Zæwcikæw’da COVID-19 kısıtlamaları protestosu
Diğer gelişmiş ülkeler kadar olmasa da Rusya Federasyonu’nda da COVID-19 salgını baş verdi ve özellikle Moskova başta olmak üzere tüm şehirlerde etkisini göstermeye başladı.
Ülke genelinde 25 Nisan itibarıyla 80 bini aşkın pozitif tanı konmuş kişi tespit edilmiş ve ölümler 800’e yaklaşırken taşra sayılan Kafkas Cumhuriyetleri’nde salgın henüz yeni yeni kendini göstermekte. Aynı tarihte Kuzey Osetya-Alanya’da (KOA) resmi pozitif vaka sayısı 348’i, ölüm sayısı ise ikiyi bulmuştu ve şüphe sonucu test yapılan 500’ü aşkın kişi sonuçlarını beklemekteydi. Virüs temasından şüphe duyulan bir kaç bin kişi ise zorunlu yalıtıma tabii tutulmuş durumda.
Ülkede kırktan fazla insanın salgından öldüğü halde çoklu organ yetersizliğinden ölmüş gibi tutanak düzenlendiğini iddia edenler bir tarafta, hastalığın hiç görülmediğini iddia edenler diğer tarafta: Müthiş bir bilgi kirliliği var. Her ülkede salgına karşı sosyal yalıtım önlemleri gündeme gelmiş durumda, uymayanlara verilen ise cezalar çok farklı: Arjantin’de 15 yıla kadar ceza alınabilirken İtalya, Polonya gibi ülkelerde sadece para cezası var. RF’de ise kısa süreli gözaltı ve 15-300 bin Ruble arası para cezası söz konusu. Putin yönetimi bir yandan 30 Nisan’a kadar olan kısıtlamaların 10 Mayıs’a kadar uzatıldığını açıkladı bir yandan da ihtiyaç sahiplerine yiyecek yardımı yapılacağı bildirildi ancak kısıtlamalar sonucu gelirlerini kaybedenlere özel bir sosyal yardım söz konusu değil, sadece işini kaybedenler için kısıtlı bir işsizlik ödemesi var.
20 Nisan 2020 tarihinde, Kuzey Osetya-Alanya’nın başkenti Zæwcikæw’da (Vladikafkas) 1500-2000 kadar gösterici sokağa çıkma yasaklarıyla işyerlerinin kapanmasına karşı ve zor duruma düşenlere destek talepleriyle izinsiz bir gösteri için resmi binaların olduğu Hürriyet Meydanı’nda bir araya geldiler. Bu, RF topraklarında bu konuda yapılan ilk büyük çaplı gösteri olmuş oldu, iki hafta önce de Digor’da yüz kadar kişi kısıtlamaları protesto etmiş ve taleplerini “ya iş verin ya da yardım” diye dile getirmişlerdi. Bilindiği gibi, Kafkasya özellikle de KO-A’da işsizlik ve kayıt dışı çalışma büyük bir sorun, dolayısı ile kısıtlamalar sonucu yaşanan işsizlikten en çok zarar gören bölgelerden birisi burası, ayrıca klan ilişkilerinin ve dayanışmasının sürmekte olması da bu tür organizasyonlarda insanların korku duvarını aşmalarına yardımcı oluyor. Göstericilerin çoğunun Zæwcikæw dışından gelmiş daha zor durumdaki insanlar olduğu, bir kısmının da daha önce Güney’den göçmüş kişiler olduğu bildirildi.
Toplantıyı organize eden sosyal aktivist, KO-A onur sanatçısı Vadim Çeldiyev idi. Çeldiyev hastalığın abartıldığını, bunun herkese çip takmak ve halkın topyekûn dijital kontrolünü amaçlayan global bir komplonun gereği olduğunu iddia ederek kendini faşist RF’yi tanımayan bir “SSCB Vatandaşı” olarak ilan ederek insanları uyanmaya çağırmış ve bu tarihte şehir merkezinde bir araya gelip taleplerini dile getirmeye davet etmişti. Gösteriye çağırırken, Alman işgal kuvvetlerinin yayınladıkları yasaklar bildirisini yayınlayıp, insanlara “İşgal altında mıyız, bu önlemler niye?” diye sormuştu. İki hafta öncesinden başlayarak insanları #zabitarova hashtag’ı ile organize etmişti. Ancak kendisi toplantıdan önce “halka yanlış bilgi yayarak kaos ortamı yaratma” suçlamasıyla federal otoritelerce göz altına alınmış, göz altındayken de resmi görevlilere saldırdığı için tutuklanmış, iki ay hüküm yemişti. Ayrıca 700.000 Ruble’ye kadar maddi ceza ile 3 yıla kadar hak mâhkumiyeti istenerek “yalan haber yaymak, halkın sağlığını tehlikeye atmak” suçlaması ile yargılanacağı açıklanmıştı. Avukatı ise polislerden birinin diğerine vurduğunu ve bunun müvekkilinin üzerine atıldığını açıkladı, Çeldiyev’in de bu gelişmeler üzerine açlık grevine başladığı bildirilmişti. Ardından toplantı sadece kısıtlamalara karşı bir sivil itaatsizlik eylemi olmaktan çıkmış ve Çeldiyev’in serbest bırakılması ile Devlet Başkanı Bitarov’un istifasının istenmesine odaklanılmıştı. Bu süreçte Bitarov hakkındaki kimi iddiaların yeniden internet ortamında yayıldığını ve çevresindekilerin hatta kendisinin yolsuzluklarla suçlandığını da gördük: Sevenleri onun gelmiş geçmiş çalmayan tek lider olduğunu söyleseler de.
Resmi binaların olduğu Hürriyet Meydanı’nda bir araya gelenlerin çoğu ekmeğinin derdinde, önlemlerin gevşetilmesini isteyen, işlerini yitirmiş gençler iken aralarında SSCB’yi yeniden canlandırmayı amaçlayanlar da vardı. Bazıları ise Devlet Başkanı Bitarov’un muhalifleri olup bu zor durumu onu daha da zora düşürmek için bir fırsat olarak görenlerdi. Hatta kamu avukatı İdira Gabolaeva tarafından, katılımcıların 500 Ruble karşılığında tutuldukları bile iddia edildi. Gösterilerin başlamasından birkaç saat sonra göstericilerin yanına gelen Bitarov onlarla konuşmaya çalışmış, salgının yalan olduğunun ispat edilmesi halinde yasakları kaldıracağını ama bu olmadıkça yasaklara uyulmasının salgının yayılmasına karşı yapabilecekleri tek şey olduğunu bildirerek bir heyeti seçmeleri durumunda onlarla daha sakin bir ortamda görüşeceğini açıklamıştı. Bu görüşmede temsilcilere önlemler dolayısı ile işsiz kalanların ailelerine ve yoksullara yardım edileceği vaat edildi ve hâlihazırda 152 aileye yardım edildiği açıklandı. Ancak işsiz kalanlar çokluk enformal işlerde kayıtdışı çalışan kişiler olduğundan onlara hitap eden vaatler değildi bunlar. Olaylardan sonra, 1100 aileyi kapsayacak şekilde, zora düşen çocuklu ailelere ve herhangi bir geliri olmayan ailelere 3-10.000 Ruble arasında bir defalık yardım yapılacağı da açıklandı.
Devlet Başkanı ile görüşmelerin başlanması üzerine göstericilerin bir kısmı uyarılar üzerine alanı terk ederken kalanlar kendilerini alandan zorla çıkarmaya başlayan Milli Muhafızlara (Rosgvardiya) karşı direndi ve kaldırım taşları attı. Sonuçta 69 kişi olay yerinde gözaltına alındı, daha sonra gözaltına almaların devam ettiği ve 150’yi aşkın kişinin gözaltına alındığı bildirildi. Gözaltına alınanlardan, güvenlik kuvvetlerine mukavemet ve holiganlıktan 3-15 gün hapis cezası istenen 18’i daha sonra tutuklandı, 23’ünün ise soruşturması devam ediyor. Beşi halen hastanede olan 13 milli muhafız ve polisin yaralanmasıyla ilgili olarak açılan dava doğrudan Başkan’a bağlı olan Federal Soruşturma Bürosu Sledkom’a devredildi.
Olaylar sırasında emirlere uymayıp aralarında kadınların da olduğu sivillere kaba kuvvet kullanmayan muhafızların da olduğu görüldü, daha sonra bunlara işten el çektirildiği açıklandı. Bu sırada geçici bir hükümet kurulmasını isteyen göstericilerinden bazılarının başkan olmasını istedikleri, ailesinin ölümüne neden olan uçak kazasından sorumlu İsviçreli hava kontrolörünü öldürmesiyle tanınan ve cezasını çekip ülkesine bir kahraman olarak döndükten sonra bir zaman bakan yardımcılığı görevine de getirilmiş olan Vitaly Kolaev, olayları ve protestocuları kınayarak böyle bir talebi olmadığını bildirdi.
Olaylar sırasında hiçbir koruma önlemi almayan insanların yaşadıkları kargaşa sonucu mevcut enfekte insanların diğerlerine de bulaştırmış olmasından ve yakında salgının patlamasından korkuluyor. Sağlık Bakanlığı ise olaylardan beş gün sonra gösterilere katılanların arasında şimdiden COVID-19 belirtilerinin görüldüğünü açıkladı. 25 ve 26 Nisan’da sadece iki günde rekor sayıda (148) yeni vaka tespit edilip toplam sayının 549’a ulaştığı bildirildi.
RF’de COVID-19 hastalarının bakımı için günde 6-20 bin Ruble arasında bir kaynak ayrıldığı halde KO-A’daki hastalara sadece günde üç öğün çorba verilip bir kez ateşlerinin alındığından, yapay solunum cihazları ve diğer temel ekipmanın zamanında alınmamış olmasından, hastalara hiç bir bilgilendirme yapılmadığından ve hatta ilaçlarının alınmasının dahi yakınlarına düştüğünden şikayet eden insanların hedefinde ise Sağlık Bakanı T. Gogiçayev var.
Hayri Ata’ya göre bu olaylar “… yıllardır ‘enerji biriktiren ekonomik fay hattının’ kırılmasıdır … Gelir eşitsizliği, işsizlik ve yoksulluk bir boşluk bulup patlayacaktı, salgın ve gelen yasaklar bahane oldu. Her yerde olduğu gibi, ülke kaynakları bir avuç ‘neo-oligark’ tarafından paylaşılıyor, işsizlik ve yoksulluk artıyor; genç insanlar ya başka ülkelere göç ediyor ya da uyuşturucu, kaçakçılık gibi marjinal akımların kuyusuna düşüyor.”
Yılın ilk üç ayında KO-A’da tutuklananların %88.3’ünün işsiz olması bu yorumu destekliyor. Diğer taraftan bu protesto hareketinin, kısıtlamalar yüzünden ekonominin yavaşlamasından zarar gören büyük sermaye sahiplerinin yönlendirmesi ile olduğu ve insanların hayatlarını hiçe sayarak kârlarını gözeten açgözlülerin oyununa gelen çaresiz insanların kullanıldığı da iddia ediliyor. Bu harekete katılanların büyük kısmının çokluk Güney’den gelmiş, işyerlerinin kapanması sonucu en çok zararı gören kayıt dışı kesimlerden olması bunu doğrular nitelikte. Aynı zamanda bu olaylar bahane edilerek, sevilen Oset lider Bilar Kabaloyev’in yerine 1981 yılında atanan Rus Vladimir Odintsov veya yakın zamanda İnguş lider Yunus-Bek Yevkurov örneğinde olduğu gibi merkezi yönetimin yerel toplumdan kopuk birisini atayıp yönetimin halktan tamamen koparılacağına inananlar da var. Bu gibi elitler-arası çekişmelerin ve yaşanan kargaşaların Bitarov’un pozisyonunu sarstığını söyleyen, St. Petersburg Siyaset Forumu’ndan Prof. Mikhail Vinogradov gibi yorumcular olsa da mevcut güçlü bir adayın olmamasından dolayı Putin’in Bitarov’la yola devam edeceğine inanılıyor.
Pek çok kapalı toplum gibi RF’de de insanlar doğru bilgilendirme yapılmadığından salgın gibi somut gerçeklere bile inanamaz bir ruh haline giriyorlar. Dükkanlar açık iken parkların kapatılması gibi kimi önlemlere anlam veremiyorlar ve dolayısı ile tüm COVID-19 salgınının şişirilmiş bir yalan olduğunu, hastalığın varsa da grip gibi bir hastalıktan daha tehlikeli olmadığını iddia edip, bunun bahane edilerek insanları kontrol etmeyi amaçlayan global bir komplonun gündeme getirilmek istendiğine dair teorilere inanmaya yatkın oluyorlar.
Ülkede salgın ile ilgili nelerin nasıl ve neden yapılmasına dair ayrıntılı bilgilendirmeler yerine tuvalet kağıdı rulosu saydıran futbolcuların “evde kal” videolarıyla karantina önlemlerinin desteklenmesi insanların şüphe duymasını artırıcı etki yapıyor. Prof. Ushakov ise RF özelinde, ülkede uzun zamandır bir salgın yaşanmamış olmasının, oligarkların kazanç kaybına uğramamak için geniş kesimleri yanlış yönlendirmelerinin, federal ve bölgesel karşı-elitlerin bu krizi politik bir fırsata dönüştürmek istemelerinin ve hastalıktan şimdilik zarar görmeyenlerin tedbirleri kapana sıkıştırılma gibi algılamalarının olaylarda etkili olduğuna inanıyor.
Elbette müesses nizamın teorisyenleri de karşı komploları dile getirmekte gecikmediler. Güney Osetya Devlet Üniversitesi’nden Prof. Kosta Zugaev, KO-A’nın başkentindeki mitingin sosyal psikolojiyi istikrarsızlaştırmaya yönelik bir provokasyon olduğunu söyledi ve ayrıca olayı cumhuriyetin mevcut makamlarına karşı organize bir saldırı olarak değerlendirdi.
Tanınmış bir koreograf ve opera sanatçısı olan Çeldiyev yakın zamanda St. Petersburg Operası, Mikhailovsky Tiyatrosu ve Mariinsky Tiyatrosu’ndaki görevlerini bırakıp kendini siyasi çalışmalara ve sivil toplum kuruluşlarına adamış birisi. Yaşlı ve kimsesizler için bağış toplama organizasyonları için kurduğu “Oset İmece” / “Ирон Зиу” ve yoksul ama yetenekli çocuklara müzik eğitimi olanağı sağlayan sosyal projeleriyle tanınıyor ve yakın zamanda Elektrozink fabrikasının kapanmasını sağlayan hareketin öncülerindendi. Ancak Çeldiyev tartışmalı bir figür: Kimileri onu korkusuz bir halk kahramanı, tam bir yurtsever, iyilik perisi bir halk sanatçısı gibi görürken diğerleri ise vitrinlere oynayan, siyasi hırslarına yenilmiş, yetenekli ama sanatını zenginlere verilen özel konserlerde harcayan, oligarkların maşası ve dengesiz biri olarak görüyor: Özellikle, Bitarov’un özel ihtimam gösterdiği Akiller Meclisi ‘Ştır Nıxaş’ hakkında söylediği hakaretamiz sözler akla geliyor. Gariptir ki Bitarov’u da insanlar ya gerçek bir vatansever, çalmayan tek siyasi, işkolik bir halk hizmetkârı, kamusal kaynaklardan yapılması gereken harcamaları kendi parasıyla yapan biri olarak ya da devlet olanaklarını kendi firmaları için kullanan, Putin’e hoş görünmek için halkının ihtiyaçlarına gözlerini yuman, kifayetsiz bir siyasetçi olarak görüyorlar. Elbette mafya bağlantılı olma suçlaması her ikisi için de yapılıyor. Nitekim olaylardan sonra başlatılan “Çeldiyev’e Özgürlük” kampanyasından sonra bir de “Bitarov’a Destek” kampanyası başladı sanal ortamda ve her ikisinde de kısa zamanda binlerce imza toplandı. Bundan hareketle kimileri de “Niye Osetya’nın bu iki değerli yurtsever evladı birbirleriyle uğraşmak yerine bir araya gelip beraber çalışmıyorlar?” diye soruyorlar ancak bu istek yakın zamAnda pek gerçekleşecek gibi değil.
Bu arada salgın dolayısı ile Oset toplumları arasında dayanışma gösterileri de oluyor. Moskova Oset Cemaati Yönetim Kurulu Direktörü Fatima Merdenova 18.500 maske ile 1.500 koruyucu kıyafeti KO-A’ya gönderdiklerini açıkladı. Bölgede COVID-19 vakası görülmeyen tek yer olan Güney Osetya-Alanya’nın Devlet Başkanı Anatoly Bibilov da elindeki yapay solunum cihazlarından bazılarını vakaların çoğalmakta olduğu Kuzey’e göndereceğini açıkladı. Bu konuda Türkiye Osetlerinin anavatanla dayanışmalarına dair müjdeli bir haberi de önümüzdeki sayıda vermeyi ümit ediyorum.
***
Tsıkurayı Færdıg / Цыкурайы Фæрдыг (1. Bölüm)
Bu sayımızda SOIGSI Kuzey Osetya Beşeri ve Sosyal Bilimler Enstitüsü ile Kuzey Osetya gazetesinin ortak projesi olan “A’dan Z’ye Alanya” dizisinden çevirisini yayınlıyacağımız makale, “büyülü dilek boncuğu” anlamına gelen Tsıkurayı Færdıg / Цыкурайы Фæрдыг üzerine. Makalenin yazarı Zalina Konstantinovna Kuşaeva, SOIGSI Folklor ve Edebiyat Bölümü’nde kıdemli araştırmacı ve çoğu Nart Destanları ile ilgili kırktan fazla bilimsel makalenin yazarıdır. Kuzey Osetya-Alanya Cumhuriyeti Halk El Sanatlarının Korunması Sanat Konseyi ile Vladikavkaz Belediye bünyesindeki “Nartların Ülkesi” tarihi ve etnografik kompleksi oluşturma çalışma grubu üyesi. Türkiye Oset Diasporası’nda Ata Dinlerini yitirmiş olmalarından dolayı Tsıkurayı Færdıg geleneği ve ritüelleri kaybolmuş olsa da halen dillerinde “çok kıymetli, eşsiz bir şey” anlamında kullanılan Tsıkurayı Færdıg’a dair ilgi çekici bilgiler sunan bu makaleyi beğeninize sunuyorum. Çevirimi düzelten Sayın Ælbortı İrmæ Akdemir’e teşekkür ederim.
Atsætı Ufuk Güneş
Osetlerin etnik kültüründe önemli bir yer tutan, benzersiz bir kalıntı vardır: Tsıkurayı Færdıg ( arzuları yerine getiren boncuk: kelimenin sözlük anlamıyla, “istediğiniz her şeyi veren boncuk”). Alanların bu boncuklara duyduğu hürmet ve yüceltme geleneği çok eski zamanlardan beri bilinmektedir, Alan mezarlarında keşfedilen çok sayıda bulgu bunu açıkça göstermektedir.
Olağanüstü boncuk motifi, Oset halk geleneğine de sıkı bir şekilde yerleşmiştir ve neredeyse tüm türlerinin hikaye ve kompozisyon dokusunda bulunur: peri masalları, efsaneler, gelenekler, ritüel dualar, şarkılar, halk aforizmaları, vb. Bu motifin özel anlamsal zenginliği vardır ve Oset Nart Efsaneleri’nde de çok yaygındır. Önemli bir hikaye teması oluşturan bileşen olarak, geniş bir masallar külliyatında kendine yer bulmuştur: Nartların yaratılması üzerine destan (kadæg); Bezenag-Ældar’ın (Бедзенаг-алдара) oğlu Araxzaw (Арахдзау) nasıl doğdu; Hamıts Geleneği; Şırdon’un Batraz’ın göksel varlıklarla savaşı ve ölümü hakkındaki efsanesi; Nartı Şırdon’un, Nartların lideri Xamıts’ın hayatı ve ölümü hakkındaki efsanesi; Soslan’ın Sos taşından doğuşu; Soslan, Bedoxe ve diğerleriyle nasıl evlendi vb…
Tsıkurayı Færdıg’ın sembolik anlamı, göksel cisimlerin kökeniyle ilgili etiyolojik mitlere de yansır ( Nartların Ezeli Kökenlerine Dair Destan “Нарты равзæрды æнусон кадæг”), buradaki yaratılış sahnesinde ilahi enerji ve güneş ışığı boncukta vücut bulur ve kozmolojik modellerin inşasına katılır: “Görkemli atalarımız, eski ve sahte dünyanın uykuda, sessiz ve karanlık olduğunu söylerlerdi. Sonra ay ışığı gökyüzünde belirdi, yıldızlar parladı ve Samanyolu bir uçtan diğerine ufka doğru uzandı. Daha sonra Seher Yıldızı ışıldadı ve mavi gökyüzünde bir Güneş ortaya çıktı. Daha sonra, değerli bir boncuğun parlak ışığıyla, gökyüzünde bir kıvılcım parladı ve yeryüzüne düştü sonrasında dünyadaki her şey koyu bir külle kaplandı. Tanrı Nart’ı göksel ateşin kalıntılarından yarattı, Yaradan’ın nefesinden Tsikurayı bur Færdıg (Harika sarı boncuk “Цыкурайы бур фæрдыг”) Evren’in başlangıcında ortaya çıktı.” Soslan’ın doğumu hakkındaki Kadæg’ın Digor versiyonlarındaki hikayeye göre, Güneş kahramanı Sos-taşından doğar ve Harika Boncuk’un efsanede Güneş semantiğine sahip bir nesne olarak sunulması da dikkat çekicidir.
Oset mitolojisinin özelliklerinden kaynaklanan zihinsel özellikler, Nart Destanı’nda çoklu arketiplerin ve sembollerin aktif kullanımına katkıda bulundu. Dolayısıyla, destansı anlatı yapısında, harika özelliklere sahip pek çok tür nesne vardır: Watsamongæ (“Уацамонгæ” / harika kupa); fudiroxgænæn tzæh dor / zærdæ isærxæn dor (dig.) ( “фудирохгæнæн цъæх дор” / “зæрдæ исæрхæн дор” (диг.) / olumsuz olayların unutulmasına katkıda bulunan bir taş ); Sos-dor / æmir dor (dig.) (“Сос-дор” / “æмир дор” (диг.) / Soslan’ın doğduğu taş); ğulaqi færdıg / zolaq færdug (dig.) (“гъулахъи фæрдыг” / “золахъ фæрдуг” (диг.) / dirilten boncuk, Tsıkurayı Færdıg’ın benzeri); tæxgæ mæşıg (“тæхгæ мæсыг” / uçan kule); gamhud (“гамхуд “ / görünmez şapka); Arvaydæn (“Арвайдæн “ / Göksel Ayna); farnı læzæg (“фарны лæдзæг” / farn (bereket) direği) ve pek çok diğerleri gibi.
Farklı zamanlarda, bu konuyu V.F. Miller, K.L. Xetagurov, L.A. Çibirov, H. Tsğoytı, V.S. Gazdanov, D.G. Tmeneva, A.A. Tuallagov, T.K. Salbieva, D.V. Sokaeva, E.B. Besolova, V.A. Tsagaraeva ve diğerleri. Çok sayıda etnografik bilgiye göre, kimi Oset ailelerinde Tsykurayı Færdıg mevcuttur. Ayrıca kimi vadilerdeki Kutsal alanlardaki tapınak-depolarında da bulunmaktadır. Boncuklar sahiplerinin boncuklarıdır, bu nedenle özel bir kutsal huşu duygusu ile korunur ve meraklı gözlerden özenle gizlenirler. Boncuk, temiz, kar beyazı pamuk yumağı ile sarılır ve ortaya çıkarıldığı özel bir kült töreninden sonra her zaman bu pamuk yumağı yenisiyle değiştirilir. Bu boncuk, kural olarak, evin gizli bir yerinde, birbirlerinin içine konulmuş üç değerli kutu içerisinde saklanır.