Birleşmiş Milletler, 21 Şubat Uluslararası Anadil Günü vesilesiyle her yıl dil çeşitliliğinin anlam ve önemine dikkat çekiyor. Birleşmiş Milletler Eğitim, Bilim ve Kültür Örgütü’nün (UNESCO) tahminlerine göre, bugün dünya çapında 6 bin dil konuşuluyor. Bunların 2 bin 500’ünün varlıkları ise tehdit altında.
Fransız Ulusal Bilimsel Araştırmalar Merkezi’nde görev yapan ve Alman Tehdit Altındaki Diller Derneği üyesi olan Katharina Haude, “Tehlikenin en önemli sinyallerinden biri ebeveynlerin çocuklarıyla kendi dillerini konuşmuyor olmaları” diyor ve özellikle yazıya geçirilmemiş olan, sözlü yerli dillerinin tehdit altında bulunduğunun altını çiziyor.
Bilim insanları dünya dillerinin yaşadığı bu çöküş çerçevesinde farklı açıklamalar sunuyor. Nimwegen’de bulunan Max Planck Enstitüsü bünyesindeki Tehlike Altında Bulunan Diller Arşivi’nin yöneticisi Paul Trilsbeek, “Faktörlerden biri kuşkusuz küreselleşme. İnsanlar yaygın dilleri konuştukları takdirde hayatta daha iyi şansları olacağını düşünüyorlar” diyor. Trilsbeek, görev yaptığı enstitüde tehlike altında bulunan dillerle ilgili multimedya arşivini yönetiyor. On yıldan uzun süredir dilleri tehdit altında bulunan insanlarla konuşabilmek adına dünyanın en ücra köşelerine giden araştırmacıların yaptıkları araştırmaların işitsel ve görsel kayıtlarını online veritabanında bulmak mümkün.
Trilsbeek, “Projenin temel amacı tehlike altında bulunan dilleri araştırma için belgeleyebilmekti, ancak söz konusu arşiv dil toplulukları için de önem teşkil edebilir” diyor. Trilsbeek’e göre bu çerçevede kayıtların öğretim materyalinin temeli olarak kullanılması mümkün, fakat bu ölmekte olan bir dile canlılık kazandırabilmek adına yeterli değil ve öncelikle dilin gelecek nesillere aktarılması motivasyonunun yeniden yaratılması gerekiyor. Trilsbeek, giderek daha fazla insanın akıllı telefon kullanmaya başlamasının ve internete erişimlerinin artmış olmasının sürece olumlu etkide bulunduğunu vurguluyor. Trilsbeek, “Böylece gitgide daha fazla yerli dili kendisine internet üzerinde yer buluyor, YouTube’da mesela. Dilleri korumak noktasında bunun da faydası dokunabilir” diyor. (dw.com)