Mızıka’nın peşi sıra (2. Bölüm)

0
514

Büyük Çerkes sürgünü ile birlikte çok sayıda Çerkes göçmen, Osmanlı Historical Dictionary of Kosovo isimli eserde Çerkeslerle ilgili aşağıdaki bilgiye rastlanmaktadır.

“Çerkesler, Kuzey Batı Kafkas dillerinden Adıgeceyi konuşan Karadeniz’in doğu kıyılarından bir Müslüman halktır. 1864 yılında Ruslar tarafından anayurtlarından sürülerek Kosova ve Balkanların diğer bölgelerine Osmanlı idaresince yerleştirildiler. Osmanlıların politikası, bu yeni yerleşimcileri, Balkanlarda bir Anti-Ortodoks bloğu olarak kullanmaktı. Çerkes Kaynaklarına göre 2000 kadar aile Kosova’ya yerleştirildi. Gelenlerin çoğu Doğu Kosova’da, 30 kadar bağımsız köy kurdu. Çerkesler, savaşçı, çok iyi ata binen insanlardı ve Osmanlılar tarafından 1876 yılına kadar özellikle Bulgarların üzerinde baskı aracı olarak kullanıldı.

Çerkesler, Kosova’da özellikle iyi silah yapımcıları, at yetiştiricileri ve binicileri ama çoğunlukla at hırsızı olarak bilindi. Çerkes erkekleri ve kadınları çekici ve aktif insanlardı. Çerkes kızı figürü, Arnavut kültürüne güzelliğin simgesi olarak girdi.

1890’larda Avusturya istatistiklerine göre 6400 Çerkes, Kosova’da yaşarken, 1980’lere gelindiğinde bölgede yaşayan Çerkeslerin nüfusu 700’e geriledi. Arnavut-Sırp savaşları yaşanırken Çerkeslerin büyük kısmı Kafkasya’ya geri döndü.”

Osmanlı kaynaklarına göre 1855-1864 tarihleri arasında bile Tuna Vilayetinde 250-300 bin dolayında Kırım ve Çerkes göçmeni bulunmaktaydı. Nüfus istatistiğine göre; nüfus büyük oranda gayri Müslimlerin lehineydi.

1858-1861 yılları arasında bölgeye iskân edilen Tatar, Nogay ve Çerkesler deftere kaydedilmedi. Bu yüzden veri kaybı söz konusudur. Tuna bölgesi, 1855-1865’te Kırım savaşına kadar büyük bir Çerkes muhacir akınına şahit oldu.

1855-1863 arasında 300 bin, 1863-1864 arasında 250 bin ve 1864-1865 arasında 70 binden fazla muhacir geldi. Hastalık, açlık ve deniz kazası gibi durumlardaki kayıpları hariç tutarsak on yıl içinde Kırım ve Kafkasya’dan gelip sığınanlar 650 bin kişinin üzerindedir.

Takvim-i Vekâyi’de aktarılan diğer bir habere göre 1863-64 kış mevsiminden Temmuz 64’e kadar Osmanlı ‘ya 200 binin üzerinde Çerkes göç etmiştir. Önemli bir bölümü TunaVilayetinin kurulmasından önce Silistre, Vidin ve Nişeyaletlerine yerleştirilmişti bile…

Mayıs 62’e kadar Rumeli’de 40 binden fazla Tatar hanesi yerleştirildiği bildirilmiştir. 1862 yılına kadar gelen muhacirlerin büyük bölümü Tatar ve Nogay olup, Çerkes, Hristiyan ve Musevi de bulunmaktaydı. Varna adeta bir dağıtım merkeziydi. 1859 Ağustos’unda ilk kafile Varna’ya varmıştı ve birkaç hafta sonra gelenlerle birlikte Dobruca taraflarında iskan edildiler. Kırım göçünün kesilmesine rağmen Çerkesler gelmeye devam ediyordu. Kayıtlara göre 1863 Şubat ayında 6700 hane Çerkes göçmen, Vidine sevk edildi. 6000 kadar Çerkesin Niş Eyaleti’ne sevk edilmesine karar verildi.

4 Haziran itibarıyla Niş’e gönderilmeyi bekleyen muhacir sayısı 5.000 idi. 1900 hane Rahova’da iskan edilecekti. Bulgaristan’a da sevk edilmeyi bekleyen 6000 Çerkes göçmen vardı. 1864 Temmuz ayı ortalarına gelindiğinde 60 bin Çerkes göçmen, dönemin sevk ve iskan sorumlusu Nusret Paşa tarafından Vidin, Niş, Sofya, Kosova, Vasovik, İştip ve Rahovec’e gönderilmişti.

15 bin kadarı Lom üzerinden Niş, Üsküp ve Priştine’ye kadar Bulgarların desteğiyle gönderilebilmişti. Bunların 3 binden fazlası Niş, Şehirköy, Üsküp ve İnebol’a diğerleri ise Priştine ve Vasovik taraflarına yerleştirildi.

Tatar ve Nogaylar, Dobruca bölgesine, Varna’nın kuzeyine ve Vidin, Lofça ve Sofya taraflarına yerleştirilirken; Kafkasyalılar Prizren, Üsküp, Niş, Vidin, Berkofça, Rusçuk, Şumnu, Mecidiye ve Varna’ya bağlı kazalara ve bir kısmı da Tırnova ve Sofya’da iskân edilmişlerdi.

Edirne ve Selanik’e bağlı yerlerde de az miktarda Çerkes yerleştirilmişti. Buradan da Osmanlı devletinin özellikle Çerkesleri Sırbistan sınırında Kosova ve Nişten başlayarak tüm Tuna boyunca bir kordon halinde iskan ettiğini görüyoruz.

Kosovalı Molla Kerim Hüseyinoviç, birkaç Abzahça kelimeyi paylaşmaktadır.

– ev: vunna (vune, una, hune).

– misafirhane: haces

– at ahırı: ses (abadz. ses, bozola)

– koyun: meli

– inek: cemi (abadz.semes)

– at: sr(abadz.su, sy).

– öküz: cu(abadz.cu).

– erkek: sxlr, flr (abadz.c’efo; cabar.c’yxu; saps.c’ife)

– insan: xlr, crfi?

– iyi adam: celedou

– iyi, hoş kadın: bzr, hlfil

– kadın: srz (abadz. c’efedze; cabar.fyz, cuxubs; saps.suz).

– çocuk: cale (abadz. c’al, dyaale, sabji; cabar.sab; saps.c’ale, calle).

– kız: passé (abadz. psase, psese; cabar.xigebz, xrrygebz; saps.psase).

-ölü:chadhe

– erkek gömleği: dzan (abadz. djaun; cabar.gane; saps.djann, gijane).

– tarla: hase(abadz.zad’o, gugua; cabar.syvren; saps.zuape, mese).

– araba: gu

– eyer: van(abadz. vuann, uan; cabar.uane; saps.vuann, vuane, uape-pxa).

– sofra: ana

– Çerkes paltosu: ci, cej

– ekmek: chalu

– bıçak: kama (abadz. sesi; cabar.sea, se; saps.sezi).

 

Çerkesler kendi dilleri dışında Sırpça, Türkçe ve Arnavutçayı biraz yetersiz olmakla beraber bilmekteydi.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz