Barış İçin Akademisyenler’in “Bu suça ortak olmayacağız” bildirisini imzalamaları nedeniyle Yrd. Doç. Dr. Esra Mungan, Yrd. Doç. Dr. Meral Camcı, Yrd. Doç. Dr. Muzaffer Kaya ve Doç. Dr. Kıvanç Ersoy’un yargılandıkları davanın dördüncü duruşması görüldü.
Mahkeme heyetinin yurtdışından gelen akademisyenleri, mahkeme salonuna almayacağını duyurması üzerine gerginlik yaşandı. Daha önceki duruşmalarda yurtiçinden ve yurtdışından gelen akademisyenlerin de izleyebildiği duruşmaya Hollanda ile yaşanan kriz damga vurdu. Avukat Meriç Eyüboğlu’nun duruşma sonrası yaptığı açıklamaya göre Mahkeme Başkanı, “Onlar bizi almıyorsa biz de onları almayız” diyerek yurtdışından gelen izleyicilerin salona alınmasına izin vermedi.
Duruşmada Mungan ve Ersoy hazır bulundu. Gergin başlayan duruşmada, akademisyenlerin avukatları Meriç Eyüpoğlu ve Oya Öznur, Adalet Bakanlığı’ndan gelecek yanıt beklenmeksizin beraat verilmesini talep etti. Avukatların taleplerini reddeden mahkeme, 301. maddeden yargılamanın yapılabilmesi için Adalet Bakanlığı’na yazılan müzakereye yanıt verilmediğinden duruşmayı 18 Temmuz’a erteledi.
Duruşmanın ardından adliye önünde bir basın açıklaması gerçekleştirildi. Akademisyenler Esra Mungan ve Kıvanç Ersoy tarafından okunan basın metninde, 16 Nisan’da yapılacak referandumuna vurgu yapılarak, “Herkesin farklılıklarıyla birlikte ve eşit yaşayabilmesi için nefes alabilmek için, barış için, demokrasi için hayır” denildi.
Duruşmaya alınmayan heyet de basın açıklamasında söz aldı. Münih Ludwig Maximilian Üniversitesi’nden Prof. Dr. Christoph K. Nevmann, Brüksel Özgür Üniversite’den Véronique Fontaine ve Brüksel’deki doktora öğrencileri federasyonu FeNİCS’ten Amandine Thiry dayanışma mesajlarını iletti. Ardından CHP İstanbul Milletvekili Mahmut Tanal, açık görülen duruşmalarda katılımcılar arasında ayrım yapılamayacağını dile getirdi.