Başbakan Tayyip Erdoğan’a atfen yayınlanan son ses kaydı, Milliyet’te Hasan Cemal ile başlayan, daha sonra Can Dündar, Derya Sazak ve Yayın Koordinatörü Tahir Özyurtseven ile devam eden gazetedeki tasfiyenin arka planında yaşananları da gün ışığına çıkarıyor
Başbakan Tayyip Erdoğan’a atfen yayınlanan son ses kaydı, Başbakan ile Milliyet ve Vatan gazetelerinin sahibi Erdoğan Demirören arasında medya tarihine geçecek bir diyaloğu ortaya koydu. Başbakan, 28 Şubat 2013’te “İmralı zabıtları” manşetiyle çıkan Milliyet’in patronu Demirören’e haber için “rezillik, alçaklık, kepazelik, adilik” ifadelerini kullanıyor.
Artı1 TV’de Can Dündar’in sunduğu Canlı Gaste’de yayınlanan ses kaydı şöyle:
Erdoğan Demirören: Üzdüm mü seni patron?
Tayyip Erdoğan: Valla duman ettiniz her tarafı, rezil ettiniz.
E.D.: Ne zaman bir araya gelelim seninle?
T.E.: Valla, neyini bir araya geleyim ben yani, böyle bir rezillik olur mu ya böyle bir yani?
E.D.: Bunu sızdıranları bulmamız lazım onun için
T.E.: Siz bırakın sızdıranları yani sızdıran sızdırmış size o ayrı mesele de, yani sizin gazetenizin görevi böyle bir provokasyonu yapmak mı?
E.D.: Yok böyle aklımızın ucundan geçer mi sayın başbakanım.
T.E.: Ne demek geçer mi canım işte geçti daha ne olacak. Yani başlık böyle bu şekilde atılacak, yani aklımızın ucundan geçer mi geçmez mi geçmez mi yani üç tane beş tane fazla satayım diye böyle namussuzluğu yapıyor hangi adamın yapıyorsa ondan sonra siz hala bunları savunuyorsunuz yani aklımızın ucundan geçer mi?
E.D.: Savunmuyorum bütün gece ben bununla uğraştım.
T.E.: Allah aşkına yani siz bu gazetelerin yani başlıklarını manşetlerini.
E.D.: Benim senden bir ricam var, sen bana bir yarım saatini ver.
T.E.: Valla çok sana yarım saatler ayırdık ya. Yani ayıp oluyor ya böyle bu şey olur mu ya. Ve ben bundan sonra zaten bir tane gazetenizden adam almayacağım şeyine bütün yurtdışı seyahatlerime, hadi alalım hadi alalım falan e adamla kaç kere oturduk konuştuk. Derya efendiyle ben de konuştum arkadaşlarım da konuştu yani bu güzel bir sürecin içerisine girmişiz bir çözüm süreci diyoruz riskler alıyoruz bilmem neler yapıyoruz, ve yalan yanlış bir tane şey orda atıyor manşeti ahlaksız adi herif kepaze herif yani bu sürecimizi bizim baltalamak istiyor sizde bunun patronusunuz.
E.D.: Peki benden ne istiyorsun?
T.E.: Benim senden isteyeceğim bu adamların bu namussuzların hepsine ne yapacaksan yapman lazım, yani bu başlığı nasıl atarsınız demen lazım. İşyerinizde size birisi bir namussuzluk yapsa acaba bir saat tutar mısınız?
E.D.: Tutmayız.
T.E.: Hemen kapıya koyarsınız.
E.D.: Ama ben söyleyeyim bak.
T.E.: Bu kadar risk alacağız bilmem ne yapacağız dün atılan başlık yenilir tutulur değil bak sizi aramadım arkadaşlar…siz bugün aramazsanız ben yine….
E.D.: Alo.
(Görüşme kesildi.)
- görüşme
T.E.: Alo
E.D.: Gerekeni yapacağım ben Sayın Başbakan’ım, ben seni…
T.E.: Siz takdir ederseniz nasıl şey yaparsınız
E.D.: Ben sana söz…
T.E.: Derya (Sazak) bu işin birinci derecede sorumlusudur, haberi yapan terbiyesiz (Namık Durukan) bunun sorumlusudur bunu kim ona sızdırdıysa…
E.D.: Ben onu bugün
T.E.: İyi niyetliyse o size kim sızdırdıysa onu söylesin, acil onun hakkından gelelim. Eğer bu benim ekibimden birisiyse ben gereğini yaparım ama bu BDP’den birisiyse onu da söylesin, onu da biz de gereğini yapalım.
E.D.: Ben size bugün akşama kadar kimden geldiğini önünüze getireceğim.
T.E.: Tamam
E.D.: Tamam mı Başbakan’ım?
T.E.: Tamam tamam
E.D.: Sen kendini üzme
T.E.: Tamam tamam
E.D.: Hadi bakalım
T.E.: Peki hadi, hayırlı günler, Alo
E.D.: Nasıl girdim bu işe ya kim için (Ağlıyor)
T.E.: Hayırlısı olur inşallah, peki hadi hayırlı günler
E.D.: Sağ olasın (Ağlıyor)
T.E.: Hayırlı günler