İsveç’in başkenti Stockholm’de toplanan çok sayıda gösterici, yabancı karşıtı saldırıları ve ırkçılığı kınadı. Kärrtorp semtinde, 22 Aralık’ta gerçekleştirilen eylemde meydanlara çıkan onbinlerce kişi, ırkçı saldırılar karşısında sinmeyeceği, ırkçılık ve faşizme geçit vermeyeceği mesajını verdi.
Semtteki spor sahasında yapılan 20 bine yakın kişinin katıldığı gösteriye İsveç’in tanınmış sanatçıları da şarkılar söyleyerek destek verdi.
Semtlerindeki duvarlara gamalı haç çizilmesini ve ırkçı sloganlar yazılmasını protesto için gösteri yapan aralarında yaşlı ve çocukların da bulunduğu semt halkına “İsveç Direniş Hareketi” üyesi 50 civarında maskeli ırkçının saldırması İsveç’te büyük tepkilere yol açmıştı.
Gösteriyi düzenleyen “Hat 17” adlı ırkçılık karşıtı örgütlenme, faşistlerin saldırısını protesto için semtte yeni bir gösteri yapacağını açıklamış, tüm siyasi parti ve sivil toplum örgütlerine eyleme katılmaları çağrısında bulunmuştu.
Muhalefet partileri; Sosyal Demokrat İşçi Partisi, Çevre Partisi Yeşiller ve Sol Parti liderleri ve onlarca sivil toplum örgütü gösteriye katılacağını açıklarken, diğer illerde de sivil toplum örgütleri Kärrtorp halkına yönelik ırkçı saldırıyı protesto etmek için eylem yapma kararı almıştı.
Bu korkunuz neden?
Gösterinin ilk konuşmacısı Kuzey Kürdistanlı Senarist ve Yönetmen Rojda Şekersöz, “Ben burada siyasi şiddeti protesto etmek için değil bu ülkede yaşama hakkımı savunmak için gösteriye katılıyorum. Ben burada beyaz ancak lekeli bir ülkede doğdum. Kendimi bulmak için Asya’ya değil İsveç’in kuzeyine Dalarna’ya gittim. Sizin kültürünüzü elinizden almadım. Sizlere verdim. Siz de benim olmayan ülkemi elimden almadınız. Bu korkunuz neden?” diyerek başlattığı duygu yüklü konuşmasında toplumda yabancılara karşı giderek gelişmekte olan önyargıların ve ırkçılığın ulaştığı boyutları gözler önüne serdi.
Gösteriye Parlamento Başkanı Per Westerberg, Entegrasyon Bakanı Erik Ullenhag, Savunma Bakanı Karin Engström ile muhalefet ve iktidar partisi üyesi birçok milletvekili de katıldı.
Polisin pasifliği demokrasiyi tehdit ediyor
Son dönemlerde “İsveçlilerin Partisi” ve “İsveç Direniş Hareketi” gibi ırkçı grupların faaliyet ve saldırılarında artış görülürken İsveç polisinin önlem alma yerine sol gruplara yönelik operasyonlar yaparak ırkçılık karşıtlarını gözaltına alması tepkilere yol açıyor.
Aralarında İsveç’in en büyük gazetelerinde çalışan bir grup gazeteci ve yazar, Svenska Dagsbladet Gazetesi’nin “Tartışma” sayfasında yayınlanan “Polisin pasifliği demokrasiyi tehdit ediyor” başlıklı makalelerinde İsveç, Norveç ve Avrupa’nın birçok ülkesindeki polis teşkilatlarını 2011 yılında Anders Breivik’in Oslo’da gerçekleştirdiği katliamdan ders çıkarmamakla suçluyor.
İsveç ve Norveç istihbarat teşkilatlarının aşrı sağın ciddi bir tehlike teşkil etmediği değerlendirmesini yaptığını belirten aydınlar, ırkçı ve yabancı düşmanı akımların gazetecilere, basın ve ifade özgürlüğüne yönelik ciddi bir tehdit oluşturduklarını somut örnekler vererek aktarıyorlar.
10 yılda 14 ırkçı cinayet
İsveç Gazeteciler Federasyonu’nun yaptığı araştırmanın her dört gazeteciden birinin baskı ve kaygılardan dolayı bu tür konuları yazmadıklarını, son 5 yıl içinde her on gazeteciden dördünün tehditle karşılaştığını gösterdiği belirtilen makalede İsveç Güvenlik Polisi’nin (Säpo) bu tehditleri ciddiye almayarak anayasa suçu işlediği belirtiliyor.
Säpo’nun yayınladığı istatistiklerin, 1999-2009 yılları arasında ırkçıların 14 cinayet işlediklerini gösterdiğini belirten aydınlar, polisin ırkçıların yaptıkları gösterilere çok sayıda polis göndererek ırkçıları korurken sıradan insanları savunmasız bıraktıklarına dikkat çekiyor ve “Demokrasi bir kaç cepheden tehdit altında. Şimdi Säpo uzun yıllardan beri süren pasif tutumuna son vermelidir” diyorlar.