Deniz kenarı…
Hafif bir esinti var, denizden karaya doğru…
Denizden gelen esintinin adı var…
Sokaklar dik kesiyor…
Sayı verilen sokaklar…
Buçuklu kesirli değil…
En çok sevdiğim ‘kafa bi milyon sokak’…
Nedense hep o sokağa gidiyorum…
…
Denizin kokusunu uzaktan alan bir binada…
İçinde her yaştan, sessizce prova yapıyorlar…
Biraz sonra, yıllardır yaptıklarını yine yapacaklar…
…
Elli yıl ile, bir farkı yok ilk günün…
Hep aynı replikler…
Hep aynı sahne…
…
Alkış çok değil, gerektiği kadar…
Perde çok nadir…
Zamanı gelince…
Belki bir tül…
Sahnede bir isim…
Aynalı…
Kendini aynada görünce, şakımaya başlayan muhabbet kuşu gibi…
…
Ateşin temenni edildiği…
Ateşin vasiyet olduğu…
…
Sıcağı hep hissedilen…
…
Bir söylenmiş, bin anlatılmış…
Hepsi farklı farklı dile gelmiş…
…
İlk söyleyen ile son söyleyen aynı şeyi demiş…
…
Elli yıl, söyleye söyleye ezberlenmiş…
Söylenen…
Anlatılan…
Dile gelen…
…
Herkesin bildiği, herkesin duyduğu, herkesin yaptığıi, söylenmiş…
…
Şu sokağı arıyorum…
Kafa bi milyon sokak…
Arıyor ama bulamıyorum…
…
Denizi arkama aldım oysa…