Mezarı bilinmeyen Çerkesler

0
526

Rahmetli babamdan dinlerken hep üzülüp öfkelendiğim hazin bir anı bu…
Seferberlik zamanında tek amcamız o zamanlar bedelini ödeyerek askerden muaf olma hakkı var iken, bedel ödeyecek gücü olmasına rağmen dedem yanına bir de at katıp amcamızı Gaziantep’e askere yollamış. Öldüğü aylar sonra bildirilmiş amcamın, mezarının nerede olduğunu bilmiyoruz.

Bir zamanlar, mezarını bulabilir miyiz diye epey araştırmış, o zamanlar bu tür kayıpların çok olması nedeniyle bunun mümkün olmadığı cevabını verdiklerinde çaresiz isyan etmiştim.
Ben hâlâ bu işin mantığını anlayamıyorum. Bedel ödeyecek paraya sahipken, üstelik bedel parası edecek kadar değeri olan bir atı da yanına katıp o zor koşullarda neden askere gönderilmiş? Savaşın ne zaman sona ereceği, Türkiye’nin savaşa girip girmeyeceğinin belli olmadığı o dönemde akıl kârı değil!

Düşünebildiğim tek şey, bu ülkedeysek askerden kaçmak olmaz. En kahraman asker Çerkes olmalı (en iyi bildiğimiz şey, yüz yıllarca savaşarak öğrenilen iyi asker olmak) bu mantık hâkim olabilir diyorum.

Bazen tek amcam hayatta olsa kim bilir onunla ne güzel anılarım olabilirdi, çocukları olmuş olsa onlarla neler yapabilirdim diye düşünüyorum. Birkaç aylık evli gencecik adamın her hali iç yakıcı…

Yaşadığımız ülkede kendimizi iyi anlatamıyoruz, çoğumuz geçmişe dair araştırma yapmaktan kaçıyoruz. Bu durum yaşanan travmaların duygusal anlamda inkârı galiba.
TV dizilerinde Çerkesleri aşağılamaya çalışan, sıkıldıkça Çerkeslere akla ziyan sözler sarf eden birilerine denk geldikçe, “Sarıkamış’ta donarak ölen onca Çerkesin, amcam gibi mezarsız askerlerin ruhu size huzur vermesin” diyorum.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz