Kapılar eski…
Kapılar dar…
Kapılar karanlık…
Geçit vermez kapılar…
Ev kapısı,
El kapısı,
Çile kapısı,
Karanlık sokaklarda hortlak,
Hırçın ve korkak kapılar…
Tüm sokaklar çıkmaz,
Bütün kapılar açılmaz,
Koca Evren de parmaklıklar…
Islık çalar; Kadın’ım…
Sopa çeker; Kadın’ım…
Üstümden geçer; Kadın’ım…
Kurşun sıkar: Kadın’ım…
Yüzüme kapanır yaşam; Kadın’ım…
Unutulur çocukluğum,
Unutulur gençliğim,
Olgunluğum unutulur,
Unutulur sevdalarım,
Yamarlar bir el kapısına ölürüm,
Sökülsem ölürüm bir daha…
El’im…
Kız’ım…
Bacı’yım…
Karı’yım…
Ana’yım…
Avutulacaksam yar,
Sevilirsem bahtiyarım…
Canlı canlı çocuk yaşta taşlanan,
Kör kuyularda boğulan Kadın’ım…
Sevdayım delicesine,
Gençliğin girdabında koşan yılkı aygırlarının,
Geleceğe oğul verenim,
Yıkılıp gider böylece korkuları.
Anadolu da Kibele
Olympos da Hera
Ege’nin köpüren sularında Afrodit
Tritonin gölünde Athena
Kızılırmak da Nandu
Kafdağı’nda Setenay’ım…
Tuz’um…
Ekmek’im…
Su’yum…
İnsan iki ben birim
Yaşamının üçte ikisiyim
Hepinizde birim
Yaşam benim…
Ben; Kadın!
30.08.2019