Hrant Dink’in hayaliydi Ermenice Radyo… Ancak bu hayalini gerçekleştiremeden katledildi. Bir grup Ermeni genç onun ikinci ölüm yıldönümünde, 17 Ocak 2009’da Nor Zartonk’un Tütün Deposunda düzenlediği anma etkinliğini canlı olarak yayınlayarak Dink’in yarım kalan projesini hayata geçirdiler.
“Yeni Radyo” anlamına gelen “Nor Radyo” o tarihten itibaren internet üzerinden “dünyanın tüm sesleri birleşin” sloganıyla yayınlarını sürdürüyor. Şimdi de Dr. Figen Algül tarafından “Dünyanın tüm sesleri birleşin” adıyla kitaplaştırıldı.
Türkçe’nin yanı sıra Batı Ermenicesi, Doğu Ermenicesi, Kürtçe, Lazca ve Hemşince programların dinlenebildiği Nor Radyo’da geçmiş yıllarda Rumca, Çeçence, Adigece, Zazaca, Gürcüce ve Pomakça yayınlar da yapıldı. Nor Radyo, Anadolu coğrafyasındaki tüm etnik ve azınlık kimliklerin sesini duyurmaya böylelikle “çok kültürlülüğün ve bir arada yaşamanın sesi” olmaya çalışıyor. Yayın ilkelerini “milliyetçiliğe, her türlü ırksal, etnik, cinsel ayırımcılığa karşı barış, özgürlük, eşitlik ve kardeşlikten yana tavır alır” ifadesinden hareketle oluşturan Nor Radyo, bir topluluk medyası olarak önemli bir çalışmaya konu edildi.
Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’nden Dr. Figen Algül, doktora tezi olarak incelediği Nor Radyo hakkında saha çalışması yaptı, görüşmeler gerçekleştirdi ve yayınların içeriğini inceledi.
Alternatif medyanın bir çeşidi olan topluluk medyası ile ilgili teorik çerçeveyi derleyen ve Avrupa Birliği’ndeki yasal mevzuat ve uygulamaları da çalışmasına konu eden Algül, topluluk medyasının önemini şu sözlerle dile getiriyor:
“Topluluk medyası devletten ve piyasadan bağımsızdır, küçük ölçeklidir ve farklılıklara saygı gösterir. İzleyici erişimini ve katılımını kolaylaştırmaya olanak sağlayan ve katılımı sağlayıcı biçimde yapılandırılmıştır. Topluluk medyasının örgütsel yapısı, tam katılımı olanaklı kılar ve iletişimin demokratikleşmesine katkı sağlar. Kapsama alanları açısından ulusal ve bölgesel medyadan çok yereldir. Tüm bu özellikleri nedeniyle de izleyicilerin, dinleyicilerin ya da okurların ihtiyaçlarını ve amaçlarını gerçekleştirmeleri için kendilerini ifade etmelerine olanak sağlar.”
Anaakım medyanın güçlülerin ve zenginlerin sesi haline geldiğini ve kamusal alandan dışlanan kitlelerin seslerini duyurmak için karşıt kamusallığın sesi olabilecek medyaya ihtiyaç duyduğunu hatırlatan Dr. Figen Algül “Çok kültürlü ve çok dilli yayıncılığın yapıldığı Nor Radyo modeli ülkemizde demokrasinin gelişmesi açısından teşvik edilmelidir” dedi.
Sunuş yazısı Prof. Dr. Özden Cankaya tarafından kaleme alınan “Topluluk Medyası: ‘Nor Radyo’ Örneği” isimli kitap Pales Yayınları tarafından basıldı. (CNN Türk)