Semerkov Mayıs 2015

0
446

Kahvede sohbet eden Abazalar, başlarından geçen ilginç olayları anlatıyorlarmış. İçlerinden biri anlatmaya başlamış.

-Bir gün balık avlarken oltama büyük bir balığın takıldığını anlayınca, yavaş,yavaş ve büyük bir mücadele ile kıyıya çektiğimde kocaman bir balık olduğunu gördüm, balığı tek başına taşıyamayacağımı anlayınca gidip köyden atımı aldım, fakat balığı atın üzerine koyduğumda bir taraftan başı diğer taraftansa kuyruğu yere değdi. Yola çıktım ama o da ne, az sonra balığın ağırlığından atın beli kırılmasın mı?

Bir başka Abaza lafa girmiş.

-Biz de üç arkadaş bir gece at çalmaya Kabardey köyüne gitmiştik. O arada çalıların arasından bir ses duyunca tüfeğimi ateşlememle acı bir feryat duyup çalılıklara koştum Vurduğumun arkadaşım olduğunu görünce hemen bir mezar kazmaya başladım, fakat o arada diğer arkadaşım gelerek; “sen katilsin” deyince onu da vurmak zorunda kaldım, onun için de bir mezar kazmaya başlamıştım ki bu sefer de karşıdan bir traktör dolusu Kabardey yanıma doğru gelmiyor mu?

Balığı yakalayan Abaza haykırmış.

– Yok artık, Kabardeyleri de vurup gömdüm deme.

– Şu yakaladığın balığın boyunu daha makul bir ölçüye çek de bir traktör dolusu Kabardeyi vurdurma o zaman…

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz