Ocak ayının son 10 gününde 6 zorunlu askerin intiharıyla gözler, yine kışladaki şüpheli asker ölümlerine çevrildi. Daha önce de gündeme gelen asker intiharları ile ilgili Asker Hakları İnisiyatifi ile görüşme yapan Meclis İnsan Hakları Komisyonu Başkanı Ayhan Sefer Üstün, yaptığı açıklamada, son iki buçuk yılda 175 er ve erbaş, son 10 yılda ise toplam 934 erbaş ve erin intihar ettiğini ifade ederek, “Son iki buçuk yılda iç güvenlik olaylarında 233 şehit, son 10 yılda ise 818 Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personeli şehit olmuş. Son on yılda intihar olayları şehit sayısını geçmiş durumda” demişti.
Son intiharlar üzerine Asker Hakları İnisiyatifi Sözcüsü Tolga İslam, asker intiharlarının sivil intiharlarının 2.5 katı olduğunu vurgulayarak, 6 askerin arda arda gelen intiharının kabul edilemez olduğuna dikkat çekti. İnisiyatif sözcüsü Tolga İslam, askeri denetleyecek sivil ombudsmanlık sisteminin bir an önce hayata geçmesi gerektiğini belirterek “Asker intiharlarına ilişkin gerçek rakamlar, Bilgi Edinme Yasası kapsamında paylaşılmıyor. Soru önergeleri yoluyla öğrendiğimize göre Türkiye’de son 10 yılda 936 asker, son 1 yılda 70 asker, bir başka deyişle her üç günde bir rütbeli ve zorunlu asker intihar etmiş. Biz de merak ediyoruz, sivil hayatta 20- 24 yaş grubu en az intihar oranını oluştururken, askerde bu çocuklar nasıl oluyor da intihara kalkışıyor? Kışlada neler oluyor?” dedi.
İntihar için askerliği bekliyorlarmış
BDP Van Milletvekili Özdal Üçer’in giderek sıklaşan asker intiharlarına ilişkin soru önergesini yanıtlayan Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, “İntihar yaşı askerliğe rastlıyor” diyerek, TSK’nın yaşanan intiharlarla ilgili herhangi bir sorumluluğu olmadığını savundu ve alınan tüm önlemlere rağmen 2002 yılından Aralık ayına kadar 965 askerin intihar ettiğini söyledi.
Bakan Yılmaz; “Ülke genelindeki intihar eğilimi ile davranışları; yaş grubu, eğitim seviyesi, coğrafi bölge ve il dağılımı açısından dikkate alındığında, Türkiye Cumhuriyeti devletinin ayrılmaz bir parçası olan TSK’ya da taşındığı görülmektedir.”diyerek yabancı ülkelerin silahlı kuvvetleri ile yapılan karşılaştırmalarda TSK personeli açısından olumsuz bir durumun bulunmadığının anlaşıldığını da ileri sürdü.
