıklı yaşam hakları ellerinden alınmaktadır. İşçi Sağlığı ve İş Güvenliği Meclisi’nin raporuna göre 2012 yılının ilk 11 ayında tüm iş alanlarında iş kazaları/ cinayetleri sonucu en az 815 işçi yaşamını yitirdi, 3184 işçi de yaralandı.
Bir geçiş ülkesi olan Türkiye’de 2012 yılında da sığınmacıların işkence ve kötü muamele yasağı ve yaşam hakkı ihlallerine maruz kaldıkları görülmektedir. İnsan ticareti yapan kaçakçıların güvensiz araçlar ile gerçekleştirdikleri geçişler sırasında toplu ölümler gerçekleşmiştir. 2012 Eylül’ünde İzmir›in Menderes ilçesi Ahmetbeyli Köyü sahillerinde çoğunluğu kadın ve çocuk olan 63 mülteci boğularak yaşamını yitirmiştir. Ayrıca ülkelerine geri gönderilmek üzere özgürlüklerinden mahrum bırakılan göçmenlerin tutulduğu alıkonma merkezlerinde de ciddi sorunlar yaşanmaktadır. Suriye’deki iç savaştan kaçanlar için sınıra yakın yerlerde kurulmuş olan “mülteci kampları” insan hakları örgütlerinin ve bağımsız gözlemcilerin denetimine kapalıdır. Hükümet yetkilileri bu bağımsız kurumların ısrarlı başvurularını her defasında geri çevirerek bu yerleri şeffaf olmayan bir yöntemle yönetmeye devam etmektedir.”