Talan ve katliamın son kurbanı Kaz Dağları

0
580

Türkiye’nin oksijen deposu Kaz Dağları’nda altın madeni arama çalışmaları için binlerce ağacın kesilmesi ve siyanür kullanılacağının ortaya çıkması büyük tepkiye yol açtı.
Kanada kökenli Alamos Gold şirketi tarafından yürütülen altın madeni projesinde, Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporunda 45 bin denmesine rağmen 195 bin ağaç kesilmesi ve siyanür kullanılacağı konusuyla ilgili başta TEMA Vakfı olmak üzere birçok STK harekete geçerken, CHP’li 26 milletvekilinin imzasını taşıyan araştırma önergesi AKP ve MHP’nin oyları ile reddedildi.

Bölge halkının ““Çanakkale halkı Kazdağları’na sahip çıkıyor” diyerek başlattığı dayanışma çığ gibi büyüdü ve 26 Temmuz’da ‘Su ve Vicdan Nöbeti’ başladı. 5 Ağustos’ta bir açıklama yapan ‘Su ve Vicdan’ Koordinasyon Komitesi’nin taleplerinde şu ifadeler kullanıldı:
1. Kanadalı Alamos Gold Şirketinin ve taşeronlarının Kirazlı Balaban’daki yaşam alanlarımızdaki (toprak, hava, su) katliamlarına son vermeleri,
2. Kesilen ağaç sayısının tespiti için tarafımızdan görevlendirilecek uzmanların da yer aldığı bir komisyon oluşturulması,
3. Kirazlı Balaban’daki doğa katliamından sorumlu olanların yargı önünde hesap vermesi,
4. Kazdağları ve yöresindeki tüm metalik madencilik ruhsatlarının iptal edilmesi taleplerimizin sonuna kadar arkasındayız.
Dünyaca ünlü piyanist Fazıl Say, çevre katliamına dikkat çekmek amacıyla 19 Ağustos’ta Kaz Dağları’nda konser verdi. Doğa katliamına dikkat çekmek istediğini belirten Say, kendi bestesi olan Kaz Dağları Marşı’nın prömiyerini 50 yaşındaki bir çam ağacının altında çaldı. Yaklaşık 50 dakika süren konseri binlerce kişi izledi.
Konser öncesi Su ve Vicdan Nöbeti’ne katılanları selamlayan Çanakkale Belediye Başkanı Ülgür Gökhan, “Homeros İlyada’da tanrıların savaşı Kaz Dağları’ndan izlediğini yazar. Dünyanın en önemli efsanelerine ev sahipliği yapmış bir alandasınız. Bugün şehrimize Kaz Dağları hepimizin diyerek gelen hepiniz hoş geldiniz” dedi.
İda Dayanışma Derneği’nden Hicri Nalbant da konser öncesinde yaptığı konuşmada, Kaz Dağları’nda dünyanın en kirli sanayilerinin kurulmak istendiğine dikkat çekti. Nalbant, “Çanakkale’de Kaz Dağları’nın talanına karşı çeyrek asırdır mücadele veriliyor. 60 ‘tan fazla dava açılmış ve mücadelede kesinlikle şiddette başvurulmamıştır. Buradan doğa mücadelesi veren Salda Gölü’ne, Munzur’a, Murat Dağı’na selam olsun. Fazıl Say’ın şahsında bize destek olan tüm sanatçılara selam olsun” ifadelerini kullandı.

Tek zararlı çıktı siyanür değil

Kazılar sonucunca on binlerce ton ağır metal de yeraltından çıkarılmış olacak ve bunlar doğaya karışacak.
Kazılar sonucu serbest kalan sülfür doğadaki su ile bir araya geldiğinde asit oluşturacak. Bu da zararlı çıktı olarak doğaya karışacak.
Kazılar sırasında milyonlarca ton cevher dışarı çıkarılacak ve öğütülecek. Toz, yakın ormanları kaplayacak.
Cevher çıkarma işlemi sırasında yoğun patlayıcı kullanımının yanı sıra tüm iş araçları devasa miktarlarda yakıt kullanacak.

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz